Ali;
İçip bitirdiğim bardağı sertçe bar masasına vuruyorum.
A: Doldur.
Günlerdir bu tavırlarıma alışık olan barmen itiraz etmeden belki bininci kez bardağı dolduruyor.
D: Yalvarıyorum artık! Ne oldu anlat bana! Bir tek hafızası kayıp dedin başka da bir şey demedin.
Onu umursamadan yeni doldurulan bardağımdaki içkiden bir yudum alıyorum.
A: Kes sesini.
D: Yaralarını sarmak istiyorum anlamıyor musun?
A: Sarma, o yara ömür boyu kanayacak. Artık kimse saramaz o yarayı.
D: Selin bile mi?
A: Bu yarayı zaten o açtı.Buruk bir şekilde gülümsüyorum. Bardağımda kalan içkiyi de kafama dikiyorum.
D: İlaçlarını alıp, aynı zamanda da bu denli içmen ne yaman bir çelişki! Sürüne sürüne öldürüyorsun kendini.
Içimde oluşan baskıyla elimde tuttuğum boş bardağı sıkıyorum. Bardak elimde parçalanıyor.
D: Ali ne yaptın!?
A: Canımın istediğini yaptım!
D: Canının istediğini canını yakarak mı yaptın?Masadan aldığı peçeteleri alıp hızla elime tutuyor. Bir yandan da üflemeyi ihmal etmiyor. Sanki ben bebeğim, o benim annem. Öyle ilgileniyor. Birden yüzünü buruşturuyor.
D: Çok acıyor mu?
A: Cık, acımıyor.
D: Şey... sargı bezi falan var mı?Barmen ona yöneltilen soruyla biraz hareketleniyor ve ilerisinde duran sargı setini getirip Damla'ya veriyor.
A: Neden benimle ilgileniyorsun?
D: Rakiplerinle kapışabilmek için güçlü olman gerek öyle değil mi?Gülüyor. Benimse halim yok, sadece hareketlerini izliyorum. Büyük bir titizlikle yarayı önce temizliyor, sonra özenle sarıyor. Sargı bezini tutturunca bana dönüyor.
D: Acaba bir hastaneye gitsek mi? Belki içinde cam falan kalmıştır.
A: Lüzumu yok. Sağ ol yine de.Ayağa kalkıp cebimden bugünün hesabını ödüyorum ve kapıya yöneliyorum. Damla da her zaman yaptığı gibi peşimden geliyor. Çok fazla ilerlemeden yavaşlıyorum. Sırtımı duvara yaslayıp yavaşça yere çöküyorum. Dizlerimi karnıma çekip ağlamamak için kendimi tutmaya başlıyorum. Damla sanki içimdeki fırtınayı fark etmiş gibi konuşuyor.
D: Ağla.
A: Ne?
D: Bir saniye.Kafamı tutup kendi omzuna yaslıyor.
D: Şimdi, ağla.
Zaten zor tuttuğum gözyaşlarımı bırakıyorum. Ağlamama hıçkırıklarım da ekleniyor.
A: Damla!
D: Söyle bakayım.
A: Evlenmiş...Tek kelimeyle durumu özetliyorum. Hiçbir tepki vermiyor. Konuşmuyoruz. Ne o soruyor, ne ben cevaplıyorum. Ne ara ayağa kalktık, ne ara yürümeye başladık, ne ara Damla gitti Elif geldi, bilmiyorum. Aylardır her ağladığımda yanımda olan insan şimdi açıklama bekliyor benden.
E: Neden Ali? Aylardır sana destek oldum. Böyle bir şeyi Damla'dan mı öğrenecektim? Neden söylemedin bana?
A: Çok utanıyorum. Sana tercih ettiğim insan gidip evlenmiş ve ben bu yüzden utanıyorum.
E: Hiçbir şey için geç değil.Anlamaz bakışlarımı üzerine dikiyorum. O ise yavaşça bana doğru yaklaşıyor. Elini yanağımda hissediyorum. Beni öptüğü an zaman kavramı anlamını yitiriyor. Bir zamanlar canımı verebileceğim bu öpücük şimdi hiçbir anlam ifade etmiyor benim için. Hayat ne tuhaf değil mi? Geri çekilmiyorum. Izin veriyorum. Bunca sene sadece benim için hayatını harcayan bu kadının beni öpmesine izin veriyorum.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yasak AŞK // ALSEL (+18)
FanfictionÖlümle yaşam arasındaki çizgide yaşanan bir aşk... Aksiyon, Aşk, Tutku... Yaşamak mı? Ölmek mi?