22. Bölüm

188 19 3
                                    

"Burçin neden burada"

Caden oğluyla baş başa kalmak istemiyordu çünkü.. Kahretsin ki çünküsünü düşünemezdi.

"Baba seni duyuyorum"

İkisi de buz gibi havada, malikanenin geniş verandasının en uç köşesine çekilmiş soğuk hava bedenlerini yakarken tartışıyorlardı.

"Kes sesini, biliyorum" Caden'in öfkesi oğluna değildi aslında, onun hiç bir suçu yoktu bunu o da biliyordu ama için de kocaman bir öfke vardı, belki biraz da kırgınlık "Ben evden çıkacağım birazdan bir kaç hafta buralarda olmayacağım halletmem gereken şeyler var, Mustafa amcan burada kalacak"

Buğra soyut duyduklarıyla somut duyduklarını birleştirdiğin de ortaya çıkan ihtimalle yumruk yemiş gibi sarsılıp babasına doğru tehditkar bir kaç adım attı

"Vazgeçtim baba, Burçini tavlama oyunundan vazgeçtim" Saçlarını hırsla geriye doğru çekerken devam etti "hiç bir şey yapmayacaksınız ona tamam mı?"

Burçinin göz yaşları usul usul akarken Buğranın dudaklarından dökülen 'Burçini tavlama oyunu' bedenini olduğu yerde titretiyordu.

Buradan gitmek istiyordu ama nefes alacak gücü bile yoktu. Ve olması gereken gecenin son fiyaskosu da az önce olmuştu Buğra artık biliyordu Burçin'nin her şeyi bildiğini.

Buğra Burçinin ıslak gözleriyle bir araya geldiğinde babası da oğlunun bembeyaz olmuş suratının yalnızca havayla bir ilgisi olmadığını anlayıp arkasına döndü.

Burçinin göz yaşları sicim gibi akarken büyük salonda deli gibi dolanıp çantasını arıyordu

"Burçin"

Burçinin duyduğu sesle midesi ağzına gelirken başını döndüren bir hızla çantasını aramaya devam etti

"Burçin sakin ol.. Beni dinle, yalvarırım"

Buğra Burçini durdurmak için bir hamle yaptı ama Burçin olağandışı bir refleksle kendini çekip Buğranın havada kalan elini hiddetle itti.
Burçinin kadife sesi artık evi inletecek kadar yüksekken konuştu "Sakın bana dokunma"

"Sana küfür etmek istiyorum, ağzını burnunu dağıtmak istiyorum" bulduğu çantasını omuzlarına takıp çıkış kapısına doğru yürüdü "Gidemezsin"

Buğra babasının kaçar gibi çıktığı kapalı kapının önünde durmuş sevdiği kadını durdurmaya çalışıyordu. Buğra belki de ilk defa dürüsttü, kendine 'aşık oldum' demekten korkmuyordu, içinde bir ilkin Burçin ondan nefret ederken gerçekleşmesi kaderin ona en çirkin cilvesi olsa da, Burçinden vazgeçmeyecekti.

"Ne istersen yap ama beni dinle, bilmen lazım"

Burçin yumruk yaptığı elini Buğranın suratına indirirken, Buğra Burçinin elinin acımış olma ihtimaliyle telaşlanıp bir daha yapmaması için canı acımış gibi kafasını yana attı.

"Senden nefret ediyorum" Burçin göz yaşları arasında camları titretecek bir gürültüyle bağırıyor Buğranın göğsüne yumruklar indiriyordu "Şerefsiz"

Bomboş evde, dağılmış salonda, Burçinin makyajı akmış, çiçekli elbisesi kendinden geçmişti.
Buğra için de durum farklı değildi gömleğinin üstten iki düğmesi kopmuş, ağlamamak için sıktığı dişleri sızlıyordu.

İkisinin de nefes nefese halleri boğazlarından vazgeçip omuzlarına binmiş, karşılıklı koltuklarda birbirlerinin yüzüne bakmadan oturuyorlardı.

"Ben insan zihnini görebiliyorum"

Burçin duyduğu cümleyle başını kaldırıp Buğraya baktı, yorgunluktan uyuklayan öfkesine bir tekme yerken histerik bir kahkaha attı "Gerçekten uydurabildiğin en iyi yalan bu mu? Tamam şöyle yapalım sana biraz vakit vereyim daha yaratıcı olabilirsin bence"

Saat gece 03:48 Burçin artık benimle ilgili her şeyi biliyor ve henüz aşk oyunlarım dışında bana tiksintiyle bakıp kaçmaya çalışmadı.

Burçin, beyni patlayacak gibi hissediyordu. Buğra söylediği her cümlenin altını doldurmuş olsa da ağzından çıkan her şey bilim kurgu senaryosu gibiydi.

"Tamam"

Buğra volta atmayı kesmiş, kendisiyle konuşan Burçin'e baktı

"Tamam kabul ediyorum, doktor dediğiniz adam ne yapacaksa yapsın"

KompradorlarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin