Kırık

Sessizlik..

Merhaba, canokurlarım💗 nasılsınız? Yine gecikmiş bölümle karşınızdayım.

Size iyi okumalar..

Yorum yapmayı unutmayın..

Bu arada, herkesin bayramını kutluyor, hayırlı bayramlar diliyorum💗💗

Fırtına öncesi sessizlik ne kadar süre bilirdi ki?

Boş gözlerle Derya'yı izlerken mantıklı davranmasını hatırlatıyordu kendine. Eğer şimdi kızıp bağırırsa Derya bir yolunu bulur Arina'yı da alıp giderdi.

Tanıyordu kollarının arasında uyuyan kadını. Sessiz sakin davranışlarının ardında vahşi birisi varmış gibi hissediyordu bazen. Bazense yaralı bir kız çocuğunu anımsatıyordu.

Muammalı olaylar sarmıştı etrafını.

"Mantıklı davranmalısın Can."

Telefonu eline alıp Mert'e mesaj yazdı.

"Bu fotoğraftan sakın Leyla haberdar olmasın. Sana güveniyorum."

Mesajı gönderdikten sonra Derya'yı uyandırmamaya dikkat ederek yataktan çıktı. Pantalonunu giyinip Arina'nın uyuduğu odanın kapısını ses çıkarmamaya çalışarak açtı.

Arina etrafında olup bitenlerden habersiz bir şekilde uyuyordu.

Özlemine rağmen gülüyor ve büyüyordu.

Arinanın yanına gelip yatağın yanına yere çöktü.

Aynı annesi gibi uyuyordu. Yüzüne sarı saçları dağılmıştı. Terlemişti.

"Acaba kabus mu gördün meleğim?.."

Fotoğrafı hatırladı..

Derya başını göğüsüne yaslamıştı. İkisinin de yüzünde kocaman gülümseme vardı. Derya işaret parmağını Can'ın kalbinin üzerine koymuştu.

Ya Arina kızıysa o zaman ne yapacaktı? Nasıl onaracaktı babasızlığın küçük kalbinde açtığı yaralarını..

Derya'nın söylediklerini tek tek yeniden zihninde canlandı.
"Arinanın varlığından hiç haberi olmadı babasının." , "Ben belki de tanıdığın en yalancı en sahtekar kadınım? Neden bana bu kadar güveniyorsun?"

Gözünün önünde filmden bir parça gibi canlanan olaylar yeniden sinirlenmesine neden oluyordu.

Beyni sanki savaş alanına dönmüştü.

Leyla Derya ile tanışıyordu. Demek ki, o da tüm gerçekleri biliyor ve saklıyordu.

Ya Arina kendi kızıysa eğer? O zaman babasız kalmasına Deryanın yanı sıra Leyla da mı göz yummuşdu?

Değerli Leylası ona bu kötülüğü yapar mıydı? Yapmıştı işte!

Şimdi nasıl gidip hesap sora bilirdi ona? Susacaktı. Yıllarca susan birisi şimdi mi konuşacaktı.

İş başa düşmüştü. Can kendi araştıracaktı. Gerçekleri kendisi gün yüzüne çıkaracak ve Deryanın önüne dikilecekti.

Karanlığın kuytu köşesinde saklı kalan gerçekler yüzünden şimdi gidip yakasından yapışıp hesap soramıyordu kimseye.