PADAMRA

Normal

Lucy ve Ginger gideli iki gün oldu. Onları özlediğimi söyleyemem. Şuan ki hayatımdan gayet memnunum. Tek sorunum pazartesi sendromu...

İsteksiz bir şekilde kahvaltıya indim. David beni görünce sırıtarak 'Günaydın tatlım.' dedi.

Jack ve Sally ortalarda yoktu. Etrafa bakınarak 'Diğerleri nerede?' diye sordum.

David omuzunu silkerek 'Okulda bir kaç evrak işleri varmış. Sonsuz bir yaşamın böyle sorunları oluyor bazen.' dedi.

Kafamı sallayarak sofraya oturdum. Huzur içinde ağır ağır yemeğimi yedim.

'Bugün sınav var unutmadın değil mi?'

'Yok unutmadım.'

'O zaman bu mutluluk, bu sakinlik nereden geliyor küçük hanım?'

'Sonunda normal bir yaşamımız var. Sınavlara giriyoruz, okula gidiyoruz. Angarya işler yapıyoruz. Şuan hiç bir şey beni bu kadar mutlu edemez.'

Kahvaltı sofrasını toplayıp okula doğru yola çıktık. İçimde farklı bir duygu var nasıl desem huzur ve mutluluk karışımı. Bütün yolu hoplaya zıplaya gittim.

Okula geldiğimizde bizimkilerin oturduğu banka doğru ilerledik. Victoria önce bana sonra David'e sarıldı. Neşesi gayet yerindeydi.

Victoria boğazını temizleyerek sordu 'Cadılar bayramı için okulda bir parti veriyoruz. Bütün okul davetli. Geleceksiniz değil mi?'

Cadı, bayram, hmm yok ben almayayım içinde cadı geçen herhangi bir şeyle bundan sonra alakam olmaz. Tabi bu düşüncelerimi böyle dile getiremezdim.

'Beni mazur gör lütfen pek parti havamda değilim bu aralar. Bayramı evde sakin bir şekilde geçirmeyi tercih ederim.'

'Rosie mızıkçılık yapıyorsun ya neyse ben seni bir şekilde ikna ederim. David sen geliyorsun değil mi?'

Bunu o kadar cilveli ve neşeli bir şekilde sordu ki hiçbir erkek hayır diyemezdi zaten.

'Evet geliyorum Wiki.'

Wiki? Ben bile en yakın arkadaşıma takma ad koymadım. Bu samimiyet nereden geliyor? Bunlar ne ara böyle flörtleşir oldular? Hiç anlamadım.

Son zamanlarda olanlar yüzünden etrafıma o kadar yabancı kalmışım ki sevdiğim iki insanın gönül meselelerini bile daha yeni farkediyorum.

David ve Victoria'nın flörtleşmesini bölmemek için sessizce yanlarından ayrıldım. Sınıfa doğru ilerledim.

Sınav için hazırdım. Düşen notlarımı yükseltmek için daha sıkı çalışmaya başlamıştım. Lisedeki son senemi iyi değerlendirip iyi bir üniversiteye gitmek istiyorum. Tıpkı diğer normal son sınıf öğrencileri gibi. Artık normal bir hayat istiyorum ve bunun için elimden gelen her şeyi yapacağım. Önüme çıkan her engeli aşacağım.

Sınav başladığımda gayet rahattım. Sorular bence aşırı basitti. Sınavdan mutlu bir şekilde çıktım. Günün  geri kalanıda yoğun bir ders programıyla doluydu ama hiç ömemli değil ben halimden çok memnunum.

Okul çıkışıda ablama gitmeye karar verdim. Ablamı da son zamanlarda çok boşlamıştım. Hamileliğinin çoğunda yanında değildim. Ama kararlıyım kaçırdığım her şeyi telafi edeceğim.

Son dersin çıkışında Jack yanıma geldi. 'Bilmiyorum hatırlıyor musun bir ara birlikte dışarı çıkacaktık.'

Evet hatırlıyordum. Ormanda savaştığımız gün sormuştu.

Mutlu bir şekilde 'Evet hatırlıyorum ve cevabım hâlâ evet.'

'Tamam o zaman birlikte şu partiye gidelim.'

'Jack başka bir şey yapsak cadılar bayramı partisi benim pek ilgimi çekmiyor. Sonuçta o gün normal insanlar bile normal olmuyor. Anlıyor musun beni?'

'Anlıyorum. Sen de normal bir insan olarak o gün eğlenmelisin hem bütün arkadaşların o partide olacak. Ne zamandır onlarla vakit geçirmiyorsun. İnan bana sana iyi gelecek.'

İkna olmamıştım ama Jack'e hayır demek hiç istemiyordum. Partiye gitme teklifini kabul edip ablamın evine doğru yola çıktım.

Ablam beni görünce çok mutlu oldu.

'Gelmene ne kadar sevindiğimi anlatamam Rosie. Uzun zamandır uğramıyordun.'

'Biliyorum ablacım bu aralar sınavlar falan çok meşkuldüm özür dilerim. Bebiş nasıl, cinsiyeti belli oldu mu?'

'Evet bebişler gayet iyi.'

'Bebişler iyi, bebişler doğru anladım değil mi ben ikizler yani.'

'Evet biri kız bir oğlan. Ne kadar mutlu olduğumu anlatamam Rosie.'

Ablamı içten bir şekilde kucakladım. Onun adına çok mutluydum. Ayrıca kendi adımada çok mutluydum sonuçta teyze olacağım. Oley.

'Ben sana atıştırmalık bir şeyler getireyim sen de televizyonu açda ses olsun.'

Ablamın dediğini yapıp televizyonu açtım. Ekran renklendiğinde yerel televizyon kanalı açıldı. Spiker hızlı bir şekilde konuşuyordu.

East shine'da bir cinayet vakası daha yetkililer daha önceki işlenen vakalarla benzerliğinden ötürü aynı kişi ya da kişilerin  yaptığını düşünüyor.

Ekrana east shine kasabasına hoşgeldiniz tabelası ve çevresindeki ormanlık alan göründü. Arkadan spikerin sesi geliyordu.

11 yaşındaki minik Tylor'ın cesedi bu sabah East shine çıkışında yol keneranda bulundu. Bundan iki gün önce kaybolduğunun haberini duyurduğumuz Tylor'ın ailesi ölüm haberiyle yıkıldı. İlk incelemede ölüm nedeninin kan kaybından olduğu söylensede asıl sonuç otopsiden sonra çıkacak.

Yetkililer uyarıyor. Lütfen geceleri dışarı çıkmayın ve  çocuklarınızı orman göndermeyin. Şüpeli ve yabancı birilerini gördüğünüz zaman polisi arayın.

Kısa bir ara ardından ekonomi haberleriyle tekrar birlikte olacağız.

Bir cinayet daha! Yetkililer aynı kişi ya da kişilerin yaptığını düşünüyor!
Bu ne demek şimdi bu cinayetleri işleyenler gececiydi bizde hepsini ortadan kaldırdık. Peki Tylor'ı kim öldürdü.

Aceleyle David'i aradım. 'On dakikaya oradayım. Çok kötü bir şey oldu.'