Selamunaleyküm Canlar 😘
Gece gece yine bir sürpriz yapıp size müko bir bölümle geldim. Çok düzenleyemedim ve açıkçası çok detay vermedim ama kitap bittikten sonra düzenleme yaparken hepsini düzelteceğim.
Bir de size küçük bir haberim var daha doğrusu duyurum var. Yaklaşık iki hafta kadar bölüm gelemeyecek. Nedenleri:
1* Yaklaşık 6 aydır görmediğim abim gelecek izne onunla iki haftalık bir tatil yapacağız.👮😎
2* Finalim yaklaştı ve ben ilk dönem gibi alttan üç ders bırakmak istemiyorum. Ders çalışmam lazım.😒
Ama cok baskı yaparsanız araya bir bölüm sıkıştırabilebilirim... (Israr ve ikna gücünüze bağlı 😄😘)
Oy ve yorumlarınızı bekliyorum... Özellikle satır arası yorumlarınızı bekliyorum.😍
Keyifli okumalar 💕
3 AY SONRA...
Mevsim yavaş yavaş sonbahara gelirken havalarda serinlemeye başlamıştı. Yazın, sıcağın, buz gibi dondurma ve mis gibi karpuzunun zamanının nasıl geçtiğini anlamadan yine hüzün ayına gelmiştik. Sonbahar benim için hüznü simgeliyordu. Tabiat bütün yeşillikleri kahve tonlarına boyarken hava da sert yüzünü göstermiş, hüznün boyutunu artırmıştı. Bu hüzün sadece mevsimden dolayı değildi. Havada garip bir kasvet vardı. Sanki biri ruhumu avuçları arasına almış, nefes almamı engellercesine sıkıyordu. Daha önce de böyle tuhaf huzursuzluklar hissetmiştim ama her böyle hissettikten sonra hiç iyi şeyler olmamıştı. Aklıma gelmek için çabalayan kötü düşünceleri kovalayarak uzandığım kanepeden yavaşça kalktım.
Karnım şu son 3 ayda daha da büyümüştü. Bebeğim 4. aydan sonra hareket etmeye başlamış, 6. ayın başlarında ise hareketleri çoğalmıştı. Çok hareketliydi... Hiçbir şekilde durmuyor, sürekli hareket ediyordu. Yemek yerken, konuşurken, yürürken her an kendini belli ediyordu.
Geçen ayki doktor kontrolünde doktor kısa bir süre bizi heyecanlandırmış daha sonra bebeğimizin cinsiyetini söylemişti. Bir oğlumuz olacaktı... Mehirin oyuncaklarına ortak, herşeyini ki buna mini etek ve erkek arkadaş da dahil olmak üzere karışacak minik bir yaramaz olacaktı. İçimde gün ve gün büyürken ilerde yaşanacak komik ve güzel anların hayalini de kurmaya başlamıştım.
Büyüyen sadece bebeğim ve oturduğumda ayaklarımı görmemi engelleyen koca karnım değildi. Mehir de büyümüştü... Bir buçuk yaşına gelmiş, uzun olmasa da kısa cümleler kurmaya başlamış ve sürekli sorular sorup çevreyi ve eşyaları tanıma evresine geçmişti. Çok meraklıydı... Sadece merak ettiği şeyi değil onunla bağlantılı birçok şey söylüyor ve sorular soruyordu. Bu meraklı soruları beni bazen yorsa da heyecanlı konuşması ve soru sorarkenki sevimliliği tüm yorgunluğumu alıyordu.
Bu zamana kadar her sorusuna cevap verebilmiştim ama geçen akşam kucağımda otururken sorduğu soruya cevap vermekte zorlanmıştım. Kucağımda karnımı severken gözlerinin birden bluzumun üzerine kaydığını fark ettim. Ben boynumdaki kolyenin dikkatini çektiğini düşünürken elini bluzumun içine sokup göğsüme dokunmaya başlamıştı. Şaşkınlıkla gözlerim büyürken;
"Ne yapıyorsun kızım? Ayıp..."
"Anne... Mu ne?" Bu sırada Mert de bizim diyoluğumuzu sessizce dinlemeye başlamıştı.
"Ooo... Şey kızım... Kardeşin doğduğunda onda süt olacak ve kardeşinin maması o süt olacak." Söyleyecek başka bir şey bulamamıştım. Daha mantıklı bir cevap da yoktu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Küçük Mucize ~~TAMAMLANDI~~
Ficção Geral"Bence bu anlaşma senin içinde çok kârlı olacak, iyi düşün." "Hayır ben istemiyorum. Düşünecek birşey yok." "Söylesene. Bu hâlde hemde kucağındaki bebekle ne yapmayı düşünüyorsun?" "Bu sizi ilgilendirmez." "Bebeğin babası nerede?" "Bebeği terk etti...