19.Bölüm

3.3K 561 262
                                    

Bölüm Müziği : Sleep Dealer - Last Mile

Yiğit'ten

Berkeyi kucağıma alıp güvende hissetmesi için kollarımla sıkıca sararken polisler etrafı kolaçan ediyorlardı. Yerde yatan herifin canlı mı cansız mı olduğunu bilmiyordum fakat yüzüne bakmaya tenezzül bile etmedim. Berkeyi de kötü görüntüyü görmemesi için yüzü bana dönük şekilde kucağıma almıştım. Sinirim kat sayım yüksekti, endişem hala geçmemişti ve Berkeyi sağ salim buradan çıkarmadan da geçmeyecekti. Bunu başardığımda ise kafamdaki en büyük soru olan ikinci adıma geçecektim, bu şerefsizliği kim yapmıştı?

Berke sessizce kucağımda duruyordu, küçük bedeni hala şoku atlatamamış titriyordu. Tek elimle başından tutup iyice göğsüme yaslayıp rahatlaması için kulağına yavaşça fısıldamaya başladım,

"Geçti her şey, iyiyiz kimseye bir şey olmadı. Anneye gidiyoruz şimdi, korkma artık. Ben olduğum sürece korkma."

Arabaya doğru yürüyordum, ardından karşıdan gelen polis aracını fark ettim ve araç ani frenle durdu, durur durmaz kapısı açıldı ve önce kim olduğunu seçememe rağmen ardından hızla bize doğru koşanın Teoman olduğunu fark ettim.

"Berke! Oğlum! İyi misin! Babacığım iyi misin!"

Kucağımdaki Berke babasının sesini duyması ile ona doğru döndürdü başını, Teoman yanımıza vardığı gibi Berkeyi kucağımdan çekip aldı. Berke babasına sarılırken sıkı sıkı öylece kalakaldım. Etrafa göz gezdirmeye başladığımda birkaç polis memurunun şaşkınlıkla bize baktığını gördüm, büyük ihtimal Berke'nin biyolojik babasının ben olmadığımı bilmeyen polislerdi. İçimde bir yer acıdı, tüylerim diken diken oldu. Ellerimi cebime soktum,yutkundum ve arabaya yürümeye başladım. Berke babasının kollarındaydı, sağlıklıydı ve birazdan da Mira ona kavuşacaktı. Daha önemli olan bir şey yoktu, bir gerçek vardı ki ne yaparsam yapayım değiştiremiyordum. Onun babası ben değildim.

"Yiğit, teşekkür ederim."

Teoman'ın sesi arkamda kalırken olduğum yerde kısa bir süre duraksadım, ona doğru dönmedim.

"Gerek yok." dedim.

Ardından Berke'nin sesi geldi,

"Nereye Yiğit abi, beraber gitmeyecek miyiz anneme?"

Tam onlara doğru dönecekken Teoman'ın sesi buna engel oldu.

"Hayır babacığım biz polis amcaların arabası ile gideceğiz anneye,seni çok merak etti hemen gidelim de mutlu edelim değil mi?"

Sesi gittikçe azalıyordu, anladığım kadarıyla binecekleri arabaya çoktan ilerlemeye başlamışlardı.

Sinirle arabaya bindiğimde hızla gaza bastım, bir yandan cebimden çıkardığım telefon ile uğraşıyordum. Bir çok defa Mira aramıştı, arayıp her şey yolunda demektense yüz yüze konuşmayı tercih ettim ve rehbere girip Selim'i tuşladım. Selim hem şirkette sağ kolum hem de özel hayatta her işimi gören güvendiğim biriydi. Olaylardan haberi olduğu için ilk çalışta telefonu açtı, alo bile demeden konuşmaya başladım.

"Selim, biri benim canımı yakmaya çalışıyor ne yap ne et kim olduğunu bul. Kimleri işin içine sokarsın, kimlerden yardım alırsın bilmiyorum ama bana yardımcı ol."

***

Mira'dan

Keskin bir baş ağrısı ile gözlerimi araladığımda kendimi yatakta yatar vaziyette buldum. Aniden yatakta doğrulup kapıya yöneldim, kapıyı açtığım gibi hemşirelik okuduğunu söyleyen kızla karşılaştım.

OLVİDAR (Unutmak) -TAMAMLANDI-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin