Confession

7.9K 693 447
                                        

****
Baekhyun'layken günler hızlı geçiyordu. Neredeyse aralarında bu garip şeylerin başlamasının üzerinden 7 ay geçmişti. Yine de Chanyeol onu her gördüğünde aynı çarpıntıyı yaşıyordu. Bunu düşünürken gülümseyerek sandalyesinde arkaya yaslandı.

Chanyeol'un gitgide uykusu geliyordu. İşin bitmesine daha yarım saat vardı. Önündeki kahveden bir yudum alırken kapının çalınmasıyla irkildi.

"Bay Park. Bir arkadaşınız sizi görmeye gelmiş. İçeri alayım mı?"

"Micha mı?"

"Hayır, hayır. Adının Byun Baekhyun olduğunu söyledi."

Chanyeol bir anda içinde oluşan heyecanla yerinde doğruldu.
"İçeri al. Sonra gelen olursa telefon etmeden önce odama yollama."

Sekreter kız şaşkınlıkla başını sallayarak odadan çıktı. Birkaç dakika sonra Baekhyun elindeki hamburger kutusuyla gülerek içeri geldi.

"Channie!"

"Öyle bağırma.." Chanyeol utançla yüzünü kapattı ve güldü. Baekhyun kutuyu masaya bırakarak perdeleri çekti ve Chanyeol'un karşısındaki sandalyeye oturdu.

"Acıktın mı? Her ihtimale karşı hamburger aldım. Ayrıca şu kızarmış tavuklardan..." Baekhyun getirdiği kutuyu açmaya çalışırken Chanyeol onu inceliyordu. Ne konuştuğu umrunda değildi. Saatlerce karşısında durup onu dinleyebilirdi. Eliyle başına destek verip gülümseyerek Baekhyun'u dinlemeye devam etti.

Baekhyun kafasını kaldırdığında Chanyeol'un ona baktığını gördü.
"Bir sorun mu var?"

"Oturduğun koltuk fazla uzakta değil mi?" Baekhyun hafifçe gülümseyerek etrafına bakındı.

"Daha yakın bir koltuk yok..." Chanyeol ona doğru uzanarak kolunu tuttu ve kendine çekti.

"Bir yer biliyorum." Baekhyun düşmemek için elini sıktığında gülümsedi. Baekhyun'un yüzü ona bakacak şekilde kucağına oturttu ve ellerini beline sardı.

"Chanyeol! İş yerindeyiz, yani... Bırak da karşıya oturayım!"

"Daha heyecanlı oluyor ya." Chanyeol çapkınca sırıtarak ona baktı. Masada duran tabletine bildirim gelince uzandı ve onu aldı.

"Okulun nasıl geçtiğini sormayacak mısın?" Baekhyun kendi kendine çoktan anlatmaya başlamıştı bile. Chanyeol ise ona gelen mesajdaki yeni projeyi anlamaya çalışıyordu ama kucağında kıpırdayıp konuşan Baekhyun onun dikkatini dağıtıyordu.

"Baek, biraz susar mısın? Bir şey okumaya çalışıyorum." Baekhyun ona doğru eğilerek saçıyla alnını gıdıkladı.

"Sustursana." Chanyeol kafasını tabletten kaldırıp karşısındaki yüzü inceledi. Oldukça kışkırtıcı bakıyordu ve Chanyeol kendini durdurmayacaktı.

Hızlıca dudaklarını onunkilere bastırdığında Baekhyun ellerini Chanyeol'un saçında ve ensesinde dolaştırıyordu. Chanyeol elini Baekhyun'un kazağından içeriye daldırdığında telefonu çalmaya başladı.

"Ah, güzel zamanlama." İstemeyerek de olsa Baekhyun'u kucağından indirerek telefona gitti. Telefonda görünen Micha ismiyle yüzünü düşürdü.

"Efendim Micha?"

"Çıkışta eve geliyorsun değil mi? Ne yemek istiyorsun diye aradım."

Chanyeol masadaki hamburgerlere baktı. "Bugün dışarıda yiyip gelmeyi düşünüyordum."

"Ah... Hayır, ben senin için daha güzel yapacağım. Ne zaman geleceksin?"

"Şimdi çıkıyordum." Telefonu kapatıp kafasını Baekhyun'a çevirdi. Baekhyun somurtmuş bir şekilde masanın üzerine oturdu.

BRO! ||CHANBAEKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin