30.BÖLÜM

46.5K 2.2K 139
                                        

Selamunaleyküm Canlar 😍😘

Bu sefer açıklama yapmayacağım çünkü yazamama nedenimi biliyorsunuz.

Sizi fazla tutmak da istemiyorum çünkü eminim ki beni çok özlediniz.( Beni değil de Merti, İremi, Mehiri özlediniz ama ben kendimi böyle avutayım😄😋)

Bu hafta içinde bir çok bölüm ve sürprizler sizi bekliyor bir aksilik çıkmazsa İnşAllah 👍😘

Neyse uzatmıyorum ve sizi bölümle baş başa bırakıyorum.

Şukular ve özellikle yorumlarınızı (satır arası olanından) bekliyorum.

Keyifli okumalar 💞💕




Bazen insanlar hiç ummadıkları anda ummadıkları şeylerle karşılaşırlardı. İnsan mutluyken bir anda mutsuz olabiliyordu ya da bunun tam tersi. Hayat insanın karşısına sürprizleri bir sır gibi saklayıp en ummadık anda hayatının ortasına atıp kenarı çekiliyordu. O sonuçları sabırsızlıkla beklerken kararttığı hayatta ya başına gelenle mücadele ediyor ya da onunla yaşamaya alışıyordu. Ben de alışmaya başlamıştım. Hayatın bana getirdikleri ve benden götürdükleriyle. Bana getirdiği melek karşılığında hayallerimi, umutlarımı, hayatımı ama en önemlisi Buseyi götürmüştü. Minicik bir canın bedeli bunlar olmamalıydı. Dünyada o kadar kötü insan varken suçsuz insanların kötü kader çekmesi ne kadar doğruydu?

Hayat bana yine yeni oyunlarını oynamaya başlamıştı. Herkesi herşeyi boşverdim artık duygularımı kontrol edemiyor, bunun açığa çıkmasından korkuyordum. Şu an bir ilişkiye hazır değildim. Belki o benle ilgili böyle şeyler hissetmiyordu ya da hissetse de ilişkimiz başladığında ve her şey ortaya çıktığında ne olacaktı? Bunu düşünmeyi aklımın ucundan dahi geçirmek istemiyordum ama belki yalan söylediğim için benden nefret edecekti belki Mehiri benden alıp boşanacaktı... Ama şimdi bu olumsuzlukları düşünüp olmayan ilişkinin yasını tutmayacaktım. Herşey zamanı gelince olacaktı ama şu an zamanı değildi.

Sabah kahvaltı yaparken Merte gelen acil telefonla şirkete gitmiş ben de biraz Mehirle oynadıktan sonra televizyon izleyip odama çıkmıştım. Tek başıma sıkılmıştım. Belki de Mert'in veya annemin ilgisine alışmıştım, bilmiyorum ama kendimi yalnız hissetmiştim. Mehiri uyuttuktan sonra geçen okumaya başladığım kitaba devam ettim.

Kitap okurken sanki farklı alemlere dalıyordum. Başka insanların hayal dünyasını görüyor orada kısacık bir gezintiye çıkıyordum. Onların belki yaşadıklarını, belki yaşamak istediklerini belki de hiç yaşamak istemedikleri senaryoları okuyup farklı alemlere gidiyordum. Ben de lisedeyken kitap yazmayı düşünmüştüm ama pek sıradışı bir hayatım ve yaratıcı fikirlerim olmadığı için beceremem diye cesaret edememiştim ama şimdi yazsam roman olur cümlesine uygun bir hayat yaşadığım için yazmam pek de zor olmazdı.

Mehirin uyanmasıyla kitabı kitaplığa bırakıp onu da alarak odadan çıktım. Mutfağa girip Çiçek hanımın hazırladığı püreyi Mehire yedirirken kapı çaldı. Büyük ihtimal Mert gelmişti. Mehiri Çiçek hanıma verip kapıyı açtım. Mert elinde, içinde bir tane küçük kırmızı balık olan bir poşetle içeri girdi. Bu balık nereden çıkmıştı?

Mert içeri girdikten sonra arkasından iki adam daha girdi. Birinin elinde büyük cam bir akvaryum diğerinin elinde ise akvaryumun takılması için malzemeler ve akvaryum süsleri vardı. Merte dönüp;

"Bu ne?" dedim. Elindeki poşeti kaldırıp balığı göstererek konuştu.

"Tanıştırayım... balık-İrem, İrem- balık."

"Yaaa... Dalga geçme. Balık olduğunu biliyorum ama nereden çıktı? Niye aldın?"

"Mehirin hayvanlara karşı ayrı bir ilgisi var. Özelikle balıkları çok seviyor. Kırmızı balık şarkısını söylerken nasıl keyifleniyor biliyorsun."

Küçük Mucize ~~TAMAMLANDI~~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin