Kompradorlar

14. Bölüm

"Burçin" Feyza tatil günlerinde Burçin'e sürpriz yapıp elinde envai çeşit poğaça ve börek ile sabahın ilk ışıklarında arkadaşının evine gelip onu zorla yataktan kaldırmıştı şimdi ise birlikte pazar kahvaltısı yapıyorlardı "Sen ne zaman bana bir şey sormadan önce ismimi söylesen altından bir şey çıkıyor sabah sabah hiç çekemeyeceğim Feyza"
Feyza arkadaşının sitemine hiç aldırmadan ağzına peynir atıp konuştu "Aman Burçin ya sabahları ayrı bir huysuz oluyorsun seni alan adama acıyorum vallahi, gerçi" lafını bitirmeden önce ağzındakileri yutup devam etti "müstakbel eşin sana her daim kol kanat gerip bir çok çirkin hallerinle burun buruna kaldığından çok yabancılık çekmez bence"

Burçin arkadaşının aklından yine ne geçtiğini anlamaya çalışırken çayından bir yudum aldı "Ne demek bu? Bana evlenme teklif etmeyi düşünmüyorsun değil mi?"

"Komiklik yapma kimden bahsettiğimi bal gibi biliyorsun"

"Hayır, bilmiyorum"

"Doruk tabi ki" Burçin duyduğu isimle yemek üzere olduğu simiti tekrar tabağına bırakırken Feyza'nın ciddi olup olmadığını anlamak için bir şey söylemeden bir süre arkadaşına baktı "Sakın Feyza, sakın yine başlama, bu konuda lakaytlik kaldıramıyorum biliyorsun, Doruk benim arkadaşım, abim asla birbirimize o gözle bakmadık ve asla da bakmayacağız"

Feyza arkadaşının sert çıkışıyla olduğu yere sinerken yine de bu işin böyle kapanması aklına yatmıyordu.
Gayet iyi biliyordu ki Burçinin böyle bir konuya tavizi yoktu ama Doruk hiçte öyle görünmüyordu ne olduğunu yavaş yavaş anlarken doğruluk payı verdiği olgunun hem gerçek hem de yalnızca kuruntu olmasını istedi.

Sevgililer gününün ardından iki hafta sakin geçmişti.
Burçinin sakin yaşama alışkanlığı Buğrayı tanıdığı ilk saniyeden sonra değişmiş olsada o günleri özlediği söylenemezdi. L koltuğunda uzanmış patates cips yiyerek The Notebook izliyordu, iki haftadır yaptığı gibi yine bildirim gelip gelmediğini kontrol etmek için telefonunun tuş kilidini açtı Buğra bir kere cevapsız aramıştı, kolunun altında ki cips kasesini sehpaya bırakıp hemen filmi durdurdu ne zaman aramıştı ki? Kesin iki bardak içtiği vişneli meyve suyundan sonra verdiği tuvalet molasında aramıştı.
Şimdi geri arasam çok hevesli görünür müyüm diye düşünürken çoktan aramaya basmıştı

Buğra çalan telefonunu cebinden çıkarıp arayan kişiye baktı "Ben bir telefon görüşmesi yapıp hemen geliyorum" kalabalık bardan kendini dışarı attığın da telefonu açtı "Saat on bir de uyuduğunu söyleme bana"

"Hiçte bile, duymamışım o kadar"

"Ee ne yapıyorsun ex patron?"

Burçin Buğranın oluşturduğu ex patron tamlamasına göz devirirken bıkkınca konuştu "Hiç, film izliyordum sen?"

Buğra kadının artık kendisiyle telaşsızca sohbet etmesine sevindi "Hiç, İstanbul sokaklarında takılıyorum seni de almamı ister misin? Eğlenmek gibi becerilerin var mı pek emin değilim senin için endişeleniyorum" 

Burçin adamın meydan okuduğunu fark etse de hırsına yenik düşüp oltaya geldi "Az laf çok iş bay çok bilmiş beni ne zaman alıyorsun?" 

Buğra kadının flört eden sesine gülümsedi adresi alıp yirmi dakika sonra orada olacağını söyleyip telefonu kapattı.

Burçin üzerine rahat ama şık bir şeyler geçirdikten sonra çok hafif gece makyajı yaptı, kol çantasına ihtiyacı olanları doldururken çalan kapıyla ceketini yanına alıp dış kapının otomatına bastı "geliyorum"

Buğra sağ ayağını tutturduğu ritimle yere vururken otomattan gelen sesle saçlarını geriye doğru atıp binanın giriş kapısının camından son defa kendi yansımasına baktı o sırada açılan bina kapısından Burçinin çıkmasıyla kendini toparlayıp konuştu "İlk defa bir kadının bu kadar hızlı hazırlandığına tanık oluyorum, bakalım bu gece beni daha ne süprizler bekliyor"

Burçin Buğranın binanın önüne park ettiği arabasına doğru ilerlerken saçlarını savurup kendisinden beklenmedik bir özgüvenle konuştu "Demek ki gerçekten güzel bir kadınla hiç bir gece geçirmemişsin"

Buğra aheste aheste yürüyen genç kadına bakarken gerçekten de hayatında hiç yüzü güzel kadınlardan fazlasını görmediğini düşündü bu kadında güzel şeyler vardı dudakları, gözleri, burnu.. Kalçalarından daha fazlası.