Bölüm Müziği : Mogwai - Take Me Somewhere Nice
Yatağın sarsılması ile uyandığımda gözlerimi ovuşturdum elimle,sonra yatağında zıplayan Berke'yi fark ettim.
"Sabah oolduuğğ."
Uykulu uykulu gülümsedim,derin bir nefes alarak gerindim.
"Anneeeğ günaaydıın."
Berke zıplamaya devam ediyor bir yandan da "Günaydıın anneee,anneee günaydıın" şeklinde kendince yeni bir şarkı besteliyordu. Bacaklarından yakalayıp yatağa yatırdım ve karnına yüzümü gömdüm, gülüyordu.
"Ya anne durr bii dur."
Karnını öpüyordum, "Yiyim mi seni,bitiriyim mi tamamen hı? zaten ufacıksın bak iki ısırıkta bitersin. Bana da güzel bir kahvaltı olur."
Gülmekten cevap veremiyordu,en son yüzüne geçip iki yanağından öptüm koklayarak.
"Anne ne zaman işe gidecek?"
"Anne bugün işte gitmeyecek" dedim.
"O zaman Aslı abla gelmeyecek mii?"
Aslı abla? Aslı abla kimdi? Bakıcı falan mıydı? Kaşlarım çatıldı,ne diyeceğimi bilmiyordum.
"Şey bakalım gelecekmiymiş... önce çoraplarını giy ayakların üşüyecek."
O çoraplarını giymeye çabalarken onu izledim,sadece ucunu sokmaya başarabildiği ayağını bana uzattı.
"Olmuyo."
Gülümseyip güzelce giydirdim ikisini de.
"Gel bakalım elimizi yüzümüzü yıkayalım güzelce."
Elimi uzattım,beraberce lavaboya gittik. Berke sürekli bir şeylerden bahsediyor,genelde hayalinde kurduğu oyunları anlatıyordu. Ben de çok ilginç olduğunu düşünüyorcasına "Aa? ee sonra?" gibi cevaplar vererek devam etmesini sağlıyordum.
Sonunda elimizi yüzümüzü yıkayıp salona yönelmiştik.***
Berke ile salona girdiğimizde salonun amerikan mutfak kısmında ki masa da Yiğit'in bir kadınla oturduğunu fark ettim. Kadın Yiğit'in koluna elini koymuş teselli ediyor gibi bir hali vardı. Kadın gayet iyi giyimli idi. Bense pijamalarla salonun ortasında öylece duruyordum. Berke birden elimi bırakıp koşmaya başladı,
"Aslı ablaaa!"
Kadın birden bizi fark edince anlık bir saniye ile tek kaşını kaldırdı daha sonra ifadesini gülümsemeye bıraktı.
"Berkeciğim,özledin mi beni?"
Soru sorar şekilde dik dik Yiğit'e bakıyordum. Fakat pek umursuyor gibi durmuyordu,
ŞİMDİ OKUDUĞUN
OLVİDAR (Unutmak) -TAMAMLANDI-
General FictionBir hastalık ansızın sizi uykuda yakalayıp öylece yaşamınızı anlamsızlığa boğabilir miydi? Peki anlamsızlıkta anlam aramak bir denizin dibindeki kum taneleri arasında ufacık bir boncuk aramayla ne kadar eş değerdi? Mira 20 yaşında uykuya dalıp 26'sı...