Güzel Annabella
18. Bölüm
^^Sürpriz bölüm getirdim :D Beğeniler hoşuma giderse cuma günü bir bölüm daha gelebilir.^^
Leon sustukça Desmond'un kalbine düşen korku daha da büyüyordu. Adamın yakasına yapışıp yine kükredi. "Ölmüş olamaz! Yaşadığını söyle."
Leon başını kaldırıp kaybetmenin acı telaşı içinde çırpınan adama baktı. O en son bu hale düştüğünde Leydi Helena'yı kaybetmişlerdi. Farkediyordu ki ; kalenin sevilen lordu yine aşık olmuştu. Gözlerini, Desmond'un uçsuz bucaksız korkuya ev sahipliği yapan kara gözlerine dikti. "Efendim bulduğumuzda iniltiye benzer sesler çıkardığını duydum. Her yeri yara içinde. Dayanmış olmasını umut ediyorum Lordum."
Genç adam sarsıldığını hissediyordu. Bu duyguyu ne ile açıklayabilirdi? Öldüğüne inanmıyordu. Annabella'nın zor bir hayatın üstesinden gelen bedeni, çabucak pesedecek değildi. Kalbini kasıp kavuran hislerden azat olmayı dileyip kızın kandan tanınmayan yüzünde gezdirdi bakışlarını. Kahretsin! Bunu yapanı gebertmeden ölmeyeceğine söz verdi.
Kızın battaniyeyle taşınan bedenine dokunma cesaretini gösteremedi. Zaten yaralı olan bedenini incitmekten korkmuştu. Battaniyeyi tutan askerlere, "Leydi Annabella'yı üst kata çıkaralım," diyerek, onları dehşet içinde izleyen hizmeçi kızlardan birine ,"Doktor Benjamin'i çağır. Hemen gelsin!" diye emretti.
Üst kattaki odaya çıkarılan kızı itinayla yatağa bıraktı askerler. Annabella'dan bu anda cılız bir inilti duyulmuştu. Askerler odayı terkederken genç adam soluğu kızın yanında aldı. Nisbeten daha iyi durumda olan sağ elini avcunun içine aldı.
"Buradayım sevgilim. Yanındayım korkma," dediğinde ağzından çıkan sözler neredeyse ölümü oluyordu. Annabella'yı böyle çağırdığı an kalbinde büyük bir ferahlama olmasına inanamadı. Ya da kalbinin zaten bunu beklediği gerçeği onu şok etmişti.
Ömründe tek sevgilim dediği kişi karısı Helena'yken Annabella'ya bu sözleri fısıldadığında kalbinin, evini bulmuş bir yetim gibi hissetmesini anlamlandıramamıştı. Beyninde dönen düşüncelerden dolayı bocalarken kızın ipekten tenini bir müddet daha avuçlarında hissetti. Bir müddet sonra kapı çalınmış ardından içeriye Doktor Benjamin girmişti.
Desmond yataktan kalkıp adama işini yapması için yer verdiğinde yaşlı adam yatakta kanlar içinde yatan kızı görünce küçük gözlerini kocaman ayırdı. Bu zavallının başının beladan kurtulamamasını anlayamıyordu. Temkinli adımlarla yatağa yaklaşıp kızın yüzündeki yaraları inceledi.
Çatık kaşlarla onu izleyen efendisine dönüp, "Lordum, bana yardım edecek birisi var mı? İstediğim malzemeleri karıştırıp ilaç yapmalı," diye istekte bulundu korku içinde. Beklediği ters tepki gelmeyince rahatlamıştı. Desmond başını sallayıp onayladı adamın isteğini. Aklında Annabella'nın oda yardımcısı Gabriella'yı çağırmak vardı. Yataktan uzaklaşırken gözüne pencere kenarında kurumaya bırakılmış gelinlik ilişti. Pişmanlığın fayda vermeyeceği bir uçurum kıyısında duruyordu. Annabella onu uçurumun kenarından çekip alabilirdi. Ancak bir ihtimal daha bulunuyordu elbette. Annabella onu terkedebilirdi. Üstelik şu sinir bozucu çiftçi onu götürmeye bu kadar hevesliyken...
Odadan çıktığında Leon'u kendisini beklerken buldu. Sağ elini burun kemerinde gezindirdi sıkıntıyla. Ardından sakin tutmaya çalıştığı ses tonuyla konuştu. "Leydi Annabella'yı nerede buldunuz?"
Sesi yine de gergin çıkmıştı. Leon olduğu gibi aktardı herşeyi. "Kaleye yakın bir açıklıkta bulduk Lordum. Hemen tedavi edilmesi gerektiği için direk buraya geldik. Ancak birkaç adamımız araştırmaya başladılar."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Güzel Annabella
Historical FictionGenç adam öfkesinden sağa sola saldırmamak için dişlerini birbirine kenetlemişti. Ölülerin cesetlerini yavaş yavaş toprakla buluşturuyor bir yandan da bunu yapan klana lanetlerini okuyorlardı. Son olarak hâlâ sıcak olan közleri söndürmeleri için bi...