Nazlı;
Aklıma gelen yerle beraber herkesi bırakıp hızla evden çıkıyorum. Arabamı son gazla sürüyorum, başına bir şey geldiği endişesiyle.. o kadar hızlıyım kısa sürede varıyorum. Büyük bir telaşla cebimden anahtarı çıkarıyor ve içeri giriyorum. Ama girer girmez yerde yatan bedeniyle karşılaşıyorum.
N: Ali!1 gece önce
Selin;
Uyandığımda Ali yanımda yoktu. Yanda duran saate baktığımda gece üç olduğunu görüyorum. Yatakta hafifçe doğruluyorum ve ayağa kalkıyorum. Dolabı açıp ve Ali'nin mavi gömleklerinden birini üstüme giyiyorum. Aynadan kendime biraz çeki düzen verip aşağı iniyorum. Ali mutfakta ilaçlarını içiyordu. Altında şortu vardı ve üstüne bişey giymemişti. Daha bir kaç saat önce beraber olmuştuk ama hala delicesine onu istiyordum. İlacını içtikten sonra yüzünü dönüp tezgaha yaslandı. Bende hemen geri çekildim. Derin bir iç çekti. Sonra kendi kendine konuşmaya başladı.
A: Ah be Ali! Nasıl bir şeyin içine düştün sen! Acaba hala yaşıyor mudur? Ya da hala seviyor mudur beni? Peki ben? Ben hala seviyor muyum onu? Off Ali of!
O sırada yanına gitmeye karar verdim.
S: Günaydın!
Beni görünce afalladı.
A: Günaydın.
Yüzüme bakmadan konuşuyordu.Ali;
Dün geceki itirafı, aklımdan çıkmıyordu. Evet! Uyumuyordum ve hepsini duymuştum. Bana aşıktı!
S: Neden yüzüme bakmadan konuşuyorsun?
A: H-hiç! Yani ne alakası var?
Yanıma gelip dudağımdan öptü.
S: Bana öyle geldi o zaman?
Başımla onaylıyorum. Ne zaman ne ara bana aşık olmuştu? Peki ben? Bende ona aşık mıydım?
S: Bir şey söyliyim mi?
A: Söyle.
S: Sen gidersen ben ölürüm.
Yutkunuyorum. O sırada cebimdeki telefonum çalmaya başlıyor.
S: Allah Allah! Gecenin bu saatinde kim arar ki?
Telefonumu cebimden çıkarıp arayana bakıyorum. O arıyordu.
A: Müsadenle.
Üstüme hırka alıp dışarı çıkıyorum.
A: Ne istiyorsun?
Z: Şu an nerede olduğunu biliyorum.
A: Ne?
Z: Kimle olduğunu da biliyorum.
A: N-Ne saçmalıyorsun?
Z: Ablanla Elif'in acısını Selin'den çıkarıyorsun, bunu da biliyorum. Ama ben sana bunu ödetirim. Sende bunu biliyorsun!
A: Akşam akşam delirtme adamı! Ne istiyorsun!
Z: Şimdi içeri giriyorsun.
A: Evet!
Z: Ve Selin'e bütün bunların bir oyun olduğunu söylüyorsun. Sadece onu kullanmak için kurduğun bir oyun. Aptal bir intikam oyunu!
A: Ne! H-hayır! Ben yapamam böyle birşey! Bana aşık!
Z: Peki yapma. Ama yapmazsan başına neler gelebileceğini biliyorsun! Hadi, iyi geceleerrr!
Ve aniden telefon yüzüme kapandı.
(Multiyi açın.)
Telefonu cebime geri koyuyorum. Soğuk rüzgar adeta beni içeri kovarcasına esiyordu. Soğuk rüzgar bedenimi uyuşturana kadar öylece beklediyorum, bekliyorum, bekliyorum... Sonra içeri giriyorum. En masum haliyle ne diyeceğimi bekliyor.
S: Kimdi?
Ardından kanepeye oturuyor. Oyun başlıyordu.
A: N'apıyorsun sen?
S: Oturuyorum.
İçim daralıyor. Kalbim ağrıyor. Yapamıyorum. Ya da yapmak istemiyorum. Ama yapmak zorundayım. -Yapmak ya da yapmamak? İşte tüm mesele bu!-
A: Neden?
S: Ayakta mı dikileyim? Ali ne saçmalıyorsun?
A: Kes sesini! Kes... hadi topla eşyalarını ve defol git!
S: Ne! Ne saçmalıyorsun?
E: Ali yapma!
A: Eğlence bitti küçük hanım! Hadi. Doğru babacığının evine. Gerçi o kadar da masum değilmişsin...
S: Ne demek istiyorsun sen!
A: Benden önce de biriyle yatmışsın! Söyle bakalım, hangi zengin züppenin altına yattın?
E: Ali kes sesini! N'apıyorsun sen?! Delirdin mi?
S: Yok ya! İnanmıyorum ben! Şaka falan mı bu?
A: Neyine inanmıyorsun be! Kullandım seni! Bir gecelik zevk için kullandım seni!
S: İğrençsin!
Yavaşça yanına gidiyorum. Elimi yanağına koyup okşamaya başlıyorum.
A: Dün gece öyle demiyordun ama..zevkten deli gibi inli-
O an beklediğim tokat iniyor yüzüme.
S: Sen aşağılık bir adamsın! Hepsi oyundu dimi? Salağım ben salak!
A: Evet salaksın. Hadi, topla eşyalarını ordan burdan. Sonra defol git evimden.
Gözyaşları içinde bir çırpıda yukarı çıkıyor ve giyinmiş bir şekilde aşağı iniyor. Kanepeden çantasını alıp ve kapıya yöneliyor. Tam çıkacakken duraksıyor. Bana dönüyor.
S: Biliyor musun? Babam haklıymış. İlk defa haklıymış ve ben onu dinlemedim! Varya, Ali mi baban mı deseler, o aşağılık adamı tercih ederim.
Dişlerimi sıkarak yalandan bir gülümseme fırlatıyorum. Kapıyı çarpıp gitmesiyle zar zor tuttuğum gözyaşlarımı serbest bırakıp hızla dizlerimin üstüne çöküyorum.
E: Bir kere ya! Bir kerede beni dinle!
Hıçkırıklarım arasında zar zor konuşuyorum.
A: Ben aşağılık bir adamım!
E: Sen aşık bir adamsın!
Duruyorum. Ayağa kalkıp Elif'e dönüyorum. Ama yoktu.
A: Allahım deliriyorum! Deliriyorum!
Hızla sehpanın üzerinde duran vazoyu alıp karşı duvara fırlattıyorum.
A: Ölü bir insanla konuşuyorum!
E: Beni hafife alma!
Yanıma geliyor. Tekrardan dişlerimi sıkmaya başlıyorum. Beynim eriyor sanki.
A: İnsan bir hayale dokunabilir mi? Dokunuyorum. Kalbim hızla çarpıyor. Onu hissediyorum. Güldüm. Güldü.
A: Senin saçların, senin gözlerin, senin gamzelerin...ben hep senin gamzelerini öpmek istedim biliyor musun? Bir kere öpsem kızar mısın?
Hayır anlamında başını sallıyor. Hafifçe öpüyorum. Onu hissedebiliyordum. Bana sarılmaya başlıyor. Kemiklerimi kırarcasına sarılıyor. Nefes almakta güçlük çekiyorum. Kolları hareket etmeme dahi izin vermiyor.
E: Sen bir kıza bunu yaşattın, bu da senin cezan!
A: Nefes...alamıyorum!
Daha fazla karşı koyamıyorum. Beni bırakmasıyla beraber yere yığılıyorum.Selin;
Allah kahretsin! Gecenin soğuğunda çaresizce yürüyorum. Yüzümün uyuşmasını engelleyen tek şey gözyaşlarım. Uzun süredir çalan telefonumu hızla çıkarıyorum ve yine susturuyorum. Arayan Cenk'ti. Ama o pes etmiyor ve tekrar arıyor. Bu sefer açıyorum.
S: Ne var Allah'ın cezası ne?!
C: Bana ters yapma! Her ne kadar göremesen de çok yakınındayım!
Bir kaç saniye sonra önümde bir araç duruyor.
C: Hadi atla!
Yavaşça arabaya yaklaşıyorum.
S: En son seninle aynı arabaya bindiğimde n'olduğunu hatırlamıyorsun sanırım! Ben bir daha aynı salaklığı yapmam!
C: Ouu! Çok sert! Hadi atla arabaya delirtme beni!
S: Hayır!
C: Peki şöyle desem, sana red edemeyeceğin bir teklifim var!
S: Ben o teklifleri iyi bilirim!
C: Neden ağladığını biliyorum!
S: Allah'ım! Ben niye hala seninle muhatap oluyorsam?!
Onu umursamayıp ilerlemeye başlıyorum O ise arabadan inip benim yanıma geliyor. Kolumdan tutarak durduruyor.
C: Sana bunu yapanın canını yakmak istemez misin?
Duraksıyorum. Cenk'e dönüyorum.
C: Ne o? Fikrim cazip mi geldi?
S: Gecenin bu saati, senin ne işin var? Tüm bu olanları nereden biliyorsun ve hala benim karşıma çıkacak cesareti nerden buluyorsun?
C: Sen önce benim teklifime cevap ver!
S: Senin yerinde bir başkası olsa evet derdim. Ama senden nefret ediyorum!
Yürümeye kalkıştığımda tekrar durduruyor.
C: Sen bin, yolda her şeyi anlatırım.
Kararsızlık içinde kalsam da sonunda emin oluyorum.
C: Ne diyosun?
S: Tamam. Kabul.
Aptalca sırıtıyor.
C: Güzel. Hadi bin.
İçim ne kadar yansada arabaya biniyorum. Sonuçta ben Ali'ye aşıktım ve bunların hiçbirini hak etmemiştim. Peki son anda karar değiştirebilir miydim?Ertesi sabah...
Nazlı;Günlerdir Ali'ye ulaşamıyorduk.
H: Her yere baktık ya nerede bu çocuk Allah aşkına!
Her yer?
N: Buldum!
H: Nereye?
N:Siz burada kalın.
Aklıma gelen yerle beraber herkesi bırakıp hızla evden çıkıyorum. Arabamı son gazla sürüyorum, başına bir şey geldiği endişesiyle.. o kadar hızlıyım kısa sürede varıyorum. Büyük bir telaşla cebimden anahtarı çıkarıyor ve içeri giriyorum. Ama girer girmez yerde yatan bedeniyle karşılaşıyorum.
N: Ali!Bölüm Sonu
Selamlar! Bu bölüm biraz kısa mı oldu ne? Sınırlar çok yavaş doluyor lütfen her okuyan beğensin. Bu arada hikâyemiz nasıl gidiyor? Beğenmediğiniz veya değiştirmemi istediğiniz şeyleri yoruma yazın. Umarım hikaye kendini tekrar etmiyordur. Onları mutlu edince rahat batıyor akdjaba. Bir de sanırım mutli medyalarda bir sıkıntı var ya da bende öyle. Lütfen yoruma yazın. Bir sonraki bölüme görüşürüz.Sınır: 20 Vote
10 Yorum

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yasak AŞK // ALSEL (+18)
FanfictionÖlümle yaşam arasındaki çizgide yaşanan bir aşk... Aksiyon, Aşk, Tutku... Yaşamak mı? Ölmek mi?