İkizlerin Geçmişi I

87 11 10
                                    

2 Ekim 1888 İngiltere
Wason Malikanesi
Saat 08.04
Jack o gün suratsız bir şekilde sofraya oturdu. Düğün hazırlıkları onu yeteri kadar yormuştu. Lady Maria ile evlenmesine sadece iki hafta kalmıştı. Şu evliliğin bir an önce olup bitmesini istiyordu. Bu acelesinin nedeni Lady Maria'yı sevdiğinden değil bir an önce bu evden ve babasının gölgesinden ayrılmak istemesiydi.

Kahvaltı sofrasının karşı tarafında babası bir elinde gazetesi bir elinde çayı oturuyordu. Annesi ise umursamaz bir tavırla pencereden aşağı bakıyordu. İkizi ise her zaman olduğu gibi sofraya geç kalmıştı.

Sally yemek odasından içeri girdi. Annesi memnuniyetsiz yüz ifadesini sürdürerek Sally'e baktı.

'Her zaman ki gibi geç kaldın küçük hanım.'

Eşinin de bir şeyler söylemesini bekleyerek ona yöneldi. Ama Sir Edward istifini bozmadan gazetesini okumaya devam etti.

Sally sabırsız bir şekilde yerinde kıvranıyordu. Kendince en uygun anı bekliyordu. Bu an ise babadının gazeteyi okumayı bitirdiği andı.

Ama o an bir türlü gelmiyordu daha fazla dayanamayıp konuşmaya başladı.

'Babacığım bu akşam Londra'da yeni bir tiyatro oyunu sergilenecekmiş gidebilir miyim?'

Babası kafasını gazeteden kaldırmadan 'Son yaşanan cinayetlerden sonra senin o saate sokaklarda dolaşmana izin veremem.'

Jack'in ilgisini çekmişti bu konu. 'Hangi cinayetlerden bahsediyorsun baba?'

'Gündemi bu kadar meşkul eden bir haberi bilmediğine göre Lady Maria istekleriyle seni epey bunaltmış olmalı.' Sevimsiz bir şekilde gülerek devam etti.

'Whitechabel bölgesinde acımasız bir katil dolaşıyor. Basın ona karın deşen Jack ismini verdi. Hayat kadınlarını öldürüp bazı organlarını alıyormuş

İlk cinayeti 31 ağustosta işledi. İkinci cinayeti 8 eylülde. 30 eylül de ise iki cinayet işledi. Gittikçe hızlanıyor. Aslına bakarsan yaptığı işi taktir ediyorum. Sonuçta toplumun yüz karalarını ortadan kaldırıyor.'

Jack babasının bir katile duyduğu bu hayranlık karşısında çok rahatsız oldu. Ama bir şey söylemedi.

Sally son bir umut şansını tekrar denedi.

'Babacığım sonuçta ben bir fayişe değilim ve Whitechabel bölgesinede gitmeyeceğim ne olur izin ver.'

'Tamam git ama ikizinde seninle gelecek.'

Jack söylenerek masadan kalktı. Babasına karşı çıkmanın bir anlamı olmacağını bildiği için konuşmaya gerek duymadı. Lady Maria erken bir saatte uğrayıp akşamda kardeşi ile o aptal gösteriye gidecekti.

İki hafta kurtulmasına sadece iki hafta kalmıştı. Kendisinden yaşca büyük ve bürokratik olarak güçlü bir kadınla evlenecekti. Lady Maria'nın gücünü kullanarak ticaretle uğraşan babasının işlerini genişletecekti. Böylece babası artık onu bir kuyruk gibi görmeyecek tam tersi ailenin kurtarıcısı olacaktı.

Saat 17.48
Sally erkenden hazırlanıp ikizini beklemeye başladı. Saate baktığında biraz telaşa kapılmıştı. Oyun saat yedide başlayacaktı ama Jack hâlâ ortalarda yoktu.

Pencereden gergin bir şekilde bakmaya başladı. Tam o sırada atlar kişneyerek malikanenin bahçesinden içeri girdi. Sally heycanlı bir şekilde bahçeye doğru koştu. Onu gören arabacı Sally'e kapıyı açtı. Sally hemen arabaya kuruldu.

