Öl Yada Öldür

374 24 4
                                    

Az sonra Amy'nin gel-gitleri sakinleşmişti ve uyuyor gibi duruyordu. Neler olduğunu Amy uyandığı zaman yada Peter kendine geldiği zaman öğrenebilecektik. Amy'nin yara izine pençesini geçirdiği an, Peter'da Amy'nin yanına bayılmıştı.

Etraftan gelen çıtırtılarla gözlerimizi iyice açıp, Amy, Peter ve kendimizi kollamak adına bir çember oluşturduk. Gözlerimiz ormanı tarıyordu ve sırtımızda Amy ve Peter'ı gizliyordu.

Uzaktan parlak turuncu gözleri gözüktü. Sağdan-soldan-önden-arkadan geliyordu ordusuyla Lycan. Çok kalabalıklardı. Üç kurt, iki vampirle halledilemeyecek kadar kalabalıklardı. İki Kurt soyundan gelen Lycan'a sahiptiler üstelik. Peter ayılmış olsa, bir şansımız olabilirdi ama, bu şekilde çok zordu.

"Hani burada bir kalkan vardı da bizi göremezlerdi Liam!" Çemberi iyice daraltmak zorunda kalmıştık "Birşey büyüyü bozmuş olmalı Harry! Bilmiyorum bunu sadece Peter açıklayabilir bize!" Anca bağırarak anlaşabiliyorduk.

Lycan tam karşımda durdu ve siyahların arasına beyazlar karışmış sakalının bir kısmıyla oynadı. "Onu, Peter'ı bize ver Harry!" Gözlerini kısmıştı "Aslaa!" diye bağırdım. "Sen bu ordudansın Harry! Şimdi onlara karşı savaşmak yerine,  yanlarında durup vampirlere karşı koyabilirsin! Sizde öyle Liam ve Lou. Şimdi, son kez soruyorum! -gözerini insan rengi yaparak kahve tonuna dönüştürdü- Bizimle misiniz? -nezaketen orduya doğru uzattığı elini indirdi ve gözlerini turuncu hale getirmenin ardından dişlerini gösterdi- Yoksa değil misiniz!" Sert bir şekilde soluyup "Değiliz!" diye bağırmanın ardından kızışmış Lycan ve ordusu saldırmak için artık hazırdı. Her tarafımızı sarmışlardı. Kaçmayı hiçbirimiz aklımızın ucundan bile geçmiyorduk elbette. Zayn bağırdı bu sefer "Peki ne yapacağız?" Liam hemen cevapladı "Çaremiz yok! Ya ölün, yada öldürün!"

Hepimiz kafamızı 'Hazırız!' dercesine sallamıştık ve aslında öleceğimizi bile bile saldırmaya karar vermiştik. Aynı anda atmak için hazırladığımız adımlarımızı, ortamıza aldığımız Amy ve Peter'dan aniden ses gelmesiyle geri yerine koyup arkamıza döndük.

Aynı anda gözlerini açtılar ve ikisinin de göz renkleri aynıydı. Turuncu. Olanlara o kadar alışmıştık ki, artık şaşıramıyorduk bile. Kafalarını hareket ettirmeden önce ellerini kıpırdattılar ve serçe parmakları birbirine değdiği an, ikisinden de gelen büyük bir kükremenim ardından, görkemli ve pırıltılı bir ışık yükseldi göğe doğru. Garip bir şekilde huzur veriyordu bu ışık ve etrafımızı bir tür koruycu kalkan olduğunu tahmin ettiğim beyaz, şeffaf bir küre sardı.

Lycan ve ordusu, bulunduğumuz noktadan içine aldığı herşeyi yiyip yutan bir hortum gibi esen bir rüzgarla geriye doğru savruldular ve gözden kayboldular.

Geri dönüp Amy ve Peter'a baktığımızda ikiside ayaklanmıştı. Gözleri halaa keskin, derin bir turuncu rengindeydi ve bu renk hiçbir kurtta yoktu. Onlara özel bir renkti bu ilk defa gördüğümüz.

Şaşkınca onları ve yaptıklarını izliyorduk. Birbirlerini ilk defa görmüş gibi değilde, çok önceden tanışıyorlarmışta uzun bir aradan sonra karşılaşmış gibi bakıyorlardı birbirlerine. İkisinin de gözleri dolu doluydu. Mutlu gözüküyorlardı. Amy'nin gözleri insan rengini alıp mavinin en sevdiğim tonuna dönüştü. Peter'ında benimkilere benzeyen zümrüt bir yeşil rengine. Amy Peter'ın kucağına atladı ve Peter etrafında döndürmeye başladı. İkisinin de birbirlerine söyledikleri söz, hepimizi çok şaşırtmıştı..

"Babaa..!!"

"Kızııım..!!"

Melez KanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin