30. Final

368 17 4
                                    

2 Yıl Sonra

"İki tane kaynana, üstüne senin gibi bir koca, üstüne hamilelik, doğuracağım vallahi"

Burçinin bütün öfkesi Hülya annesine olsa da Buğranın kırılmasından korktuğu için mızmızlanacağı zaman ikisini de öne sürüyordu "Kanımı emdiler üç saatte ya. Ahu anne arkadaşlarına 'gelinim' havası yapıyor, Hülya anne Ahu anneyi ikiye katlıyor"

Buğra Burçinin bu haline sinirlenirken iki kadını da en kısa süre de bir güzel haşlayacaktı, karısını arada bırakmakta ne demekti "E ben sana gitme dedim güzelim, biliyorsun ikisi de birbirini görünce avuç kaplana dönüyor"

"Ay ben nereden bileyim, doğumuma iki ay kalmış şurada bana biraz insaf ederler hamileliğimi kullanır aralarında ki soğukluğu da bozabilirim sandım"

"Seni cadı bana da bütün işlerini böyle yaptırıyorsun demek ben de diyorum Burçin hamileyken niye harcamalar ikiye katlanıyor" Buğra karısının burnunu şefkatle sıktı

"Harcamalar ikiye katlandı demek? Ha! Ben çok yiyorum yani. Beni doğur doğurmaz hamile bırakan sensin, ben seni ikiye katlayacağım şimdi!"

Buğra kendisine çatan karısına anlık bir çaylak şaşkınlığıyla bakarken, ayaklanan karısının arkasından sıktığı yumruğunu ısırıp sakinleşmeye çalıştı "Lafı nerelere çekiyorsun ben onu mu dedim şimdi"

"Konuşma benimle, Alperimin yanına gideceğim ben"

Buğra merdivenlerden çıkan karısının ardından hem tedbir amaçlı hem de gönlünü almak için peşin sıra çıktı "Ben orada mutfak masraflarından bahsetmedim ki"

Burçin merdivenin basamağında durup hışımla kocasına döndü "Bahsetmedin demek! Ne çok yaran varmış, ne çok yükmüşüm"

Buğranın, Burçinin kendisini hedef tahtası seçmesinden daha çok önemsediği şey şu an da merdivende olmalarıydı "Çık şu kata, otur bir yere öyle zıpla üstüme" Burçin oğlunun odasına doğru giderken Buğra söylenmeye devam etti "ben sana merdivenlerde ani haraketler yapmayacaksın demedim mi? Bak insanlar hamile eşlerine ani hareket yapma derler ama ben başlıklara ayırdım merdivenlerde diye"

Burçin kocasına laf yetiştirmek istemediğinden uyuyan oğlunun minik ellerine şefkatle dokunup, ayak ucuna kadar gelen pikeyle tekrar oğlunun üzerini örttü.

Buğra karısının ardından oğluna bakarken Burçinin saçlarına öpücük kondurdu "Şu iki numarada doğsun bunlardan üçüncüyü yapalım"

Burçin kocasının kulağına fısıldadığı cümleyle kıkırdadı "Bunlar? Oğlunuz ve kızınız Buğra bey" Burçin sinirini tatlı sert belirtirken kocasına dönüp devam etti "ayıca sana başka çocuk yok, çok istiyorsan sen doğurabilirsin ama"

Buğra elini usulca Burçinin şişmiş karnına götürdü "Çok istiyorum.." Buğra karısının yanağına dudaklarını sürterken devam etti "Seni"

Burçin 5 senelik evliliğinin en gergin gününü yaşıyor olabilirdi

"Buğra"

Buğra karısının yirminci kez odada yankılanan sesine karşılık sıkıntıyla nefesini bırakıp, gözlerini açtı "Efendim karıcığım, söyle güzelim, hayatım benim söyle"

Burçin kocasının bıkkın haline dudak büzerken yatağa doğru ilerleyip Buğranın üzerine doğru tırmandı.
Buğra sırt üstü gözleri yarı açık yatarken Burçin iki yana açtığı bacaklarını kırıp kocasının karnına yakın oturdu "Kocacığım çok heyecanlıyım ne yapayım" tatlı tatlı mırıldanırken Buğranın karın kaslarında parmaklarını gezdiriyordu "oğlumuz kreşe başlıyor, bugünden itibaren o da bir öğrenci artık"

Buğra'nın tek düşündüğü şu an karısının altında olmasıydı yine de karısının üzerinde gezen parmaklarını yakalayıp tek tek öptü "Güzelim gören de çocuk kep atıyor sanır alt tarafı gidip lego kemirecek biraz abartmıyor musun?"

Burçin heyecanına aynı karşılığı bulamayacağını anladığında bozulurken omuz silkip konuştu "Çok duygusuzsun Buğra! Anneyim ben sen ne anlarsın"

Burçin Buğranın üstünden kalkmak için hamle yaparken Buğra karısını belinden yakalayıp yatağa çekti, Burçin nefes nefese yastığa başına koyduğunda Buğra fırsattan istifade üste çıkıp, karısına doğru eğildi "Saat henüz 6 bile olmadı değil mi?"

Burçinin kalbi kocasının kendisini bu kadar iyi tanıyor olmasına ithafen kendini göğüs kafesine vururken Burçin mahçupça başını salladı "Oğlumuzun kreşinin ilk günü 4 saat sonra, kızımız da mışıl mışıl uyuyor" Buğra karısının göğsüne yatarken "sen zaten sabah 8'e alarm kurmuşsundur o yüzden şimdi bizde uyuyoruz"

Buğra karısının kokusunu içine çekerken mırıldandı "Seni seviyorum"

SON

KompradorlarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin