Canokurlarım yeni bölüm geldiiiiii... Size iyi okumalar.. Bu aralar yoğunum o yüzden bölümler geç gele bilir. Kendinize iyi bakın, Allaha emanet olun..İyi okumalar...
•••••••••••••
Derya gözlerini araladığında Canın kucağında uyuduğunu fark etti. Kolları arasından çıkmadan önce Can'ın yüzünü inceledi.
Tıpkı kızı gibi o da uyurken kaşlarını çatıyordu. Ne kadar benzediklerini her zaman kabul etse de şimdi daha yakından bakınca daha çok emin oluyordu.
"Özledim.. Hem de çok.."
Aklına bugün yaşadıkları, aldığı kötü haber ve Can'ın ona destek olması gelince gözleri doldu.
Canı uyandırmamaya dikkat ederek yataktan kalkıp, kapıyı sessizce açıp odadan çıktı.
Bir kaç saat önce koltuğa boşalttığı çantasındaki eşyaların arasından arabasının anahtarını bulup evden çıktı.
O adamı görmeyince iyi olamazdı.
Hiç bir zaman baba sevgisi, baba şefkati görmemişti. En küçük hatasında bile odaya kapatır saatlerle çıkarmazdı.
Kendini bildi bileli hep çatık kaşlı, asık suratlı bir adamdı babası.Kendi doğruları, kuralları vardı hayatta. Kim bozarsa gözlerini kırpmadan silerdi. İnsanları sevmeye çalışmaz, ailesi ile vakit geçirmek yerine odasına kapanır kitap okurdu hep. Çocukken hep babasının acaba bu kadar sevilmediğinin farkında olup olmamasını merak ederdi. Biraz büyüyünce artık onunla ilgili her şeyden uzaklaşmıştı. Ama yine de kimseye belli etmese de içinde hep sevgisi vardı o adama karşı.
Ağabeyinin söylediği adreste bulunan hastaneye gelince dikkat çekmemek için arabasını daha tenha bir yerde parketti.
Gazeticiler büyük ihtimal hastanenin girişinde bekliyorlardı.
Saçlarını açıp kapşonunu başına geçirdi.
Arabadan inip hızla hastanenin giriş katına girdi.
Kapıda duran görevlilere babasının ismini söyleyip hangi katta olduğunu sorunca hiç bir cevap alamadı. Çaresizce etrafa bakınırken babasının avukatını asansörden çıkarken gördü.
Ona doğru gidip "Babam hangi katta?" diye sordu direk.
Adam onu görünce şaşkınlığını saklayamamıştı.
"Derya hanım? Siz ne zaman döndünüz? Babanız beşinci katta. Ama aileniz üçüncü katta özel odada bekliyor."
"Teşekkürler." deyip asansöre doğru yürümeye başladı.
Ne arkasından şaşkın şaşkın bakan adam ne de ailesinden birileri ile karşılaşacak olması ihtimali umrunda değildi.
Beşinci kata geldiğinde asansörden çıkıp etrafına baka baka uzun koridorda yürdü.
Koridorun sonunda dev cam çerçeveli bir oda vardı. Camdan içeri baktığında babasını gördü.
Odadan doktor ve hemşire çıkınca onlara taraf gitti.
"Merhaba. Ben Tahsin Demirhanın kızıyım. Durumu nasıl?"
Doktor elindeki kağıta bir şeyler not edip hemşireye verdi. Elindeki kalemi cebine koyarken "Açıkcası ailenizle konuştum. Bir daha söylüyorum. Hastaneye getirildiğinde çok kan kaybetmişti. Üç tana kurşun çıkardık. Durum hala ciddiyetini koruyor." dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kırık
RomansaOna dolu dolu bakan bir çift göze bakmamaya çalıştı.. Küçüğünden farklı olarak karşısında dikilen kaşlarını çatmış, bakışlarının soğukluğu ve öfkesi ile hem yaralı hem öfkeli dişi aslanı andıran kadının üzerine çevirdi bakışlarını.. "Gidiyorum.." "G...