Bölüm Müziği: Simply Three - RainMira'dan
Nikah saati gelmiş, Teo ve Ceren coşkulu "Evet." cevaplarını verdikten sonra ilk danslarını ederlerken yüzümde yılların, tüm yaşanmışlıkların verdiği mahzun bir gülümseme vardı. Teo ve Ceren sıradan bir çift olmaktan uzakta olduklarını seçtikleri ilk dans şarkısı olan Metallica - Nothing Else Matters ile de ortaya koymuşlardı. Dans ederlerken şarkının sözlerini birbirlerinin gözlerinin içine bakarak söylerlerken Yiğit'in elime uzanan elini sıkıca tutup, yanağına yumuşak bir öpücük kondurdum.
Kulağıma eğildi,
"İyi misin? Yoruldun mu?"
Yorgun hissetmiyordum, ama içimde tuhaf bir his vardı. Yine de bunu ona belli etmemeye karar verdim.
"Gayet iyiyim." dedim kocaman gülümseyerek.
İlk dansın bitiminde kapalı alana kurulan sahnede gördüğüm tanıdık yüzler Teo'nun arkadaşlarıydı. Teo da sahneye geçip heyecanlı bir şekilde kalabalıkta gözlerini gezdirdikten sonra konuşmaya başladı.
"Öncelikle siz gelen tüm sevdiklerimize bugün bize katıldıkları için teşekkür ediyorum."
Ardından kız arkadaşlarının masasında oturan Ceren'e çevirdi bakışlarını,
"Bu kızı ilk gördüğümde düşündüğüm ilk şey bir saniye bile nasıl susmadığı olmuştu. Ardından neden sürekli hareket halinde olduğunu ve nasıl böyle içten ve güzel güldüğü olmuştu. Sonra dedim ki, bu kız beni sever, bu kız bana yeni hayaller gördürür..."
Son Feci Bisiklet - Bu Kız
Ve cümlesinin bitişi ile şarkıya giriş yaptı, enerjik müzik kulaklarıma dolarken Teo'yu böyle mutlu gördüğüm için ne kadar mutlu olduğumu fark ettim. Sonra gözlerim yerinde zıplayarak şarkıya uyum sağlayan Berke'ye kaydı. Benim yokluğumda böyle çılgın bir baba ve Ceren ablası ile beraber bir ailesi olabilirdi. Eğlenceli, sevgi dolu...
İçimden bir sesin kulaklarıma ulaştığını hissettim, "Peki ya ben?" diyordu. Derin bir nefes aldım, bir heykeltıraşın yetenekli ellerinden çıkmışcasına orantılı yüz hatlarına sahip olan Yiğit'in gülümseyen ifadesine daldım. Karnımdaki miniğe iyi bir baba olacağına emindim. Ve her ne kadar kabullenmem zor olsa da, benden sonra hayatına girecek kadını da çocuğuna iyi anne olabilecek biri olarak seçeceğini biliyordum.
Normal bir düğün seyrinde ilerlemeyen düğün sahnenin tüm yakın arkadaşları ile dolup beraber şarkı söylemeleri ile devam ederken Teo bize de eliyle gelin işareti yapıyordu. Gülerek başımı iki yana sallarken elimle siz devam edin işareti yaptım.
Teo eliyle bekle işareti yaptıktan sonra Ceren'in elini tutup elinde mikrofonla yanımıza koştu.
"Mira hanım bizim için bir şarkı söyler mi acaba?" dedi gülerek.
"Saçmalamayın! inanın sizi dinlemesi daha güzel."
"Hadi ama Mira! bizim için." Ceren kedi gibi bakıyordu.
"Ben bilmiyorum, ne söyleyeceğim ki?" dedim Yiğit'e şaşkın şaşkın bakarak.
Yiğit gülerek omuz silkti,
"Onlara bir şarkı armağan edebilirsin."
Birkaç saniye düşündükten sonra gülerek pes eder şekilde omuzlarımı düşürdüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
OLVİDAR (Unutmak) -TAMAMLANDI-
General FictionBir hastalık ansızın sizi uykuda yakalayıp öylece yaşamınızı anlamsızlığa boğabilir miydi? Peki anlamsızlıkta anlam aramak bir denizin dibindeki kum taneleri arasında ufacık bir boncuk aramayla ne kadar eş değerdi? Mira 20 yaşında uykuya dalıp 26'sı...