12. Bölüm

241 22 2
                                    

"Beni değiştirmeye çalışma" kaçırdığı gözlerini dakikalar sonra duyduğu cevapla tekrar benim gözlerime değdirdi "beni değiştirmeye çalışmak yerine.. beni yapmaya çalıştığın karakterde birini bul, belki dünyanın bir yerinde biri de sevdiğini sandığı adamı benim olduğum kişi yapmaya çalışıyordur."
Söyleyeceklerimi kafamda tartarken artık pişman olmak için çok geçti "birbirimizi tuttuğumuz her saniye tutunacağımız kişiye geç kalıyoruz çünkü"

Ahu nefes almak için camı açtığında yüzüne vuran soğukla biraz olsun kendine geldi. Onu gördüğü günden beri kenara süpürdüğü hatıraları büyük bir hevesle gün yüzüne çıkıyordu, Caden'in yirmi beş sene önce söylediği tozlu sözler hala keskin bıçak gibi içini acıtıyor, kafasının içinde dönüp duruyordu ama şu aralar kadını meşgul eden daha mühim konular vardı.
Buğranın Burçini tavlama planını hiç desteklemese de itiraz edecek işe yarar bir planı yoktu, yine de genç bir kızın duygularıyla oynanmasına müsaade ettiği için vicdanı sızlıyordu, genç bir kızken incinen duygularını hatırladığı her saniye hem de.

Aynada son defa görüntüsüne bakarken yeni yetme ergenler gibi heyecanlanıyor olmasına içten içe bozuluyordu. Tamam belki biraz fazla ileri gitmiş olabilirim ama kovmak ne demek oluyor? Hiç profesyonel bir hareket değil, tamda Burçinden beklenen şekilde.
Bu gün sevgililer günüydü ellerinde çiçekler kapısında sırılsıklam olacak değildi elbette ama söyledikleri için özür dileyebilirdi, dileyecekti de ne yapıp edip bu gün gönlünü alacaktı.

"Kız arkadaşım içeriye girdikten beş dakika sonra pastayı getirirseniz sevinirim"
Burçin sevgililer günü dolayısıyla günler öncesinden bildirilen rezervasyonlar ve sevgililer günüyle uzaktan yakından ilgilenmeyen yalnız müşteriler arasında mekik dokurken kafenin kapısının açılmasıyla birlikte içeri dolan çan sesine doğru döndü bir sevgili daha kaldıracak gücü kendinde bulamıyordu fakat gördüğü kişiyi fazladan bir kaç çifte tercih ederdi çünkü Buğra gözlerini üstüne dikmiş ona doğru geliyordu.
Ne yapacağını şaşırırken telaşla arkasını dönüp kadınlar tuvaletine doğru koşar adım yürüdü, Ömer'e çarpana kadar, bu çocuğu şurada öldürene kadar boğabilirdi "Ömer ne yapıyorsun Allah aşkına ya? Dikkat etsene biraz"

"Benim ne suçum var kızım kırmızı görmüş boğa gibi etrafta koşan sensin" elinde ki tepsiyi sağlama alırken genç kadının cevabını beklemeden sekiz numaralı masaya yöneldi. Burçin sekmeye uğrayan kaçışına kaldığı yerden devam edecekken duyduğu sesle olduğu yerde kaldı "Seni tanımasam benden kaçıyorsun sanacağım ex patron"

Burçin istemeye istemeye Buğraya dönerken gururla kafasını kaldırıp konuştu "Beni tanımıyorsun zaten"

"Sakin bir yerde biraz konuşabilir miyiz?"

Burçin sakin bir yerde onunla konuşmak falan istemiyordu ona şöyle gelişi güzel bir Osmanlı tokatı yapıştırmak istiyordu sadece "Müşterilerle ilgilenmem gerek" daha fazla şey söylemek, ona nefret kusmak istiyordu ama buna gerek yoktu, sonuçta ona kırgın olması saçmaydı insan bir yabancıya kırılıp, küsemezdi ne de olsa.

"İyi işin bitene kadar bir yerde sessizce beklerim o halde ya da istersen hemen belime o cosmo gırl önlüğümü takıp sevgililer gününe özel bedava garsonluk yapabilirim"

Burçin adamın bu sevimli haline gülmek istese de kendini tutmak için bir kaç kere yalandan öksürdü
"İstemiyorum senin yardımı"

Buğra bu inatçı kadının gönlünü almasının zor olacağını biliyordu yine de bir yolunu bulacaktı ve bunu yalnızca çıkarları için istemiyordu yeşeren hisleri de çıkardan sayılmazsa elbette.

KompradorlarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin