Yeni bölüm zamanı...
İyi okumalar.
Seviliyorsunuzzz♥️
"Zaten benim seçimimdi Can. Yanımda bebeğimin babası olmadan hamilelik geçirmek. Doğum sancılarım hissettiğimde seni sayıklamak bile benim seçimimdi. Kızımı kucağıma aldığımda bile senin yokluğun benim seçimimdi. Oysa ki, ne kadar kolaydı karnım burnumda beni hatırlamayan bir adamın önüne dikilip baaak senden hamileyim ama sen beni hatırlamıyorsun demek. Bebeğimle birlikte ofiste sabahlamak bile o kadar kolaydı ki, anlatamam Can. Ve anlatmak bile istemiyorum. Çünkü sen beni anlamıyorsun. Senin kafanda suçlu bir resim çerçevesi var. Ne yazık ki o çerçevedeki fotoğraf bana ait. Umrumda mı? Değil! Nefret et bana Can. Kızına iyi baba olman benim için fazlasıyla yeterli. Zaten bizimle seninle tek ortak noktamız kızımız. Diğer duygularında serbestsin."
Günlerdir kafasını işgal eden düşüncelerden bir türlü kurtulamıyordu. Deryanın o hali hiç aklından çıkmıyordu. Bazen o kadına ne kadar büyük haksızlık yaptığını hissediyordu ama hep öfkesi diğer duygularını üsteliyordu. Dakikalardır Deryaların yaşadığı binanın önünde arabayı durdurmuştu. Ama bir türlü arabadan inip kızını almak için gidemiyordu.
O kapıyı nasıl çalacağını biliyordu ama kapı açılınca karşılaşacağı kadının yüzüne nasıl bakacaktı?
"Keşke tokat atsaydın ya.." dedi oflayarak. Dil yarası çok ağırdı. Hele bir de gerçekler, hissetiği acılar, yaşanmışlıklar döküldüyse eğer."
O hep kendi açısından yaklaşmıştı olaylara. O kızından ayrı kalmıştı, ona yalan söylemişlerdi, arkasından işler çevrilmişti.
Ama şimdi istemsizce sürekli Deryayı düşünüyordu. Onun içinde bulunduğu durumun daha zor olduğu belliydi.
Sıkıntılı bir şekilde derinden nefes alıp verdikten sonra yine aklına annesiyle arasında geçen konuşma geldi.
Dün..
Annesine evinde kalmayı teklif etmişti ama annesi kendi evinde kalmak istiyordu. Arabadan inip arka koltuktan annesi için aldığı çiçekleri ve mutfak için aldığı bir kaç şeyin olduğu poşetleri alıp hızlı adımlarla eve doğru yürüdü.
Annesine son haberleri vermek için sabırsızlanıyordu.
Kapı ziline basıp bir kaç adım geriye gitti. Bir kaç saniye sonra kapı açıldı. Annesini görünce kocaman gülümseyip "Anne!" dedi.
"Oğlum. Canım oğlum, hoş geldin." aynı mutlulukla karşılık verdi annesi.
Elindeki çiçekleri ona uzatıp "Size layık değil ama yine de kabul edin." dedi ve göz kırptı.
"Serseri!"
Annesi ile kapıönü şakalaşmasını bitirip içeriye geçti. Elindeki poşetleri mutfağa bırakırken "anne başka bir şeylere ihtiyacın olursa birlikte gidip alış veriş yaparız."diyordu.
"Tamam oğlum. Hem Nurgül de gelecek. Merak etme sen burayı."
Can annesinin yanına gelip sabırsızca "Sana çok güzel haberlerim var." dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kırık
RomanceOna dolu dolu bakan bir çift göze bakmamaya çalıştı.. Küçüğünden farklı olarak karşısında dikilen kaşlarını çatmış, bakışlarının soğukluğu ve öfkesi ile hem yaralı hem öfkeli dişi aslanı andıran kadının üzerine çevirdi bakışlarını.. "Gidiyorum.." "G...