Kar küresi

6.5K 380 37
                                    

Merhaba, can okurlarım! Nasılsınız? Belki de bana kızgınsınız, belki de sizi unuttuğumu düşünüyorsunuz. Ama asla öyle değil.

Uzun zamandan sonra yeni bölüm yayınlıyorum, bol bol yorum yapın. Varlığınızı belli edin. Hayalet Casper olmayın lütfen 😀 sizi çoook seviyorum!

Bol bol yorum yapın, inanın uzun zamandır bölümü kelime kelime yaza biliyorum. Sınavlar falan derken benim kafa iptal.

Hatalarım varsa mutlaka söyleyin. Yorumlarda buluşalım😀

İyi okumalar💞

^^^^^^




Yüzünde gezinen narin parmakları hissediyordu. O küçük ve narin eller rahat durmuyor burnuna, dudaklarına dokunuyor sakallarını adeta dokunuşları ile seviyordu.. Kulağına kıkırdamaları, küçük kız çocuğu gibi eğlendiğini belli eden sesi geliyordu.

Başını yana çevirip o parmakların sahibini görmek istiyordu ama her taraf karanlıktı. Sanki yatağa çivilenmişti ve gözlerini bile kıpırdatamıyordu..

Garipti. Yanında birisi vardı ama çok üşüyordu.
Sonra ne olduğunu anlayamadan kendisini yağmurlu buz gibi havada bir yolda buldu.

Yine karanlık ve yine aynı kemiklerini bile üşüten soğuk.. Yürüyordu. Nereye gideceğini bilmeden yürüyordu sadece. Yağmurun yüzünde bıraktı ıslaklığı hissediyordu..

Ve aniden sağ taraftan gelen korna sesi...

Gözlerini kapatmasına neden olan beyaz ışık dikkatini dağıtmıştı.

Ve arkadan bir kadın sesi duydu.

"Caan!!!" ve sonrası ilk önce hissetmediği ama daha sonra sert zemine yığılırken yanağına doğru süzelen sıcaklık..

Gittikce kadının sesi uzaklaşıyordu. "Can lütfen aç gözlerini! Yalvarırım Can..."

Yatağından Hayır! diye bağırıb sıçradı. Kalbi sanki her an göğüsünden çıkacakmış gibi hızlı atıyordu. Nerede olduğunu hatırlamaya çalışırken başarılı olamıyordu. Başında hissettiği tarifsiz acı ve gördüğü rüyanın belirsizliği tüm sabrının son bulmasına neden olmuştu. Yatağın yanı başındaki komodinib üzerindeki elibe ilk geçen şey bardak oldu ve bağırarak odanın bir tarafına fırlattı.

"Ahh! Lanet olsun!"

Daha sonra ise tüm enerjisi bitmiş gibi olduğu yerde sessizce durdu.

Bir saat, iki saat belki de daha çok. Sadece karanlıkda belirsiz bir noktaya gözünü dikip sustu.

Kabusunu düşündü. Yüzüne dokunan ellerin soğukluğunu hâlâ yüzündeymiş gibi hissediyordu. Gerçek gibiydi. Rüyayı düşününce üşümüştü.
Belirsizlikler canını yakıyordu. Yıllardır..

Kendini yeniden yatağa sırtüstü atıp yeniden karanlığa dikti gözlerini. Geçmişin bir parçası da karanlıktı.

Karanlığa alışmıştı ama diğer tarafı o karanlık sayfalarda önemli bir şeyini bıraktığını düşünüyordu.

Yeniden gözlerini kapatıp uyumaya çalıştı.

Geçmişi ve belirsizlikleri düşünmemeği tercih ediyordu. Belki o zaman daha kolay devam ede bilirdi hayatına.

KırıkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin