Arabadan inerken çok fazla
zorlandığım ve birkaç kez düşme tehlikesi atlatmama rağmen güldüyüm için en sonunda Preston, beni kucağına alarak kapıya doğru taşımıştı. Yol boyunca gevezelik yapıp,bir kez de koltuğa kussam bile bana kızmamış hatta içmem için su vermişti. Ben olsam, kendimi hareket halinde olan arabadan aşağı iterdim. Ama o çok sabırlı.Kollarımı boynuna doladım ve 'Where are Ü now' söylemeye başladım. Daha Zayn'i görmeden ona serenat yapmaya başlamıştım. İşim cidden zordu.
"Söyle bana, Sana ihtiyacım varken nerdesin?
Neredesin?
Sana ihtiyacım varken neredesin?
Seni hiçbir yerde bulamadım
Sen kötü olduğunda, ben seni terk etmedim
Senin yanındaydım
O zaman ihtiyacım varken neredesin?
İhtiyacım varken neredesin?
İhtiyacım varken neredesin?"Kahkahalar eşliğinde söylediğim şarkıyla birlikte elimi de sallıyordum. Zayn'in bu gürültüye uyanmamış olması tuhaftı. Sanırım, yüksek notaları denemeliyim.
"Sana yazılan bir şarkıyı neden şimdi Zayn'e söylüyorsun?"diye benimle dalga geçen Preston'ın kafasına vurdum ve 'kötü kadın' kahkahası attım.
"Kes sesini, kel kafa. Justin onu babasına yazdı."diye itiraz ettim ve kollarımı çocuk gibi göğsümde birleştirdim.
"Kel mi?"diye mırıldandığını duysam da herhangi bir cevap vermek yerine şarkı söylemeye devam ettim. En sonunda kapıya ulaştığımızda ben bacaklarımı sallayarak ayağımdaki tek bant, topuklu ayakkabının ne kadar güzel olduğuna dair yorumlar yapıyordum. Preston birkaç kez zili çalmak için hamlede bulunsa da kucağında ben olduğum için yapamıyordu. Bense durumumdan gayet memnun bir şekilde kıkırdayarak tezahürat yapıyordum.
En sonunda derin bir nefes alarak geri çekildi.
"Selena, bana tezahürat yapmak yerine zili sen çalsan?"dedi ve zile rahat ulaşabilmem için kapıya yaklaştı.
"Her şeyi de ben yapayım zaten."diyerek dilimi damağıma birkaç kez vurarak 'cık cık' diye bir sesin çıkmasını sağladım. Preston gökyüzüne sabır dilercesine baktığı sırada ben de zili çaldım.
"Ben sadece seni soyunurken izlemek istiyorum
Bütün makyajını sil, bebeğim, soyun
Beni duvara yasla
Sen de benim gibi sert seviyorsun."TiO söylerken Preston, bana gözlerini kısarak bakıyordu. Bugün James Corden'ın programında gibi hissediyor olmalıydı ama kendimi dizginleyemiyordum. Sürekli şarkı söylemek ve birileriyle dalga geçmek istiyordum. Sarhoş olmayı sevmeye başlamıştım. Sabahki baş ağrısı olmasa Lil Wayne gibi hergün kafayı bulmuş bir şekilde gezerdim.
Birkaç dakikalık bekleyişin sonunda siyah kapı yavaş biçimde açıldı. O sırada ben hâlâ durmadan kıkırdıyordum ve bir elimle ağzımı tutmuştum.
En sonunda Zayn'i karşımda görmek mideme yumruk yemiş gibi hissetmeme neden oldu. Kuruyan ve de soğuktan dolayı çatlayan dudaklarımı dilimle ıslatarak daha pembe bir hâl almasını sağladım ve gözlerimi kırpıştırdım. Hâlâ biraz bulanık görüyordum."Preston beni zorla getirdi."diye hemen kendimi savundum ve işaret parmağımla bana şaşkın bir şekilde bakan adamı gösterdim. Zira Zayn'in bana kızmasından korkuyordum.
Gözlerimi yakışıklı yüzünden çekerek vücudunda gezdirdim. Üzerinde siyah, düşük yakalı bir tişört ve siyah bir eşofman altı vardı. Saçları muhtemelen yeni uyandığı için dağınıktı ama böyle daha nefes kesiciydi. Tanrım, nefesim bir tıkanıyor, bir hızlanıyordu."Ben de saatlerdir bağırarak 'Where are Ü now'u hangi salak söylüyor diye merak ediyorum."diye iğneleyici bir şekilde konuştu. Şoku çabuk atlatmış gibiydi. Çünkü birkaç saniye öncesine kadar yüzünde saf bir şaşkınlık olduğuna yemin edebilirim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Shout Out To My Ex/Zaylena
Fanfiction"Kız arkadaşın, senin hakkında şarkı yazmayı kesmemi söylüyor."