No More Sad Songs 🎵

2.8K 163 43
                                    


Sabah gözlerimi çalan telefonumun sesiyle açtığımda uykum fazla baskın olduğu için kapanmakta ısrar eden gözlerime karşı gelmeyerek gelen aramaya cevap vermeden yatakta yatmaya devam ettim. Yine de beynimin bir kısmı uyansa da gözlerimi açmamakta ısrarcıydım.
Arama bittiğinde derin bir nefes aldım ve yan dönerek tekrar uykuya dalmaya çalıştım. Ama bu planım gelen aramayla suya düşmüştü. Sinirle oflayarak oturur pozisyona geldim ama gözlerim hâlâ kapalıydı. Zihnim gördüğüm rüyanın etkisinden kurtulamıyordu. Karnıma kadar sıyrılan beyaz tişörtün yakasını çekiştirdim ve elimi yatağın yanında olan komodine uzatarak telefonuma ulaşmaya çalıştım. Birkaç başarısız denemeden sonra ulaşmayı başarmıştım. Sağ gözümü açarak ekranda yazan isme baktım zira sol gözümün kapakları birbirine yapışık oldukları için onu kullanamıyordum. Bulanık da olsa 'Alice' ismini okuyabilmiştim. Telefonu kulağıma götürmeden hemen önce aramayı yanıtladım.

"Merhaba, günışığı!" Enerjik sesine güldüm ve ayaklarımı yataktan sarkıtarak siyah ojeli parmaklarımı hareket ettirdim. Böylece, kendimi eğlendiriyordum. Ne kadar da eğlenceli biriyim.

"Sen öyle diyorsan."dedim ve elimle yüzümü okşayarak uykumu kaçırmaya çalıştım.

"Sen hâlâ uyanmadın mı? Saat öğlenin 2'si."diye sitem etti. Dudaklarımı büzerek açık penceremden dışarıya baktım.

"Gece geç uyudum. Yeni şarkılar yazıyordum."diye kendimi savundum. Telefonu kulağımda tutmaya devam ederken ayağa kalktım ve boy aynasından kendime baktım. Dağınık saçlarımı bileğimdeki siyah tokayla toplamadan önce telefonu kulağımla omzum arasına yerleştirdim.

"Sana güzel bir haberim var."diye şakıdı. Sabırla söyleyeceği şeyi beklerken Zayn'in bende kalan tişörtünü üzerimden sıyırdım ve iç çamaşırlarımla odamda gezinmeye başladım.

"Nedir? Simon One Direction'a dahil olmama izin mi verdi?"diye dalga geçtim. Söylediklerime gözlerini devirdiğini tahmin etmek zor değildi. Dolabımı açarak elime ilk gelen siyah, dar pantolonumu ve üzerinde ismimin baş harfleri olan beyaz tişörtü aldım.

"Turneye devam edebilirsin! 3 hafta sonra Almanya'ya uçuyorsun!" Sözleriyle yüksek çaplı bir çığlık ağzımdan kaçarken elimle ağzımı kapattım ve olduğum yerde zıplamaya başladım. Sevinçten kaynaklı gözlerim yaşarmıştı. Tekrar turneye çıkabilirdim, hayranlarımı görebilir, onlara sarılabilirdim!

"Aman, Tanrım. Alice!"diye bağırdım ve zafer dansı yapmaya başladım. Sevincim içime sığmıyordu ve bunu herkesle paylaşmak istiyordum. Tanrım, teşekkür ederim.

"Bunu açıklama şerefini sana sunuyorum ve telefonu kapatıyorum. 2 saat sonra geçen sefer partiyi yaptığımız kulübe gel. Parti zamanı!"diye o da benim gibi yüksek sesle bağırdı ve her zamanki 'vuhuu' çığlığını attıktan sonra telefonu kapattı. Sevinçten titreyen ellerimle turneye devam edeceğim haberini tweet attım, sonra da yatağa atlayarak zıplamaya başladım. Her şey yavaş da olasa yolunda gitmeye başlamıştı.


Paytak adımlarla sahneye çıkarken topuklu ayakkabılarım beni zorluyordu. Saat neredeyse gece yarısına geliyordu ve partideki herkes, ben dahil olmakla kafayı bulmuştu. Genelde fazla içki içmeyen biri olsam da takımım bugün sarhoş olmamda hiçbir sakınca olmadığını, zaten dağıtsak bile basına servis olmadan bizi eve ulaştırabilecek korumaların olduğunu söyledi. Ben de bugün için yapabileceğim en iyi şeyi yaptım; sarhoş oldum. Bünyem alkole alışık olmadığı için birkaç kadehten sonra çoktan dengemi kaybetmeye başlamıştım bile.

Mikrafonu alarak gecenin başlangıcında Alice ve benim konuşma yaptığımız sahnede bir tur döndüm. Bunu öylesine yapmıştım ama hoşuma gitmişti. Mikrafonu sarhoşluğun da etkisiyle neredeyse ağzıma sokarak konuşmaya başladım. Arada hıçkırdığım için mola vermek zorunda kalıyordum.

Shout Out To My Ex/ZaylenaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin