UMARIM BEGENİRSİNİZ. YORUMLARINIZ BENİM İÇİN ÇOK DEĞERLİ. LÜTFEN BENLE PAYLAŞIN. İYİ OKUMALAR :* :)
Karanlığın hakim olduğu kocaman odada etraf sisliydi. Çok uzun bir uykudan uyanmışçasına yavaşça açtığım gözlerimi odanın her köşesinde gezdiriyordum. Bir de bağlı olduğum sandaylede. Hadii amaa! Herşey başa mı sardı şimdi? İyidide bu sefer kim kaçırdı beni? Bir dakika! Ben. Ben ölmedim mi yani?
Gözlerimi bu seferde babamın tırnaklarının geçtiği yara izime yöneltmiştim. Kocaman beyaz bir sargı beziyle kaplanmıştı ve ortasında büyük bir daire şeklinde kırmızılık vardı. Arkada birleşmiş olan ellerimi kıpırdatmaya çalıştıkça ne alaka bilmiyorum ama yara izim daha çok acıyordu. Ne yani? Yaram iyileşmedi mi hala? Ben artık iyileşmiyor muyum?
Bağlı olduğum sandalyede iplerden kurtulmak için zıplıyordum neredeyse. Oldukça gürültü çıkarmış olacağım ki aniden simsiyah demir kapı koca bir gürültü çıkartarak geriye doğru çekildi. Kalbimin atışı hızlanmıştı. Beni kaçıran adamı görecektim çünkü. Kimdi bu? İşte o büyük an. Beni kaçıran adam. Lycan?
Kahkaha atarak yanıma yaklaşıyordu. Bense şaşkınca hala yüzüne bakıyordum. Annemin Babamın Çocukluğumun katiline. Yanıma iyice sokulup yanağımı okşadı ve "Annene çok benziyorsun Amy" Gözlerini aç köpekler gibi vücudum da gezdiriyordu. "Aa. Lütfen. Şöyle bakmayı kes. Yoksa beni sevmediğini düşüneceğim" Pişkince bir gülücük attı. "Oo. Öyle düşünme Lycan. Senden nefret ettiğimi de nereden çıkardın? (Alaycı bir şekilde dudak büzdüm ve az sonra yüz mimiklerimi sert bir hale sokarak) Senden iğreniyorum Lycan!" İlk geldiğinde attığı kahkahanın daha büyüğünü attı ve "Sadece güzelliğin değil Asiliğinde annene benziyor. Senin Amy olduğunu bilmesem Emily'nin ölmediğini sanırdım." Ben cevap vermeyince gözlerini yara izime dikti. Ellerini sandalyenin kollarına dayamıştı ve yüzlerimiz olması gerekenden kesinlikle daha yakındı. "Tanrım! Benden ne istiyorsun?" gerçekten sıkılmıştım bu adamdan. "Senden değil. Annenden istiyorum. Bu gücü sana veren annenin seçimleriydi Amy. Eğer beni bırakıp başka bir kurtla yatmasaydı, şuan sen benim kızım olurdun ve gücünü çoktan senden almış olurdum. Gerçekten izin vereceğimi mi düşünüyordun? Büyülü bir gücün varken, onun boşa gitmesine? Söylesene, bunu nasıl yapıyorsun?" Bilmezden gelmeye çalışacaktım "Neyi?" Uzun bir nefes aldı "Vampir dişlerine sahipsin ama gözlerin -" sözünü bitirmesine izin vermeden "Gözlerim ne? Nolmuş gözlerime?" Şaşırmış bir yüz ifadesi takındı. "Ooo. Aman tanrım! Farkında değil misin Amy?" Her ne bok oluyorsa çabuk bilmek istiyorum.!1.. "Neyin farkında değil miyim Lycan?" Uzun bir nefes aldı ve yandaki sandalyeyi karşıma çekip dizleri dizlerime değecek şekilde oturdu. "Gözlerin turuncu. Sen bir deney için yapıldın Amy. Sen bir deneksin. Yarı insan melezler normal yaşayabiliyorken, kurt ve vampirlerin çocukları ölüyordu.Bilim adamları doğada insanlardan başka türlerin yaşadığını farketmişlerdi. Annenle ben, seçilmiş vampir ve kurtlardık. Bizden istedikleri tek şey çocuk yapmamızdı. Ama ters giden şeyler vardı. Ben annene gerçekten aşık olmuştum ama o-" söz kesmeyi çok severim de.. "Ama o babama aşıktı. Babamda ona." kafasını olumlu anlamda salladı. "Benle bir türlü birlikte olmuyordu ve birgün Babanla kaçtılar. Ve sen oldun Amy. Diğer bütün melezler ölürken, Sen nasıl yaşıyorsun?" başımı inanamadığımı anlaması için yana sallıyordum. "Bu kadar kör müsün Lycan? Bende seni akıllı birşey sandım." Kaşlarını çattı. "Ne demek istiyorsun sen? Yoksa nedenini biliyor muydun?" Onu aşşağılayan bir gülüş. "Hayır bilmiyordum. Ama bunu anlaması çokta zor değil. Ortada bir puzzle var. Bir parçası eksik ve o parça, hayattaki en önemli şey." Biran gözleri parladı. "Güç mü? Hayattaki en önemli şey? Güç değil mi?" İğrenir bir bakışın ardından "Sen gerçekten körsün Lycan!" Aniden kalkıp çenemi tüylü, uzun tırnaklı elleriyle kavradı. Beni arkaya doğru ittriği için, sandalyenin sadece arka ayakları yere değiyordu. Ön ayakları ise havadayı. "Hemen o önemli parçayı söyle Amy! Yoksa gücünü senden alırım!" işaret parmağının tırnağını elmacık kemiğimden çeneme doğru sürükleyerek. "Alamazsın. Gücümü anca ben verebilirim Lycan. Beni öldürmen, kendini kral ilan etmene yetmeyecek." Çenemi bıraktığımda, sandalyenin havada olan ön ayakları da artık yere değiyordu. Arkasını döndü ve "Son bir kozum daha var Amy. İnan bana. Bu seni vazgeçirmeye yeterli" ne demek istedi bu şiimdi? Geri geldiğinde kafasına çuval geçirilmiş biri vardı. Sandalyeye bağladı ve çuvalı çıkardığında, Harrynin kıvırcık saçlarını görmem bir oldu. Neyseki uyanıktı. Neyseki yaşıyordu. Bakışlarımı Lycan'a yönelttiğimde kazanmışçasına sırıtıyordu. Onu ikna edici cümleler kurmaya çalışıyordum. "Bak Lycan. Bu şey zamanla katil yapacak beni. Hayran olduğun bu güç, tapılası bir şey değil. Bunu farkettiğinde çok geç olabilir." Harrynin arkasına geçiti ve saçını çekerek bana bakmasını sağladı. Lycan'ınsa pençesi Harrynin boynundaydı. "Bir katile dönüşmem için sendeki güce ihtiyacım yok Amy. Tam şuan da bir katil olabilirim." İnce konuşsada, dediklerini anlayabilecek kadar zekiydim en azından. Harryi öldürürüm diyordu kısa ve öz.
Yoo.Hayır. Annem ve Babam benim için ölmüşken, bir de Harryi feda edemezdim. Lycan daha kötü biri olacaktı belki ama, en azından kendi uğruma bir masum daha ölmeyecekti. Çaresizce, Lycan'ın gücümü almasına izin vermiştim. Ama sadece beni öldürmesi yetmezdi. Kanımı içmesi gerekiyordu. Yoksa güç ona geçmeyecekti. Bana doğru yaklaşırken, arkada çırpınıp duran Harryi izliyordum. Gözünün önünde ölecektim belki ama, herşeyi onun için yaptığımı bilmesi gerekir.
Lycan dibime gelmişti. Boynumu soluma doğru yatırdım. Belirginleşen damarı koparması gerekiyordu çünkü. Gözlerimi kapadım. İkinci kez karanlığa doğru bir ışık arıyordum. Ama ışık falan yoktu. Çünkü ilki gibi huzurlu bir yerde değildim.
Bekledim. olacakları.. olması gerekenleri.. ve hiç olmayacakları..
<--FİNALE DOĞRU-->
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Melez Kan
VampireMasallar hayal ürünüdür. Peki ya Efsaneler? Yaratıklar? Zombiler? .. KAN EMİCİLER vs KÖPEKLER .. Efsaneye göre Vampirler ve Kurtadamlar düşmandır. İlk adımı karşıdan bekler Kuralı çiğneyeni çiğnerler. Vam...