Tezgaha yaslanmış mutfakta ki tatlı telaşı izliyordum, havanın kararmasıyla içeride hesap istemeye hazır birkaç çift kalmıştı Ömer kafenin günlük ritüeli haline gelen hamlesini yapmaya hazırlanıyordu Feyza'yı tavlama denemeleri
"Feyza" Feyza derin bir nefes verip Ömer'e döndü bu adamın ağzından adını o kadar çok duyuyordu ki başkası seslendiğin de bile Ömer sanıyordu "Seni eve ben bırakacağım bu saatte etraf senin kadar güzel bir kız için fazlasıyla tehlikeli"
Feyza öfkeyle gözlerini kısıp adamı süzdü ciddi olamazdı değil mi bu kadar küstahlık ona bile fazlaydı
İş arkadaşları aralarında ki flörtleşmeyi gülerek izlerken Doruk lafa girip yıldızı bir türlü barışmayan çifte takıldı "Hey! Burada aile var"
"Evet, doğru burada evli çiftimiz var ama ne yazık ki sen onlardan biri değilsin Doruk. Basbayağı evde kalmış en yaşlı çalışanım olarak sana bunu hatırlatmak benim görevim"
Doruk iyiden iyiye bozulurken çiçeği burnunda evli Sedat ve Beril kahkahalarla güldüler
"Evde kalmış kızlara denir. Ayrıca ben ruhumu atacağım bir imzayla satmak istemediğim için evlenmedim. En genç patronum olarak evlilik bir yana sizin şimdiye dek takıldığınız birisi olduğunu bile görmedim en yaşlı çalışanınız olarak bunu size hatırlatmak benim görevim"
Saat gece 12'yi gösteriyordu. Kafede ki tek ses telefonumdan mutfağa dolan müzik sesiydi.
Eve gitmekte kararsızdım içeride ki çekyat da uyuyabilirdim sanırım. Ayaklarımı sürüyerek çekyatlı odanın kapısına doğru geldiğim de kolu çevirirken Evden Kovulan Personel Pansiyonu yazısına bakıp kendi kendime kıkırdadım.
Bir şeyin düşme sesiyle sıçrayarak uyandım, yarı uyanık bir şekil de ses çıkarmamaya özen göstererek saate baktığım da gece yarısı 3'ü gösteriyordu aynı ses tekrar duyulduğun da elim de telefon hareketsiz bekledim ses birkaç saniye sonra kesildi. Kediydi sanırım.. bu şekilde uyanmanın verdiği korku yerini sinire bırakırken olduğum yerde ayaklarımla yatağı tekmeledim kafamı hızla yastığa bırakıp yorganı kafama kadar çektim, eğer o kediyi elimi geçirirsem beni Ömür Gedik bile durduramaz.
Uykuya dalmak üzereyken sanki hemen kapının arkasından bir ses daha geldi nefesimi tutup dikkatimi sese verdim, kalbim her an yerinden çıkacak gibi çarpıyordu. Biri sanki soluklanır gibi hızlı hızlı nefes alıp veriyordu.
Kapı kolu aşağı doğru kendiliğinden çevrildiğin de kontrolüm dışın da ağzımdan bir çığlık koptu hızla ağzımı kapatırken içeri giren heybetli şey beni burada görmeyi beklemiyormuş gibi anlamsız bir ifadeyle suratıma baktı yatakta bacaklarımın üstünde doğrulup hızla gece lambasını çektim, fişten çıktığı zaman oda bir anda kapkaranlık oldu kahretsin bunu hesaplamamıştım.
Adam kapının yanın da ki düğmeyi yoklayıp yavaşça ışığı açtı. Karanlığın kaybolmasıyla korkum hatırı sayılacak kadar azaldığında olduğum durumu bir kez daha idrak ederek yatağın ucunu doğru kaydım
Ondan korkmuyormuş gibi davranarak kafasını karıştırmak niyetindeyken ağzımı açmamla bütün planım suya düştü
"Sa- Sakın bana yaklaşma"
Bir elini havaya kaldırırken öbür elini sessiz ol anlamında hızla dudaklarına götürdü
"Sakin ol, bağırma sana zarar vermek gibi bir niyetim yok ayrıca da o elinde ki lambayı indir, dışarıdan bakan biri için sen bana zarar vermek istiyormuşsun gibi görünüyor"
Söylediklerini duymazdan gelip elimde ki lambayı daha sıkı kavrayarak arkamda ki duvara daha çok yaslandım "Eğer bir adım daha atarsan sana.. sana gerçekten zarar veririm"
Alaycı gözlerle beni süzüp histerik bir kahkaha attı. Yaptığı hareket doğrultusunda ruh sağlığında ciddi hasarlar olduğundan emin olurken korkuyla gözlerimden birkaç damla yaş süzüldü. Düşüncelerimi okumuş gibi yüzünde ki gülüşü silip birkaç adım geri gitti
"Bak seni korkuttuğumu biliyorum ama yemin ederim ki hırsız, katil veya sapık değilim" kafasın da bir şeyler hesaplar gibi birkaç saniye durup devam etti "buradan gideceğim ama 5 dakika daha" Uzaktan gelen silah sesiyle korkuyla irkildim, bana yalvaran gözlerle bakarak "şunu 10 yapsak"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kompradorlar
Fantasyİnsanların ne düşündüğünü duyabilen bir adam, adamın kimi duyacağına karar veren bir kadın. Geçmişin suçlarla dolu telaşı, kaderin tavlasıyla el ele kaçarken.. Bingo! Aşk.