24.BÖLÜM

46.4K 2.2K 111
                                    

Selamunaleykum Canlarımm😍😘
Evet yazarınız size kıyamadı ve yepisyeni bir bölümle daha karşınızdayım.

Yine olaylar olaylar...

Bazen kendimi İremin yerine koyuyorum ben olsam burada ne yapardım diyorum sonra İreme acıyorum 😄😄😄

Neyse benim çenem daha fazla düşmeden sizi bölümle baş başa bırakıyorum.

Şukular gelsin💟💗

Yorumlarınızı özellikle de satır arası yorumlarınızı bekliyorum😘

Keyifli okumalar💞

"Çiçek hanım Mehirin biberonunu bulamıyorum. Gördünüz mü?"

"Sabah tezgahın üzerinde kirli görünce yıkamıştım." deyip bulaşık selesinin üzerindeki biberonun başlığını takarak bana verdi.

"Teşekkür ederim." diyerek mutfaktan çıktım.

Çiçek hanım bir haftadır burada çalışıyordu. Mehirin kimliği çıktıktan bir gün sonra çalışmaya başlamıştı. İlk günden her işi itinayla yapmıştı. 35 yaşında, bir üniversite bitirmiş, 1 yıl önce eşinden boşanmış güzel bir bayandı.

Mutfaktan çıkıp bebek odasına geçtim. Mehir uyanmıştı. Beşiğin içinde kendi kendine sessizce yatıyordu. Kucağıma alıp;

"Günaydın Mehir hanım... Yine babayı karşılamak için bu saatte uyandın değil mi? Bence bu kadar da belli etme babaya düşkün olduğunu, alınıyorum ama." Mehir beni anlamış gibi tebessüm edince ben de burnunun ucunu öpüp daha sıkı sarıldım. Bir haftadır saat kaçta yatarsa yatsın Mert'in işten geliş saatinde uyanıyordu. Mert de işten geldiği saatten yatana kadar Mehirle ilgilendiği için birbirlerine iyice alışmışlardı. Kimliği çıktığından beri ismiyle seslendiğimiz için ismine de alışmıştı. Tabi Mert'in Mehirim demesiyle benimki aynı olmuyordu. Mert söyleyince yüzüne bakıyordu ben söyleyince tınlamıyordu. Bu kız çocukları hep mi babaya düşkün olurdu? Ama Mertle birbirlerine düşkünlükleri kimliği çıkarttığından beri daha çok dikkatimi çeker olmuştu. Aklımda hala soru işaretleri vardı.

Kimliği bana verdiği geceden bir gün sonra kahvaltıda Mehirin doğum tarihini nereden bildiğini sordum. Ben iki aylık deyince kendi de oradan tahmin yürütüp bulduğunu söyledi ama günü gününe de bilemezdi. Mehirin tam doğduğu gün olduğunu söylediğimde de ne çok şaşırmış ne de tepkisiz kalmıştı. "Tahmin ettim. Doğru çıkmış." deyip geçiştirmişti ama bu bana inandırıcı gelmemişti. İlk önce acaba kimliği çıkarttırırken herşeyi öğrendi de bana mı çaktırmıyor diye düşünsem de öyle bir şey olsa çok soran ve merak eden bir insandı illaki neden yalan söylediğimi sorardı. Bu işin peşini bırakmayacaktım, gizlediği şeyleri mutlaka öğrenecektim.

Mehirle birlikte odadan çıkıp merdivenlerden indim. Yine tam zamanında kapı çalmıştı. Çiçek hanım mutfağın kapısında belirirken ona dönüp;

"Ben bakarım." dedim. Çiçek hanım yemekleri tabağa servis ederken ben de kapıya yöneldim. Kapıyı açtığımda iki eli poşetle dolu Mert'i gördüm.

"Hoş geldin."

"Hoş buldum." elindeki poşetleri kapının yanına bırakarak üzerindeki montu çıkarıp vestiyere astı. Bana dönüp Mehire bakarak;

"Benim minik kızım babasını mı karşılarmış? Bir tanem benim." deyip Mehiri kucağımdan alarak alnına öpücükler kondurdu. Ben de poşetlere yönelip içine baktığımda bir sürü oyuncak olduğunu gördüm. Yine oyuncak almıştı.

Küçük Mucize ~~TAMAMLANDI~~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin