Nicolas annesinin odasına giden merdivenleri teker teker çıkarken, bir hizmetçi Leydi Sarah'ın odasına girecek olan yemek tepsisiyle önünden geçmek için yeltenmişti.
Hizmetçi kızı onun şaşkın bakışları arasında durdurup elindeki tepsiyi aldı.
"Sen gidebilirsin. Anneme yemekte ben eşlik edeceğim."
Ardından başını dikleştirdi ve kendinden emin durmaya çalışarak odaya doğru yürüdü. Ona Leslie'yi sevdiğini ve ondan ayrı durmasının zor olduğunu söyleyecekti. Tabi ki başarabilirse...
Yaşlı Leydinin odası ağır bir ilaç kokusuyla kaplıydı. Odanın pencereleri ve kapısı uzun süre açık tutulamıyordu ne yazık ki. Highland'ın geçit vermeyen soğuğu buna engeldi. Ancak bugün sürpriz bir şekilde ısınan havadan annesinin de faydalanmasını istediği için elindeki tepsiyi onun başucunda duran sehpaya koydu ve pencerelere yöneldi. Ahşaptan çerçeveler kendilerine has gıcırtılarıyla açılır açılmaz, sıcak havanın mutluluk sarhoşu ettiği kuşların cıvıltıları doldu içeriye. Derin bir soluk çekti ciğerlerine ve kendisini ufak bir tebessüm ile izleyen annesine döndü.
"Sevgili kraliçem nasıllar bugün?.." Diye sordu buruşmuş eli avucuna alırken. Bunu da çapkın bir lordun genç bir leydiye yaptığı kuru taklit ederek yapmıştı. Bu nazik davranış yaşlı kadını eğlendirmiş olacak ki tebessüm etti yorgun bir halde.
"Ah sevgili oğlum! Hayırsız bir evlat değilsin ama hep beni görmeye geç geliyorsun. Sizi özlüyorum..."
Ardından aklına gelen şeyi sormakta tereddüt etmedi. "Desmond nerede? Onu Dün akşam da görmemiştim. Hâlâ uğramadı yanıma."
Nicolas huzursuz bir kıpırtıyla annesine baktı. Ona olanları belli etmek istemiyordu. Zaten zayıf olan kalbi buna dayanamazdı.
"Birazdan gelir anneciğim. Merak etme... Sen nasılsın? Bugün daha iyi görünüyorsun." Genç adam annesinin dikkatini başka yöne çekmiş olsa da zihninin bir köşesine Desmond'u buraya göndermeyi yazmıştı. Sonrasında yaşlı kadın titrek sesiyle konuştu, Nicolas büyük bir ilgiyle onu dinledi. Genç adam annesinin yönetimle ilgili birkaç sorusu hariç güzel dakikalar geçirmişti.
Leydi Sarah çok zeki bir kadındı. Bir terslik olduğunu anlamıştı elbette ve oğlunun bunu kendisinden sakladığını da... Eskiden olsa hemen problemi öğrenmeye çalışır, yardımcı olurdu oğluna ama artık o da yorulmuştu. Babalarını kaybettikleri zaman bir müddet o yönetmişti klanın işlerini. Nicolas'ı da bir taraftan eğitiyordu o zamanlar. Ve genç adam sonunda iyi bir idareci olmuştu.
Huzursuz birkaç saniyenin ardından kararını vererek annesine konuyu açmaya karar verdi.
"Anneciğim... Biliyorsun ben ve Leslie... birbirimizi seviyoruz. O benim için çok değerli ve... vazgeçilmez. Lütfen müsade et onu karım yapayım."
Yaşlı kadının oğlu konuyu açar açmaz kararan gözleri, öfkelendiğini kanıtlar gibiydi. Dişlerini kendisinden beklenmedik öfke ve kuvvetle sıkmaya başladığı zaman annesinin Leslie de hoşnut olmadığı önemli bir mesele olduğunu anlamıştı genç adam. Nitekim birkaç saniye sonra annesi öfkesini dışa vurmaya başlamıştı bile.
"Benden o kız için izin yok sana. Ama eğer hâlâ istemeye devam edersen onu kaleden de kovarım bilesin" diyerek tüm yolları kapatmıştı oğluna.
Nicolas ise bu katı yüreğin şaşkınlığıyla, "Anne..." diye yakınabilmişti sadece. Ona bu şekilde ulaşabilmeyi ummuştu ancak annesi ona yüzünü bir daha dönmedi bile.
Tek yapabildiği kalkıp odayı terketmek olmuştu. Tatlı ve kırılgan Leslie'sini unutması gerekecekti anlaşılan. Peki ama bunu nasıl yapacaktı?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Güzel Annabella
Tarihi KurguGenç adam öfkesinden sağa sola saldırmamak için dişlerini birbirine kenetlemişti. Ölülerin cesetlerini yavaş yavaş toprakla buluşturuyor bir yandan da bunu yapan klana lanetlerini okuyorlardı. Son olarak hâlâ sıcak olan közleri söndürmeleri için bi...