Araba hareket etmeye başladığında Jack sordu. 'Sanırım bu gösteri diğerlerinden farklı yanılıyor muyum?'

'Hayır yanılmıyorsun ama lütfen başka bir şey sorma.'

Jack konunun gönül meselesi olduğunu anlayıp kardeşini utandırmamak için başka bir şey sormadı.

Sally, Harry'i düşünerek hayallere daldı. Harry çok yakışıklı ve yetenekli bir aktördü. Londra tiyatrosunun baş aktörü. Sally onu ilk gördüğü günden beri sırıl sıklam aşıktı. Uzun zamandır ona açılmayı planlıyordu. Sonuçta o asil ve güzel bir kızdı. Kim ona hayır diyebilirdi ki. Kararı kesindi bugün bu işi halledecekti.

Oyun muhteşemdi. Tabi Harry de. Kalabalık yavaş yavaş dışarı çıkıyordu. Sally ikizine kendisini araba beklemesini söyleyerek kalabalığın gitmesini bekledi. Yeterince kişinin dışarı çıktığına kanaat getirdiğinde sahne arkasına geçip Harry'i aramaya başladı.

Onu gördüğü an elleri terlemeye, midesi de çok fena kasılmsya başladı. Acaba nereden başlamalıydı konuşmaya? Kendinimi tanıtmalıydı yoksa oyundan mı bahsetmeliydi?

Harry Sally'i görüp ona doğru yöneldi. Sally kendini topladı. Hemen gülümseyerek selam verdi. Harry selamına karşılık vererek konuşmaya başladı.

'Küçük hanım buraya girmeniz yasak.'

'Şey biliyorum ben şey aslında seninle konuşmak için gelmiştim.'

'Hangi konu hakkında?'

'Hmm bunu nasıl söyleyebilirim bilmiyorum şey ben sizin hayranınızım ve...'

'Ve dur tahmin edeyim benden hoşlanıyorsun. Evet evet bu neredeyse hergün duyduğum bir şey ama bak güzelim benim gibi bir adam senin gibi küçük aptal bir hayalperestle zaman harcamaz hadi git buradan.'

Sally bu kaba ve terbiyesiz davranış karşısında ne yapması gerektiğini bilemedi. Arkasına bile bakmadan koşarak arabaya doğru gitti. Jack arabanın dışında onu bekliyordu.

'Ne oldu sana neden ağlıyorsun? Sana bunu kim yaptı?'

'Şey bir şey yok.'

'Sally kim?'

'Harry Tucker.'

Jack Sally'nin arabaya binmesine yardımcı oldu ve arabacıya Sally'i eve götürmesini söyledi. Sinirli bir şekilde tiyatroya girmeye çalıştı ama bir görevli artık kapattıklarını söyleyerek Jack'i içeri sokmadı.

Jack karşı kaldırımda beklemeye başladı. Harry rol aldığı bir kaç arkadaşıyla göründü. Arkadaşlarıyla şakalaşıyordu. Bir araba gelip tam önlerinde durdu. Arkadaşları arabaya binerek gittiler Harry tek başına beklemeye devam etti.

Jack oratalıkta kimsenin olmadığına emin olduğunda Harry'nin yanına gitti. Harry kendini beğenmiş bir tavırla Jack'e doğru baktı.

Jack sinirle 'Kız kardeşimi üzmüşsün sen kendini ne zannediyorsun?'

'Şu küçük aptaldan bahsediyorsan ben sadece onun ayaklarının yere basmasını sağladım. Bana teşekkür etmelisin.'

Jack daha da sinirlenerek kafa attı. Burnu kanayan Harry bir yumruk salladı. Jack eğilerek kendini Harry'nin yumruğundan korudu. Doğrulup Harry'e bir yumruk attı. Dengesini kaybeden Harry yere düşüp kafasını kaldırıma çarptı.

Jack birden telaşlandı. Ne olmuştu öyle. Saniyeler içinde gelişmişti her şey. Acele etrafına baktı gören birileri var mı diye. Kimse yoktu etrafta yavaşça eğilerek Harry'nin nabzına baktı. Bir şey hissetmiyordu. Acaba ölmüşmüydü. İyice telaşlanarak ana caddeye çıktı. Bir araba kiralayıp doğruca eve gitmeye karar verdi...

PADAMRAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin