7. Bölüm ; Beyaz Kabus.

16.2K 917 89
                                    

Hiçbir yerde yoktu kız. Yer sanki onu yutmuştu. Hayır! Yer değil onu saklayan gökyüzüydü adeta. Gök onu korumaya almış , Desmond'a sitemle yağdırıyordu tanelerini. Kar diz boyu yükselmişti. Uzun zamandır arıyorlardı Annabella'yı ancak ufacık bir ize dahi rastlamamışlardı. Ölmüş olmalı, diyordu içinden , ne kadar kondurmak istemese de. Nefret ediyordu kendinden! Gencecik bir kızın ölümüne neden olduğu için... Çaresizlik kalbini ve bedenini ele geçirmişti. Hiç tanımadığı bir kız için çarpıyordu kalbi. Aynı zamanda pişmanlıkla...

Gözlerini usulca kapadı ve açtı. Kabusu devam ediyordu. Beyaz bir kabus! Kabuslar daima karanlık olmazdı. Beyaz , zifiri bir aydınlık kabusu olabilirdi insanların. Tıpkı Desmond'un kabusu gibi.

Omuzları yenilgiyle çöktü. Kaşları dolmaya başlayan gözlerini engellemek ister gibi çatıldı. Onu kendi elleriyle kurtarmış , yine kendi elleriyle ölüme göndermişti. Nicolas onu izliyordu uzaktan. Desmond delirmiş gibi kar yığınlarını yarıyordu elleriyle. Onu son iki yıldır bu halde görmemişti hiç. Evet! Onu böyle kontrolsüz en son Helena'nın cenazesinde görmüştü.

En sonunda pes etti genç adam. Omuzlarının yenilgiyle çöktüğünü gördü. Yanına ulaştı. Ne yapacağını bilemez bir vaziyette elini kaldırıp omzuna dokundu. Desmond başını çevirip yanı başındaki abisine baktı. Nicolas destek vermek istedi kardeşine. Şu an umrunda olan tek şey onun iyi olmasıydı. Kraliçenin öfkesi ve yapacakları ilgilendirmiyordu asla. "Bulacağız onu Des... Üzme kendini daha fazla. Dönelim artık. Adamlarımız da yoruldu. Onların yerine başka bir grup göndereceğim. Suçlama kendini artık."

Nicolas ne söylerse söylesin Desmond'un kalbi tatmin olmuyordu. Suçlu olduğunu kendisi kadar o da biliyordu. Evet! Kesinlikle lanet bir suçluydu. Yaşama tutunmaya çalışan bir beden kendisi yüzünden ölüme yürümüştü bugün. Gözleri yorgunluktan kapandı ,açtığı vakit Nicolas'ın beklenti dolu bakışlarını gördü. Çaresizce onayladı onu. Ve kalenin yolunu tuttular beraberlerindeki askerlerle. Halbuki Desmond kendisini sıcak bir yuvaya layık görmüyordu o an. Hele ki gözlerinin önüne soğuktan titreyen bir kızıl güvercinin görüntüsü gelirken , hiç...

¤¤¤¤

Gözlerini açmaya korkuyordu. Soğuk ya ölümüne neden olmuştu yada... azılı bir katilin eline düşmüştü. Halbuki şu an sıcacık bir yatağın içinde olduğunun farkındaydı. Vücudunu sarmalayan sıcaklık uykunun daha da güzelleşmesini sağlıyordu. Ancak uyuyamazdı daha fazla. Gözlerini açmalı ve nerede olduğunu öğrenmeliydi. Kaçamayacağı gerçekle yüzleşmek için keskin bir korkuyla usulca açtı gözlerini. İlk gördüğü harlı bir ateşle yanan şömine oldu. Şöminenin yanında üstüste dizilmiş hazırda bekleyen odunlar bulunuyordu. Ve hemen yanında gösterişli bir koltuk... ve... ve koltuğun üzerinde oturan adam kesinlikle ölümüydü. Nerede olduğunu idrak ettiği vakit kalbi titremeye başladı. Korku ve yüksek bir adrenalinin etkisiyle titriyordu. Adam üzerine doğru yürüdükçe kalp atışları korkuyla hızlandı. Yattığı yerden kıpırdayamıyordu zira henüz vücudu kendine gelmiş değildi. Çaresizce ölümün ona doğru yaklaşmasını bekledi.

Yüzü güzel sayılabilecek , uzun boylu ve tehlikeli görünümlü adam kıza doğru birkaç adım daha attığında yanındaydı. Kızı ölümüne korkuttuğunun farkındaydı ve bu durumdan memnun kaldığı açıktı. Yatağın yanında durup kızın daha fazla korkuya çekilmesini izledi. Genç kız ise bu gerilime katlanamamıştı.

Adamı bir nebze sakinleştirebilme umuduyla, "An-Andras..." Diyerek adını fısıldadı.

Hayır! Bu adamı sakinleştirmeye yardımcı olmamıştı kesinlikle. Ve hiçbirşey bu konuda yardımcı olacak gibi durmuyordu. Kız bunun farkındalığıyla inledi. Elini hıçkırılarını bastırmak için ağzına kapamıştı.

Güzel AnnabellaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin