Boğazımda oluşan bir hıçkırığı daha serbest bıraktım ve akan burnumu çektim. Midemdeki o ağırlık ve burukluk hissi hâlâ kendini hissettirirken titreyen parmaklarım kalemi tutmamak konusunda ısrar ediyorlardı. O kadar üzgün ve kırgın hissediyordum ki. Bu kez beni nasıl bir sürprizle karşılayacak diye düşünürken karşıma sürprizler zinciri çıkmıştı ve hiçbirisi benim için iyi değildi.
Burnumu bir kez daha çektim ve o partiden ayrılırken yüzüne haykırmak istediğim iki kelimeyi boş sayfaya yazdım.Taş kalpli, taş kalpli.
Bu kadar düşüncesiz nasıl hareket ediyordu, anlam veremiyordum. O eski Zayn'i artık göremiyordum. Tüm o sarfettiği kelimelerin onun dudaklarından çıkması doğru gelmiyordu, çünkü ben her zaman gerçek onu tanıdığımı düşünürdüm. Onun kalbini ve ruhunu bildiğimden emindim.
Ama belli ki, ben çok kendimden emin davranmıştım çünkü karşımdaki kişi bunun birer kanıtıydı.Sen beni ayakta görüyorsun, ama ben yerde ölüyorum
Taş kalpli, taş kalpli.Beni yıktığını, paramparça ettiğini göremiyordu. Onunla mutlu ise, hiç sorun yoktu ama karşılığında beni öldürmesi gerekmiyordu. Çünkü ben, tamamen ellerimi ve aklımı onlardan çekmiştim. Ben ne zaman geri adım atsam, onlar bana doğru atak yapıyorlardı. Hem sevgilisi, hem de Zayn. Ben verdiğim son röportajda artık Zayn'le ilgili soru istemediğimi ve sorulsa da cevap vermeyeceğimi söylemiştim. Çünkü bu hem beni, hem de o ikisini rencide ederdi. Peki onlar neden benim için aynı hassasiyeti göstermiyordu? Önce Veronica, sonra da Zayn.
Akan yaşları sildim ve ağlamamak için hırsla alt dudağımı dişledim.
Belki ağlamazsam, artık hissetmeyeceğim.
Belki kulağa mantıklı gelmiyordu ama artık, tek sığınacabileceğim gerçekti.
Taş kalplisin, bebeğim
Tanrı senin için mutlu hissetmeye çalıştığımı biliyor, denediğimi biliyorum."Ama bir türlü hissedemiyordum. Hissetsem de, tek bir duygu vardı kalbimde; acı. Onun bıraktığı, kanayan ve hergün bir yenisini açmaktan çekinmediği yaraların acısı.
Zayn'in mutlu olması ne olursa, olsun beni de mutlu ediyordu. Ya benimle, ya da başka biriyle. Artık bunu sorun etmeyecek kadar olgundum. Yine de içimdeki o kırgınlık mutlu olduğu kişinin benim olmasını istiyordu. Hâlâ.
Anlayamasam bile, acıyı çekeceğim
Bana gerçeği ver, ben ve kalbim
Bunu başaracağız.Bana gerçeği vermiyordu. Tek verdiği yalanları ve endişeleriydi. Sürekli kafa karıştıran kelimeler söylüyor, sonra da sanki onları inkar etmek için farklı bir kişiliğe bürünüyordu.
Kalbim ve ben, bir gün onu atlatacaktık ama o gün, bugün değildi, ne de yarın.Eğer mutluluk o ise, senin adına mutluyum.
Biraz önceki düşüncelerimi de deftere aktardım ve iç çektim. Şarkı yazmak sakinleştiriyordu.
Taş kalpli, taş kalpli
Sen onunla dans ediyorsun, ben telefonuma bakarken.Partide yaşananlara da atıfta bulundum. Dans eden bir Zeronica. Ne kadar da tatlı, değil mi? En azından medya için. Benim için acı bir zehirdi.
Taş kalpli, taş kalpli
Ben senin kehribar rengindim, ama şimdi o senin altın tonun.'Golden' şarkısına ve şarkıyı söylemeden önce ithaf ettiği 'altın kızına' gönderme yaptığımı herkes tahmin ederdi. Her ne kadar 'Golden' ayrılık şarkısı olsa da bikaç ay öncesinin aksine, şarkıyı bana ithaf ettiğini sanmıyordum. Sonuçta benimle olduğu için pişman olduğunu röportajında söylemişti.
Taş kalplisin, bebeğim
Tanrı senin için mutlu hissetmeye çalıştığımı biliyor, denediğimi biliyorum
Anlayamasam bile, acıyı çekeceğim
Bana gerçeği ver, ben ve kalbim
Bunu başaracağız
Eğer mutluluk o ise, senin adına mutluyum.Belki de ben de taş kalpli olmalıydım ama bunu başarabileceğimden de emin değildim. Öte yandan da onun gibi olmak istemezdim.
O sürekli bir şeyler söylüyordu ama hangisi gerçek, hangisi yalan, kestirmesi zordu. Kalbini kimseye tam olarak açamıyordu, bunu gözlerinden görebiliyordum. Sürekli bir şeyler saklıyor ya da aklından geçenleri olduğu gibi aktarmıyordu. Röportalarında cevap vermeden önceki birkaç saniyelik duraksamalar da bunun bir göstergesiydi.Taş kalpli olmak istemiyorum, taş
Keşke senin için mutluluk ben olabilseydim.Hâlâ bunu istiyor olmak ne kadar da gurursuz bir hareketti, değil mi? Ama kalp istediğini ister. Ne yazık ki, benim kalbim de onu istiyordu. Hem de hergün.
Ama işte elvedam
Oh, senin adına mutluyum
Olduğumu biliyorum
Anlayamasam bile
Eğer mutluluk o ise, senin adına mutluyum.Gözlerimi sıkıca kapattım ve arkama yaslandım. Sırtım yumuşak kanepeye yapışırken baş ağrısı katlanılmaz bir hal almıştı. O kadar yorgundum ki, bacaklarıma beni odaya taşıyacakları konusunda güvenmiyordum.
İç çektim ve tekrar partide olanları düşündüm çünkü bunu durduramıyordum. Acı verse de, yapmaya devam ediyordum, belki bana aksini gösterecek bir anı aklıma gelir diye.*3 saat önce*
Bum! Burada kesiyorum ama neden bilmiyom eheheheh. All the love-A xx
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Shout Out To My Ex/Zaylena
Fanfiction"Kız arkadaşın, senin hakkında şarkı yazmayı kesmemi söylüyor."