İyi akşamlar hepinize 😊 Kırık üçüncü bölümü ile sizin karşınızda.. Ama bir şey söylemek istiyorum. Küçücük sitem belki de ama siz en küçücüğünden sayın..
Ateş'in izlerinden beni bilenler bilir, her bölüm başından yorum istiYorum demekten asla bıkmadım ve karşılığını hikayemi sevip sahiplenen can okurlarımdan aldım. Dikkat ederseniz benim derdim yorum)) çünkü sizinle konuşunca, ultrakomik yorumlarla kahkaha ata biliyorum ve daha iyi yazmak için çalışıyorum..
Aa tabii ki de hayalet okurlara da saygım sonsuz, sonuçta çekine bilirsiniz, bilmiyorum işte nedenleriniz vardır eminim. Ama hiç bir zaman ne yorum yapmayan ne de oylamayan bazı arkadaşlar gelip benimle densiz densiz konuşamaz! Hiç bir şekilde!
Sabırlı biriyimdir ama densiz, alakasız alakasız eleştirilerde bulunan insanlara karşı çok kırıcı ola bilirim. O yüzden beni ve hikayelerimdeki karakterlerimi küçümseyen laflar etmeyin, kalbinizi kırarım. Ki bu bir insana karşı yapmak istediğim son şey bile değil..O yüzden napıyoruz, insanların asabını bozacak, alakası bile olmayan yorumlarda bulunmuyoruz!!!
Eleştiriye açık insanım.
Tabii yerinde yapılan ve esası olan eleştiriye..
Neyse. Sizden ikinci ricam lütfen hikayeye destek olun, bol bol yorun yapın. Fikirlerinizi bilmek istiyorum.. Sizinle yorumlarda konuşmak, fikirlerinizi öğrenmek çok önemli benim için.. Tahminlerinizi yazın..
Bölümlerin hangi sıklıkla yayınlanacağını siz belirleyeceksiniz..
Çok konuştum kızmayın..
Sizi seviyorum CAN OKURLARIM❤️
Bazen gidenlerin ardından sessizce izlemekten başka yapacağı şey olmuyordu insanın..
Hele o insan Can ise hep en acılı gidişlerini sessizliğinde, duygusuzca bakan gözlerinde hatta gülüşlerinde gizlemişti.
Acı asla bitmezdi. İnsanın hayatını en alçakca sömüren, insaf tanımayan tek duyguydu acı.
Küçük erkek çocuğu babasının ölümünde tadarken acıyı yine aynı erkek çocuğu kollarında sevdiği kadının cansız bedenini taşırken yinelemişti aynı duyguyu.
Sonra acı ile savaşmanın en zor yolunu bulmuştu.
Gülümsemek. Hayata devam etmek..
En huzurverici yolunu bulmuştu.
Ailesine, sevdiklerine tutunmak onlara sarılmak..
Aradan 1 hafta geçmişti.
Can koltukta uyuya kalmıştı. Uyanmasına neden olansa kapının çalmasıydı.
Boyu ile kıyaslamanınca küçük çocuk yatağını hatırlatan koltukta uyumasından dolayı tutulan belinin ve acıyan kemiklerinin ağrısı yüzünü buruşturmasına neden olmuştu.
Elini saçlarına daldırıp başını kaşırken "Ben ne kadar uyudum ki?!" diye sordu kendine.
Kapının yeniden çalması ile üstüne çeki düzen verip kapıya doğru yürüdü.
Kapıyı açtığında beklenmedik misafiri Emre ile karşılaştı. Elinde bir şişe ve dağılmış bir adet adam.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kırık
RomanceOna dolu dolu bakan bir çift göze bakmamaya çalıştı.. Küçüğünden farklı olarak karşısında dikilen kaşlarını çatmış, bakışlarının soğukluğu ve öfkesi ile hem yaralı hem öfkeli dişi aslanı andıran kadının üzerine çevirdi bakışlarını.. "Gidiyorum.." "G...