11. Bölüm

246 22 4
                                    

"Beni hayatımın çok tuhaf bir döneminde tanıdın"
-Dövüş Klübü

Burçin, araba hareket halindeyken kapıyı açıp kendini asfalta atmak istiyordu hatta istemek az kalır bunu ciddi ciddi düşünüyordu ama asfaltta ağzı burnu bir yerde üstüne basılmış kurbağa görüntüsü ve beraberinde ana haber bültenleri aklına gelince vazgeçiyordu çünkü böyle bir şey olsa hiç şüphesiz Feyza muhabirlere haberi yayındayken ekranın sağ üst köşesine koysunlar diye kimlik fotoğrafını verirdi daha da kötüsü ehliyet fotoğrafını da verebilir ondan her şeyi beklerim.. Hayır yani insanı deney faresi gibi ışık altında çekiyorlar bende o şartlarda en iyi ihtimal sıçan gibi çıktım ne yapayım, çaresizim.

İlk başlarda bu sessizlikten Buğrada rahatsız olsa da Burçinin kafasında dönenlerin ağzından çıkanlardan daha heyecan verici olduğunu düşündüğünden sesini çıkarmadı.

"Neden bir kafe?"                                                                                            

Burçin gelen sesle irkilirken yolu izlemeyi bırakıp Buğraya döndü "bilmem bir sebebim yok sanırım, keyifli olacağını düşündüm"

Buğra nereden geliyor bu değirmenin suyu diye düşünmeden edemedi. Kendisi refah içinde büyümüştü, anlaşılan genç kadın içinde durum aynıydı.

"Eğitim" kırmızı ışıkta durmak için yavaşlarken kısa bir süreliğine kadına dönüp devam etti "üniversite mesela?"

"Fransız dili ve edebiyatı okudum ama mezun olunca bir kaç sene işsiz gezdim, bende bol vakit ve çok stres bu zamanda kafe işine girmeye karar verdim"

Buğra bir an için Burçini kırmızı ruj sürülü dudakları, yeşil gözlerinin önünde siyah çerçeveli gözlükle Fransızca konuştuğunu hayal etti, görüntü gayet hoştu, bu kadın kendisine aşık olduğunda ilk iş ona bunu yaptırmak olacaktı.
Buğra cevap olarak kafasını sallamakla yetindi ama Burçin Buğra ile ilgili hiçbir konuda tatmin değildi fırsat bu fırsat diyerek aklına gelenleri teker teker soracaktı

"Garsonum milyon dolarlık araba ile beni eve bırakıyor" Burçin cümlesinin ardından manidar bir tebessüm bırakırken, Buğra genç kadın cümlesine devam etmese bile ne ima ettiğini anlamıştı böyle bir imayı anlamak için düşünceleri duyabilmeye gerek yoktu.

"Merak etme çalmadım" elini blöf yapar gibi torpidoya götürürken "ruhsatımı göstermemi ister misiniz memur hanım?"

Burçin Buğranın bu kadar açık konuşmasına gerilmişti ima ettiği bu değildi.. tamam belki de buydu yinede o kibar olmaya çalışıyordu ama madem kılıçlar kuşanıyor ben de geri adım atmayacağım

"Bana kurduğum cümle için kendimi suçlu hissettirmeye çalışma, kimse seni çözebilmiş değil, zaten o gece aklıma geldikçe seni onların arasına soktuğum için vicdan azabı duyuyorum"

Seni ailemle tanıştırdım sen.. Sen.. Ha! İnsan bile değilsin, amacın neydi gerçekten? Yalvarırım çık hayatımdan her neysen bir daha karşıma çıkma

Buğra kısa bir an için Burçini duymadı Aylinin sesi kulaklarında çınlarken eve varmışlardı.

Buğra kendine geldiğinde Burçini dövme isteğiyle yanıp tutuşuyordu, bir kadına vuracak değildi yine de hırsına engel olamıyordu.
Genç kadın adamın değişen ifadesini görünce söylediklerine pişman olmuştu, sessizce iyi akşamlar dedikten sonra kapıyı açacakken Buğra buna izin vermeden direksiyonun sol tarafındaki tuşla kapı kilidini devreye soktu "Beni işe aldığın ilk saniyeden itibaren böyle düşünmene rağmen beni neden işten çıkarmadın o halde? Hayır hayır asıl soru bu değil asıl soru beni neden işe aldın? Tahammül eden tek sen değilsin, güzel ama aptal kadınlara sadece yatağımda yer varken aylardır sen ve senin anlamsız işlerinin peşinde koşuyorum" Buğra neden ona bu kadar dayandığını söylememek için kendini zor tutuyordu Buğranın bir sebebi vardı ya bu kadının sebebi neydi?

Buğra Burçinle burun buruna gelecek kadar yakınken düştüğü yeri yakacak cümleyi hiç düşünmeden söyledi

"Neden olacak zengin olduğumu fark ettin bu da bana senin bütün kapılarını açtı hatta temin ederim sana bunları söylemek yerine söylediklerini yutup istediğin cevapları verseydim açabileceğim başka şeylerde vardı"

Buğra son sözünün devamını getirmese de iki yetişkinde açabileceği başka şeylerle ne demeye çalıştığını gayet iyi biliyordu.

Burçin sinirden gözü dönmüş bir halde adamı oturduğu koltukta hafifçe yükselerek iki eliyle sertçe itti bu sırada sinirden çığlık çığlığa hiç bir şey söylemeden bağırıyordu sadece, bütün bina her an başlarına toplanabilirdi.

"Şerefsiz! Bu-Bu" sinirden konuşamazken ellerini Buğradan çekip kapı kolunu açmak için delirmiş gibi sürekli kolu çekiyordu "aç şu kapıyı! Aç dedim sana, aç hemen"

Buğra ne yaptığını yeni yeni anlarken söylediği hiçbir şeyi karşısında sinirden kızarmış kadına söylememişti aslına, söylediği her şeyi Ayline söylemişti ama sözlerini geri alamazdı.

Burçinin hala kapı kolunu çektiğini görünce arkasına yaslanıp kapıları açtı.
Burçin bir anda açılan kapıyla düşecekken koltuğa tutundu, dengesini yeniden sağladığında kendini arabadan dışarı attı ama ayakları yere bastığı zaman altında ki yer çekildi sanki, başı çatlayacak gibi ağrıyordu, babaannesinin dediği gibi "Kafamda filler sevişiyor"

Kendini toparlamak için evi beklerken arabanın açık kapısına doğru eğilip konuştu "Kovuldun"

KompradorlarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin