-24-

1.4K 35 12
                                        

(Merak edenler için, multimedia Damla Korel)

Ali;

Bilincim yarı kapalı bir şekilde olay yerine gelen ambulansın siren seslerini duyuyorum. Kan gölüne dönen yere bakıyorum. Ayak sesleri gittikçe daha yakından geliyor. Başıma üşüşen birkaç insan. Hiçbirini net göremiyorum. Ama duyuyorum.

"Ne olmuş?" "Bilmem ki! Yüzünün hali ne öyle?" "Gencecik çocuk. Yazık olmuş."

Birden kaldırılıp sedyeye koyuluyorum. Sonra da ambulansa. Hala kanamakta olan yüzüme dokunmak istiyorum. Fakat başka bir el buna engel oluyor. Pamuğa döktüğü ilacı yüzüme değdirdiği an çok daha büyük bir acıyla bağırıyorum. Daha fazla dayanamayıp bayılıyorum.

Nazlı;

N: Ya banane ya! Ne açıklaması yapacaksın! Kız basbaya asılıyordu sana!
Sa: Bak hayatım yanlış anladın! Biz sadece konuşuyorduk.

Çalan telefonumla azarlamam yarım kalıyor. Hırsla cebimden çıkarıyorum. Ali'nin aradığını görünce elim ayağıma dolaşıyor, hemen açıyorum.

N: Ali!
X: Iyi günler. Nazlı Hanım'la mı görüşüyorum.
N: E-evet benim. Siz kimsiniz? Ali'ye bir şey mi oldu?
P (Pelin) : Ben hemşire Pelin. Ali Bey'i şu anda hastaneye götürüyoruz.
N: Ne! Ne oldu ona!!
P: Yüzünde birinci dereceden yanık var. Ön teşhisimize göre yüzüne kezzap atılmış. .
N: NE!!

Aniden  kükrememle beraber Savaş bana dönüyor.

N: Nerdesiniz? Hangi hastaneye?
P: Kartal Devlet Hastanesi'ne.
N: H-hemen geliyorum.
Sa: Allah rızası için söyle ne olmuş?!
N: Ali'yi hastaneye kaldırmışlar!
Sa: Ne! Ne olmuş?
N: Yolda anlatırım yürü hadi!

Hemen evden çıkıp arabaya atlıyorum. O da hemen yan koltuğa biniyor.

Sa: Artık söyler misin ne olmuş?!
N: Yüzüne kezzap atmışlar!
Sa: Ne! Kim yapmış bunu?!!!
N: Bilmiyorum Savaş bilmiyorum!

Hızla hastaneye sürüyorum. Öyle hızlı sürüyorum ki hemencecik varıyoruz. Acil bölümüne koşarak girip hemen danışmaya dönüyorum.

N: Pardon benim kardeşim gelmiş buraya! Ali! Ali Mertoğlu!
X: Hemen bakıyorum.

Bir süre ekranda bir şeyler yapıyor.

X: Az önce gelmiş. Şu anda ameliyatta.
N: T-tamam. Sağ olun!

Hemen ameliyathanenin olduğu kısma koşuyorum.

Sa: Nazlı bir sakin ol!
N: Kim yapar Savaş bunu kim?!

Bir süre düşünüyor. Sonra aklına bir şey gelmiş olacak ki yavaşça kaşlarını çatıyor.

N: Ne oldu?
Sa: Şey olabilir mi?
N: Ney?
Sa: Zafer?!
N: Zafer...

Elimi saçlarıma daldırıp sinirle soluyorum.

N: Ya kızını kendi elleriyle ölüme gönderdi! Hala ne istiyor kardeşimden? Ne istiyor?!!
Sa: Tamam. Halledeceğiz. Beraber halledeceğiz.

Bugün ettiğimiz kavga kafamdan uçup gidiyor. Aslında ne kadar da saçma şeyler için canımızı sıktığımızı fark ediyorum. Kollarımı boynuna dolayıp sımsıkı sarılıp ağlıyorum.

N: O iyi olacak değil mi?
Sa: Geçecek. Her şey geçecek. 

Damla;

Sarhoş bir şekilde dakikalar sonunda bulabildiğim anahtarı kapının deliğine sokmaya çalışıyorum. Olmuyor. Telefonunun ışığını yakıp kapı deliğine tutuyorum ve öyle deniyorum. Fakat sarhoş olduğum için yine beceremiyorum. En sonunda sinirlenip anahtarı hırsla yere fırlatıyorum. Çantamı da aynı yere atıp kapının önüne oturuyorum. Başımı ellerimin arasına koyup ağlamaya başlıyorum. Bir süre sinirden mi yoksa acıdan mı ağladığımı kavramaya çalışıyorum. Sonra bileğimdeki bandanayı çıkarıp kesik izine bakıyorum. Yılların birikmişliğinden ağlıyorum. Iki yıl geçti, ama acım hala dün gibi taze...

Yasak AŞK // ALSEL (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin