Ömer, Feyza'dan olup biteni dinlerken, yaz'ın nisana biletiyle kış aylarından iki kat daha dolu olan kafenin yorgunluğuyla içine gömüldüğü kadife sandalyede soğuk gazozu dudaklarına götürdü.
Doruk her sene uyguladıkları prosedürü bu senede yürürlüğe koyarak iki yeni kadın eleman almıştı.
Bu durumdan hoşnutsuz tek kişi Feyzaydı yeni gelen elemanların ikisinin de ne yazık ki Ömer'le arası çok iyi, Feyzayla da ters bir doğrultuda kötüydü.
"Yeni gelen mutfak yardımcısı ve garson pek işimizi görmüyor sanırım baksana pestilin çıkmış"
Ömer imayla kaldırdığı kaşlarının altında ki gözlerini Feyza'nın güzel yüzünde gezdirip konuştu "İş yerin de rekabet.. Hiç senlik değil ama bu bile sana yakışıyor"
"Rekabetmiş" Feyza sarı saçlarını aheste aheste geriye savururken devam etti "hem de onlarla, ne münasebet canım"
"Canım kelimesini şahsıma alıyorum" Ömer oturduğu koltukta ayaklandı "senin ilgini bunca zamandır bir an bile çekememiş olmamın sebebi ne biliyor musun Feyza? Sana ilgimi göstermekten hiç bir zaman çekinmemiş olmam"
Ömer Feyza'ya doğru eğilip konuştu "Senin egonu tatmin etmek artık aşka dahil değil, şayet hala sana aşıksam"
Tüm ekip, tam kadro Caden'in salonun da oturmuş Buğranın açıklamasını bekliyordu.
Ahu oturduğu tekli koltukta kıpırdanırken Caden ve Mustafa da kötü bir şey olup olmadığından emin olmak için birbirlerine soru sorar gibi bakıyordu.
"Burçin.. Yani"
Buğra bu işi yara bandı taktiğiyle halletmenin daha stressiz olacağına kanaat getirirken bacaklarını açarak oturduğu koltukta biraz toplandı "Hamile"
Herkes şaşkınca Buğraya bakarken Buğra heyecandan tamamlayamadığı cümlesine devam etti "Burçin, hamile"
Ahu tahmin ettiği olgunun gerçekliğiyle telaşlı bir sevince bürünürken, Mustafa elini şaşkınlıkla aralandığı ağzına götürmüş bir Buğraya bir arkadaşına bakıyordu.
"Anlamadım" Caden içinde bulduğu sesi dışarı iteklerken oğlunun bu kadar sorumsuz olmamasını, duyduklarının yanlış olmasını umdu.
"Bende dört gün önce öğrendim"
Caden oğlunun kabahatinden büyük özrünü görmezden geldi "Ahu, Mustafa beni yanlış anlamayacağınızı umuyorum, bizi yalnız bırakabilir misiniz?"
Ahu ve Mustafa Caden'in ateş saçan sesine karşılık birbirlerine bakıp aynı anda koltuktan kalkıp toparlandılar. İkisinin de gözlerinde gördüğü kırgınlıktan ziyade destek olduklarını belli eden ifade Caden'i rahatlatırken boşalan ev ile ayaklandı.
"Demek senin de haberin yoktu" Caden sinirle gülerken yeni tıraş ettiği sakallarıyla oynamaya başladı "nerenle ne halt yendiğini bilmiyor musun sen? Yeni yetme ergen misin sonuçlarını düşünemiyor musun?"
Buğra babasından aferin beklemese de bunu da beklemiyordu. Afallamış halinden sıyrılmaya çalışırken sesini topladı "Çocuk gibi senden azar işitecek değilim"
"Çocuk gibi davranma o zaman! Her şeyi geçtim nasıl doğacak bu çocuk hiç düşündün mü gencecik kızı hamile bırakırken"
Buğra hışımla ayaklanıp babasının karşına dikildi "Ne demek nasıl doğacak? Evleneceğiz biz"
Caden'in siniri Buğra ağzını her açtığında artarken, tansiyonu da muhtemelen durduğu yerde durmamış fırlamıştı.
"Buğra seni hiç dövmedim ama bir kelime daha edersen yemediğin baba dayağını şimdi atacağım"
Buğra babasına verdiği haklılık payından ve saygıdan susarken babasını ardında bırakıp evden kaçar adım çıktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kompradorlar
Fantasyİnsanların ne düşündüğünü duyabilen bir adam, adamın kimi duyacağına karar veren bir kadın. Geçmişin suçlarla dolu telaşı, kaderin tavlasıyla el ele kaçarken.. Bingo! Aşk.