Selin;
Gözlerim dolmaya başladığında anahtarı da orada bırakıp tekneden indim. Gözyaşlarım akmaya başlamıştı. Elimin tersiyle sildim Hızla Ali'nin yanına gittim ve direkt arabaya bindim.
A: N'oldu?!
S: Götür beni burdan.
A: Anahtar?
S: Yapamadım tamam mı?!! Götür beni burdan!!! Götür!
Arabayı çalıştırıp sürmeye başladı.
A: Biri bişey mi dedi Selin n'oldu?! Anlatsana!
S: Yok bir şey tamam mı? Hem sana da doğum günü jesti gibi oldu. Hadi sür.
Hızla kendimi toparladım ve gülümsedim.
S: Emrindeyim!
Ikimiz de güldük. Bir süre sonra geldiğimiz yer bir kapalı yüzme havuzuydu.
S: Daha çok ödül gibi oldu ama, hayırdır?
Gülerek baktı bana.
A: Bana yüzme öğreteceksin!
S: Ne?
A: Duydun işte. Hadi içeri girelim.Ali;
Düşündüğüm gibi olmamıştı. Benimle dalga geçmemişti. Içeri girdik ve cebimden kimliğimi çıkardım. Tam biletleri almaya gidecektim ki elimden kimliği aldı.
S: Biletler benden!
A: Olmaz öyle şey!
S: Olur! Bugün ben sana itaat ediyorum. Biletler de benden!
A: Peki.
Kenara geçip beklemeye başladım. Tam bilet sırasına geçtiğinde kendi kimliğini yere düşürdü. Almak için yere eğildim. Selin'e vermek üzereyken merakıma yenik düştüm ve vermekten vazgeçtim. Daha soyadını bile bilmiyordum. Fakat kimliğe baktığım an kalbime bir acı saplandı.
A: Selin Yılmaz! Anne adı Güneş baba adı...
Zafer'in kızıydı.
A: Allah kahretsin!
Bağırmamla beraber -Selin dahil- herkes bana baktı. Elimdeki kimliği yere fırlatıp dışarı doğru adımlamaya başladım.
S: Ali!
Yerdeki kimliğini ve masadaki çantasını alıp peşimden koşmaya başladı.
S: Ali bekle lütfen!
Arabaya bindim. Fakat ben çalıştırana kadar o da yan tarafa bindi. O an kan beynime sıçradı.
A: In arabadan!
Cevap vermedi.
A: Selin in arabadan!! İN!!
S: Hayır!! Inmiyorum!!
A: Inmiyorsun öyle mi?
S: Evet öyle!
A: Peki! Kendin bilirsin!
Arabayı çalıştırıp hızla bana çarptığı yere doğru sürmeye başladım. O kadar hızlıydım ki kısa sürede vardım ve tam orada durdum.
A: Burayı hatırlıyor musun?!
Boş boş yola bakıyordu.
A: Tabiki hatırlıyorsun! Bana çarptığın yer!
Gözleri dolmaya başladı.
A: Burda neden bana çarptın biliyor musun? Çünkü babandan kaçıyordum! Burda da beni bulmuştu ve ondan kaçıyordum! Hah! Ama noldu? Babasından kaçarken kızı çarptı! Belki o bile planlıydı ha!?
S: Hayır yok öyle bir şey!
Arabayı çalıştırıp dağ evine sürmeye başladım.
S: Duydun mu beni?
Umursamadım. Zaten yakın olduğumuz için gelmemiz uzun sürmedi. Arabayı durdurdum.
A: Senin baban, benim hayatımı sikti!
Arabadan indim ve onun tarafına gittim. Kolundan tutarak arabadan indirdim.
S: Bırak kolumu canım acıyor!!
Kolundan tutarak eve kadar sürükledim. Kapıyı açtım ve içeri girdik.
S: Ya bıraksana kolumu!
Onu hızla içeri savurdum ve sırtını arkasındaki duvara çarparak durmasını sağladım.
S: Ah!
A: O benim hayatımı sikti, şimdi ben onun hayatını sikicem!
Selin'e yaklaşıp hızla dudağına yapıştım. Evet birazdan ona tecavüz edecektim ama içimden dudaklarını öpme isteği geldi. O ise ağlamaya başlamıştı ve omuzlarımdan itmeye çalışıyordu. Gözlerim kapalı şekilde ellerim tişörtünün yakasına gitti. Tam tişörtü yırtacaktım ki onun sesi engel oldu.
E: Ali!
Duraksadım.
A: Elif!
Öylece kalakaldım.
S: Elif mi?
E: Ali sen n'apıyorsun öyle?!
Gözlerimi açtım ve bulunduğum durumun farkına vardım.
A: N-n'apıyorum ben?
Hızla ellerimi çektim.
E: Bende onu diyorum! N'apıyorsun sen? Ben gittikten sonra iyice delirdin ha!
A: Yokluğun canımı acıtıyor!
E: Biliyorum. Benimde canım acıyor. Ama başkalarının da canını yakma.
Yüzümü Elif'e döndüm.
A: Ama şu an çok iyiyim biliyor musun? Çünkü karşımda sen varsın!
En masum haliyle gülümsedi.
A: Sana sarılabilir miyim?
O sırada Selin omzuma dokundu. Şok dolu bir ifadeyle yüzüme bakıyordu.
S: Ali? Iyi misin?
Ona döndüm.
A: Ya dur! Bir kere sarılayım nolur! Sadece bir kere! Sonra istersen beni öldür.
Tekrar Elif'e döndüm. Fakat orda yoktu.
A: E-Elif!
Kalbimde bir ağrı hissedince uzun zamandır ilaçlarımı unuttuğumu fark ettim. Doğru ya! Hayaldi işte! Ne zaman ilaçlarımı almasam hep onu görürdüm zaten. Elimi cebime attım ama ilacı içene kadar dayanamadım ve yere yığıldım.Selin;
Aniden yere yığıldı. Ne yapacağımı bilemedim. Elindeki ilacı görünce her şeyin farkına vardım. Kalp hastasıydı. Abim de kalp hastasıydı. Belki de doğru kalp naklini bekliyordu. Hemen ilacını içirdim ve koltuğa yatırdım. Bende hafifçe yanına kıvrıldım. Elim kalbinin üstündeydi. Bir süre sonra kalp atışları düzene girdi. Çok endişelenmiştim. Ama şimdi iyiydi. Bende de kalkıp evi gezmeye başladım. Alt katta pek bir şey yoktu. Bende üst kattaki odaları gezmeye başladım. İki tane yatak odası vardı. Biri sanırım Ali'nin diğeri de ablasınındı. Odalardan birine girdim. Her taraf bir kızın resimleriyle kaplıydı. Elif buydu sanırım. Ali'yle beraber bir resmi çerçeveli şekilde masanın üstünde duruyordu. Fazla oyalanmayıp çıktım. Nazlı'nın odasını pas geçip başka bir odaya girdim. Odaya girer girmez cigerime dolan kitap kokusuyla huzur buldum. Kütüphaneye dönmüştü burası. Raflara göz gezdirdikten sonra Küçük Prens kitabı gözüme çarptı ve elime aldım.
"Gerçeğin mayası gözle görülmez. "
Ve okumaya başladım.*********
Okuyup bitirdiğim üçüncü kitabı yerine koyarken havanın karardığını fark ettim. Aşağıya, Ali'nin yanına inmeye karar verdim. Hala uyuyordu. Yanına kıvrılıp elimi kalbine yerleştirdim. Yine düzensiz atmaya başladı. Böyle durumlarda 4-5 saatte bir ilacını içmesi gerekiyordu. Yanından kalkıp ilacını ve suyunu almaya gittim. Uyandırmam gerekiyordu. Yavaşça dokundum.
S: Ali.
Gözünü açtı. Ama tam uyanamamıştı. İlacını içer içmez tekrar uykuya daldı. Bende yanına kıvrıldım. Kalp ritmi düzene girdikten sonra uyuyakalmışım.Ali;
Yavaşça gözümü açtım. Sanki annemin yanında uyuyordum. Bu koku, bu şefkat aynı onunki gibiydi. Fakat dün gece yaşananlar, benim yapmaya kalkıştığım o iğrençlik aklıma gelince şu an kimin yanında olduğumu anlamam zor olmadı. Bu kadar pislik bir insan olmama rağmen niye hala benim yanımdaydı? Kendimden iğreniyordum -yine-.
Hızla ayağa kalktım fakat kalbime bir ağrı saplanınca ağzımdan bir inilti kaçtı ve Selin uyandı.
S: Ali!
A: Senin ne işin var burda? Niye hala gitmedin?
S: Ani hareket etmemen gerek.
A: Soruma cevap ver!!
S: Dün gece kendinde değildin! Fenalaşınca ben de yanında kaldım!
A: İyi bok yedin!
Koltuktan inip ayağa kalktım.
A: Defol git burdan! Aşağılık bir herifin tekiyim ben!
Bir kaç adım ilerledikten sonra ağrım daha da arttı ve duvardan destek aldım. Selin de yanıma yaklaştı.
A: Yaklaşma! Uzak dur benden!
S: Ya dün gece kendinde değildin! Geçti gitti!
A: Senin babanın bana yaşattıkları geçmedi ama..
S: Senin babanın da bana yaşattıkları geçmedi! Ama ben sana böyle tepki vermedim! Çünkü babamızın yaptığı hataların sorumlusu biz değiliz!
A: Babamın yaptığı hataların sorumlusu benim ama!
Allah kahretsin! Böyle bir şeyi nasıl ağzımdan kaçırırım?! Selin ise şok olmuştu.
S: Ne?
Bir kaç saniyede toparlandı.
S: S-saçmalama!
Yanıma geldi. Elimi kalbinin üstüne koydu.
S: Böyle yaparak kalbine zarar vereceksin!
Beni çekiştirerek koltuğa oturttu. O da yanıma oturdu.
S: Sakin ol.
Büyülenmiş bir şekilde onu izliyordum.
S: Hadi uzan şöyle.
Tam beni yatırmaya çalışacaktı ki kolundan tutup engel oldum. Bana baktı masumca. Dün geceyi hatırladım. Dudaklarımı yalayarak o tadı hatırlamaya çalıştım. Olmuyordu. O tadı hatırlamamın tek çaresi onu yeniden öpmekti. Baş parmağımla çenesini kavradım. Ve dudaklarımı dudaklarıyla buluşturdum.Selin;
İlk başta kendimi geri çekmeye çalıştım ama izin vermedi. Öyle baştan çıkarıcı şekilde öpüyordu ki dayanamadım ve karşılık verdim. Bir süre öpüştükten sonra nefes almak için ayrıldık.
A: Sana bir şey itiraf ediyim mi?
S: Et.
A: Dün gece senin canını yakmak için değil, seni gerçekten istediğim için o iğrençliği yaptım.
Dudaklarına daha fazla hasret kalamadım ve dudaklarına kısa ama derin bir öpücük kondurdum.
A: Özür dil-
S: Şşş!
Parmağımı dudağına bastırarak susmasını sağladım.
S: Ben de sana bir şey itiraf edeyim mi?
A: Et.
S: Ben..ben sana..ben sana karşı koyamıyorum.
Tekrardan dudaklarımız buluştu. Tam o sırada telefonum çaldı.
A: Açma!
Göz ucuyla kimin aradığına baktım. Rehbere kayıtlı değildi ama numara ezberimdeydi. Arayan Cenk'di. Kalbim delicesine atmaya başladı.
S: Bunu açmam gerek.
Biraz uzaklaşıp telefonu açtım.
S: Ne var?
Ses yoktu. Bir süre sonra kesik kesik nefes sesleri gelmeye başladı.
S: Benimle oyun mu oynuyorsun?!
C: Dört sene önce yaptığın kazayı unuttuğumu zannediyorsan, yanılıyorsun!Bölüm Sonu
Sonunda Selin aşık oldu mu dersiniz? Ama o kadar kolay olmayacak. İşte şimdi yasak aşk başlıyor. Umarım beğenmişsinizdir.♥
Sınır: 7 vote
5 yorum

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yasak AŞK // ALSEL (+18)
FanfictionÖlümle yaşam arasındaki çizgide yaşanan bir aşk... Aksiyon, Aşk, Tutku... Yaşamak mı? Ölmek mi?