Bölüm Müziği : Coldplay - The Scientist (Instrumental)
Bir holdingin devasa büyük isim tabelasına bir Emre'ye bakıp anlam vermeye çalışıyordum. Sonunda bu yaptığımın utanç verici bir hareket olduğunu algılayıp şaşkınlığımı gizlemeye çalıştım.
Alt dudağımı hafifçe dişleyip, gülümsemeye çalıştım.
"Holdingin sahibi de mi sensin demek oluyor bu?" dedim.
Küçük bir tebessümden sonra ellerini cebine soktu.
"Holding aile şirketi diyelim, otel de benim nefes aldığım ve tamamen bana ait olan bir yer." dedi.
Demek işe kabul edildiğim şirket Emre'nin aile şirketiydi, bu kadar tesadüf şaşırtıcıydı.
Hafifçe gözlerimi kıstım,
"Yaklaşık bir haftayı geçkin süredir iş arıyorum, dün seninle karşılaşıyoruz ve ben sabah burada işe kabul ediliyorum. Eğer dün bu durumu seninle paylaşmış olsaydım bu işe kabul edilme durumumda parmağın olduğunu düşünürdüm." dedim.
Sesli bir kahkaha attı,
"Demek burada işe başladın ha? Ama şunu bil ki, senin iş aradığını biliyor olsam bulmak için bir hafta beklemezdin. Senin başvurundan önce, ben sana iş teklifi ile gelirdim."
Gözlerimi devirdim istemsizce,
"Torpille bir işe girmek en son isteyeceğim şey emin olun, hem ne iş yaptığımı bile bilmiyor olmalısınız." dedim.
Tek eli ile sakallarını kaşıdı, ayrıca oteldeki haliyle dünkü halinden çok farklı bir görünümdeydi. Hep spor kıyafetlerle görmüştüm, şimdi ise iş yerine yakışır şekilde üzerinde takım elbise vardı.
"O biraz zor." dedi.
Kaşlarımı çattım,
"Nedir o zor olan?"
"Yaptığın işi bilmiyor olmak, gayet tanındık ve saygın birinin eşi olduğun için en saçma magazin programında bile ne iş yaptığını öğrenebiliyor bir insan." dedi.
Yiğitle evli olduğumu biliyor olduğuna şaşırmıştım, çünkü tatilde hiç bunu hissettirmemişti. Hatta dün gece bile bunun konusunu açmamıştı.
"Doğru." diye bir fısıltı çıktı ağzımdan. Boşanma sürecine olduğumuzu dile getirme gereği duymamıştım. Onu ilgilendiren bir durum değildi.
Emre keyifsiz havayı dağıtmak istercesine neşeli bir tonda konuşmaya başlamıştı,
"Dakikalardır burada dikiliyoruz, yeni işini bir kahve ile kutlamaya ne dersin?"
"Teklifiniz için teşekkür ederim, fakat eve gitsem daha iyi olacak." diyerek kibarca reddettim.
Kaşlarını kaldırıp hafifçe başını aşağı yukarı salladı,
ŞİMDİ OKUDUĞUN
OLVİDAR (Unutmak) -TAMAMLANDI-
Ficción GeneralBir hastalık ansızın sizi uykuda yakalayıp öylece yaşamınızı anlamsızlığa boğabilir miydi? Peki anlamsızlıkta anlam aramak bir denizin dibindeki kum taneleri arasında ufacık bir boncuk aramayla ne kadar eş değerdi? Mira 20 yaşında uykuya dalıp 26'sı...