28.BÖLÜM

43K 2.2K 94
                                    

Selamunaleyküm Canlar 😘

Ve 2017nin ilk bölümüyle karşınızdayım.

2017ye kötü başlasak da İnşAllah böyle devam etmez ve hainler cezasını bulur.🙏 Bizi bölmeye çalışanlar amaçlarına ve hedeflerine asla ulaşamayacaklar. Biz herhangi bir millet değiliz. Biz Türk milletiyiz. Böyle şeyler bizi yıkamaz ya da bölemez aksine daha çok bizi birbirimize kenetler. 🇹🇷

Yorumlarınıza tek tek cevap veremiyorum ama size bayılıyorum. Çok yaratıcı ve değişik yorumlar var. Hepinize çok teşekkür ederim.💞💕

Oy ve yorumlarınızı bekliyorum.

Keyifli okumalar 😍



Mehirin ağlama sesini duyuyordum ama bir türlü gözlerimi açamıyordum. Gece öksürdüğü için birçok kez uyanmıştım onun için pek uyuyamamıştım. Gözlerimi aralayıp baktığımda Mehir beşiğin korkuluklarına tutunmuş ayağı kalkmış boncuk boncuk ağlıyordu. Kafamı kaldırmamla başımın geri yatağa düşmesi bir olmuştu. Kolumu bile kaldıracak halim yoktu. Bu arada kapım tıklandı.

"İrem... İrem uyandın mı? Mehir ağlıyor duyuyor musun?" Mert hem kapıya vuruyor hem de sesleniyordu. Ağzımı açmamla kapamam bir oldu. Konuşacak mecalim yoktu. Yatakta doğrulmaya çalışıyordum ama kıpırdayamıyordum bile. Mert tekrar seslendi.

"İrem, bak içeri giriyorum." Yine konuşamadım. Kapının açılmasıyla Mert bir bana bir de ağlayan Mehire baktı. Mert'in ardından odaya giren Çiçek hanım da ikimize de bakıp Mehire yöneldi. Mert de yanıma gelip elinin tersini alnıma bastırıp üzerimdeki örtüyü çekti.

"Ne yapıyorsun? Üşüyorum, ört üzerimi."

"Üşümüyorsun, yanıyorsun. Ateşin var." Mert Çiçek hanıma dönüp;

"Mehiri ve bebek çantasını hazırlayın. Hastaneye gideceğiz." Çiçek hanım Mehiri ve çantayı alıp odadan çıktı.

"Yaa... Benim bir şeyim yok. Başım ağrıyor, bir de boğazım kurumuş galiba, yutkunurken zorlanıyorum."

"Ateşin çıkmış diyorum. Başının ağrısı ve boğazının yanmasının sebebi bu." Ben yine itiraz edecekken belinde ve bacaklarımda hissettiğim kollarla yataktan havalandım. Mert beni kucağına almış yataktan kaldırıyordu. Havaya kalkmamla titretmiştim. Yataktan kalkınca daha çok üşüdüğümü hissettim.

"Mert... Çok üşüyorum." Mert kapıdan çıkmadan odada göz gezdirip yatağın kenarındaki poları alıp üzerimi örtüp tekrar kucağına aldı ve odadan çıktık.

Aşağı inip açık kapıdan hızlıca çıktık. Çiçek hanım Mehiri bebek koltuğuna oturtmuş ağzına emziğini vererek susturmuştu. Çantasını da yanına koyup kapısını kapattı. Mert beni koltuğa oturturken fısıltıyla seslendim.

"Mehir az sonra acıkır. Çiçek hanım da gelsin." Mert olumlu anlamda kafa sallayıp Çiçek hanıma bir şeyler söyledikten sonra arabaya bindi. Çiçek hanımın da arabaya binmesiyle Mert arabayı çalıştırdı.

Mert'in arabayı hızlı sürmesi ve şansımıza trafiğin açık olmasıyla kısa sürede hastaneye gelmiştik. Mert yine beni kucağına alıp acil kapısına doğru koştu.

"Yardım edin!!! Yardım edin!!!" Yanımıza gelen doktor bana bakıp;

"Hastanın nesi var?"

"Karımın ateşi var. Halsiz... Başı ağrıyormuş. Yutkunamıyorum diyor."

"Tamam sizi şuraya alayım. Bir ateşine bakalım." Beni acildeki sedyeye yatırıp ateşimi ölçtükten sonra müşahede odasına aldılar. Serum ve verilen ilaçların etkisiyle uyumuştum.

Küçük Mucize ~~TAMAMLANDI~~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin