Benjamin'e çektiği sağlam fırçadan sonra tembel adımlarla çalışma odasına geçti Nicolas. İşi kalmamıştı ancak zihnindeki düşüncelerle başbaşa kalınca delirecek gibi oluyordu. Şimdi çalışma odasına gidecek ve kafasını dağıtacak birşeyler bulacaktı.
Odanın kapısına ulaştığı zaman hafif aralık olduğunu gördü. İçeride Leslie'nin olduğunu ve odanın temizliğini yaptığını irkilerek farketti. İki gündür hiç konuşmamış, gözgöze gelmek haricinde hiçbir temasları olmamıştı. Usulca araladı kapıyı ve arkası dönük bir vaziyette masayı düzene koyan kızı izledi bir süre. Leslie aldığı bibloyu temizledi önce sonra da onun yerini temizleyip geri koydu. Sakin ve usul usul yapıyordu işini.
Genç Efendisinin arkasında olduğunu çok sonra farketmişti. Genç kız sıçrayıp arkasına döndüğü vakit Nicolas o kadar yakına gelmişti ki neredeyse vücutları birbirlerine temas ediyorlardı. Utançla geri çekilmeye çalıştı ancak çok yol katedememişti. Hemen arkasında bulunan masa buna engeldi çünkü. Kaçışı bakışlarını kaçırıp başını eğmekte buldu. Ancak bu defa da genç adamın yumuşak dokunuşu buna engel olmuştu.
Nicolas kızın çenesine hafifçe dokundu ve kendisine bakmaya zorladı. Genç kız başını kaldırıp gözlerine bakmakta zorlansa da bakışları buluştuğu zaman kırgınlığını gizleyememişti. Ve bu genç adamın içinde engel olamadığı fırtınaların kopmasına sebep olmuştu.
Annesinin neden ısrarla Leslie'den uzak durmasını emrettiğini anlayamıyordu. Neden ondan vazgeçmeliydi? Hizmetçi olduğu için mi? Hayır zannetmiyordu çünkü annesi asla insan ayrımı yapmazdı. Peki ya bir suç mu işlemişti yada annesini kızdıran birşey mi yapmıştı? Böyle bir durum olmalıydı mutlaka. Oysa öyle masumdu ki... Bir suç işlemiş olma ihtimali sıfırdı onun gözünde.
Genç kız sessizlikten ürkmüş olacak ki, "Lo... Lordum? " Diye seslendi kekeleyerek.
Nicolas'ın öylece kendisini izlemesi korkutmuştu. Üstelik eli hala çenesine geziniyordu.
İrkilerek düşüncelerinden ayrıldı Nicolas. Son iki gündür, normalde ilaç niyetine dinlediği sesi hiç duymuyordu. Sadece bir kelime etmesi bile yıpranan sinirlerine iyi gelmişti.
Elini çekmeden bulunduğu yerde hafifçe gezindirdi ve, "Neden senden vazgeçmek zorundayım meleğim?" Diye fısıldadı. "Neden..?''
Kızcağız ise hâlâ soran ve şaşkın gözlerle bakıyordu yüzüne. ''Anlayamıyorum..?'' Diye inledi sonunda. ''Benden vazgeçmek ne demek?"
Nicolas kızın yakarışıyla kendine geldi. Ne yapıyordu böyle? Az kalsın annesinin isteğiyle ondan uzak durduğunu itiraf edecekti. Ama yine de ona bir özür borcu vardı. Kendisini zorlayıp, ''Affet beni... Affet beni, sana daha fazla bağlamam. Uzak duralım birbirimizden. Lütfen..." diyerek genç kızı daha çok şaşkınlığa sürükledi.
Kendisini aşıp adama sokuldu. Nedenini bilmek istiyordu. Neden özür diliyor ve neden ondan uzak duruyor bilmesi gerekiyordu.
Titreyen cansız elini adamın sert yüzüne bıraktı. Gözlerinden çaresizlik okunuyordu.
"Neden..?'' Diye sordu umutsuzluk içerisinde. En azından bir gerekçe göstermesini bekliyordu. Sen bir hizmetçisin, diyebilirdi mesela. Ya da seni hiçbir zaman sevmedim, diyebilirdi.
Ancak Nicolas bunların hiçbirini yapmadı. Kızın çenesine tuttuğu elini ensesine kaydırdı ve başını eğerek kızı büyük bir susuzlukla öpmeye başladı. Leslie ne yapacağını kestiremez hale gelmişti. Adamın yanağında duran eli yavaşça kaydı kaydı ve geniş göğsünü buldu. Dudakları sarhoş edici bir zevkle örselenirken tek yapabildiği izin vermek olmuştu. Nihayet oda direnmeyi bıraktı kalbinin yönlendiren komutlarına ve karşılık vermeye başladı utangaç dokunuşlarla.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Güzel Annabella
Historical FictionGenç adam öfkesinden sağa sola saldırmamak için dişlerini birbirine kenetlemişti. Ölülerin cesetlerini yavaş yavaş toprakla buluşturuyor bir yandan da bunu yapan klana lanetlerini okuyorlardı. Son olarak hâlâ sıcak olan közleri söndürmeleri için bi...