20. Bölüm ; Götür beni buradan...

11K 730 48
                                    

20. Bölüm

^^Lütfen yorumlarınızı eksik etmeyin. Sanırım bir bölüm daha uzadı hikayemiz. Hayalet okuyucuları da görmek istiyorum:D

Desmond kaleye vardıklarında elleri ayakları bağlı adamı Denis ve Leon'a bırakıp delice özlediği kadını görmeye çıkmıştı. Yorgunluk yoktu o anda gözünde. Ancak Annabella'nın kapısının önünde bekleyen kalabalığı görünce bedeni adeta isyan etti. Günlerin yorgunluğunu çıkarır gibi acımaya başlamıştı tüm kasları. Kendisini bırakmamak adına hızlandırdı adımlarını. Nicolas'ın yanında duran Samuel bile dikkatini çekmemişti. Genç Lord abisinin yanına ulaşıp yorgunluğun yansıdığı sesiyle telaş içinde "Ne oluyor burada?!" diye sordu. Nicolas onu karşısında görmenin şaşkınlığını henüz üzerinden atamamışken kapı açıldı ve içerden, heybesinde büyük müjdeler saklayan Doktor Benjamin çıktı.

Yaşlı adam Desmond'un kara bulutlar dolaşan gözlerini görünce gayri ihtiyari geriye adım atsa da, az sonra vereceği güzel haberin kendini kurtaracağını düşünerek rahatlamıştı. Ellerini önünde birleştirip "Efendim Leydi Annabella'nın sağlığı gayet iyi durumda. Hareket ederken şimdilik oldukça dikkat etmeli," diyerek Desmond'u bulutların üzerine çıkardı.

Genç adam hızla odaya girdiğinde Annabella yatakta Leslie'ye bakıyordu. Soluk yüzü her zaman olduğu gibi etrafına ışık saçmasa da şimdi biliyordu ki ; onun her hali aşktı... Varlığı aşkın kendisiydi.

"Anna..." diye yakardığında kızın yaş dolu gözleri kendisine döndü. Seri ve artık yorgunluktan eser kalmayan dinç adımlarla yatağa yürüyerek narin, küçük eli avucuna hapsetti. Kızın gözlerinden firar eden iki damla yaş yüreğine damlamıştı sanki. Boşta kalan eli yanağını ıslatıp geçen yaşları kurulamak için harekete geçti.

Leslie duygu yoğunluğuyla izliyordu onları. Oturduğu yerden kalkarak iki aşığı yalnız bıraktı. Onlar için tek temennisi artık hiç ayrılmamalarıydı.

Desmond Leslie gittikten sonra yatağın kıyısına oturup "Nasıl hissediyorsun kendini?" diye sorabildi. Annabella ise yalnızca adamın yorgunluğunu ele veren yüzünü inceliyordu. Gözünden akan son damla yaşı hissettiğinde yutkundu. Bu adamın önünde ağlayıp durmaktan başka birşey yapmamıştı şimdiye kadar. Kendisini toparlamaya çalışıp "Size... sorundan başka... hiçbir-şey getirmedim öyle değil mi?" diye konuştu.

Desmond kızın sesindeki yıpranmışlığı işitince gözlerini yumdu. Cevap olarak başını salladı iki yana. "Hayır Anna... asla sorun değildi getirdiklerin. Sen bana... hayat getirdin," dediğinde aslında 'bana aşkı getirdin' demek istiyordu.

Kızın ellerini güven veren bir sıcaklıkla sıkıp "Beni affet Anna... o güzel, masum kalbini incittiğim için affet beni," diye konuştu pişman sesiyle.

Annabella ise aklına gelen o buz gibi sesle kalbinin acıyla dolmasına engel olamamıştı. 'Senden daha masum...' diyen o sesi yeniden hatırlamak tüm bedenini sarsmıştı.

Buz tutan elini usulca Desmond'un sıcaklığından ayırıp kucağında birleştirdi. Kalbini ayazda bırakan bu acı ellerini bu denli üşütürken, sevdiği adamın sıcacık elleri üşümesin istemişti. Gözleri yağmak için uğraşan gözyaşlarına direnmekten yanmaya başladığında kendine kızdı. Böylesine aciz olmak kendisine kızmak için oldukça iyi bir neden değil miydi?

Desmond ise boşluğa düşen ellerini şaşkınlıkla geriye çekmiş kızın yüz ifadesinden ne düşündüğünü anlamaya çalışıyordu. Annabella'nın gözlerini sıklıkla kırpıştırmasından gözyaşlarına direndiğini anlamıştı.kızın soluk yüzü hüzne bulanmıştı adeta. Bunun sebebi olduğunu bilmek kendisine olan öfkesini arttırdı. Oysa Anna'ya hep gülmek , mutlu olmak yakışıyordu. Yüzünde yeni yeni açmaya başlayan mutluluk çiçeklerini kendi elleriyle soldurmuştu.

Güzel AnnabellaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin