23. Bölüm

185 19 4
                                    

Buğra Burçinin oltaya gönüllü gelişini duyduklarıyla görürken ilk kez düşünceleri değil duyguları görmek istedi.
Burçinin hiç susmayan iç sesi Buğranın başının için de ağrılı şekilde koşuştururken Buğranın bilmek istediği tek bir şey vardı o da sevdiği kadının hala onu sevme ihtimalinin olup olmadığı.
Buğra'nın ihtimallerle savaşacak hali yoktu, gözlerinin baktığı umudu kurtuluştan değil aştan parlıyordu.

"Hayır, sen kabul ediyor olabilirsin ama ben etmiyorum"

"Aaa! Aylarca uğraştın o kadar prodüksiyon, oyunlar, bin bir türlü maymunlar" Burçin Buğraya diktiği gözlerini nefretle kısarken konuştu "ne demek kabul etmiyorum, yüzdün yüzdün kuyruğuna geldin Buğracığım ama plan da küçük bir değişiklik yaptım"

Buğranın kalbi Burçinin nefretiyle sızlarken genç kadının ağzından dökülecek sözlere kendini hazırladı.

"Sana aşkımdan kabul etmiyorum bunu, aylarca salak yerine konduğuma değsin diye kabul ediyorum"

Burçin ağzından çıkanlarla inanamıyordu ama bu gece inanmadığı, inanamadığı çok daha ağır şeyler vardı, Buğra ve onun.. şey.. şey işte.. şu hani

"Zihin okuma Burçin, içten içe kendini yeme, bu yalan değil"

Burçinin gözleri büyürken korkudan hızlanan kalbini sol eliyle korumak ister gibi kapattı.

"Uyu hadi biraz"

"Senin olduğun evde uyumam ben!" öfkesi hala kanayan kadın hırsını alamayıp devam etti "adi herif"

"Merak etme Burçin yemem seni"

"Bana ukalalık yapma, utanmaz arlanmaz eve gidiyorum ben, daha sonra bana kim ne yapacaksa arar beni gelirim, istediğini alınca da hayatımdan defolup gidersin"

"Eve falan gitmiyorsun! Hayatımdan da. Bana isteğini yapabilirsin, istediğin gibi davranıp, istediğini söyleyebilirsin ama hayatımdan defolma kısmını unut, daha uzun vadeli planlarım var seninle"

"Duygularımla oynadığın yetmedi, bedeni mi çıkarların doğrultusunda kurcaladıktan sonra organlarımı mafyaya falan mı satacaksın?"

"Hayır salak, seninle evleneceğim"

Burçin eline aldığı yastıkları gelişi güzel Buğraya atarken yastıkların iş görmeyeceğini anlayıp küçük bir servet eden sehpa üstü biblolara geçti "Senden nefret ediyorum, hiç utanman yok değil mi? Hala yalan söylüyorsun, hala devam ediyorsun. Daha ne istiyorsun yapacağım diyorum ne gerekiyorsa yapacağım, dur artık" Burçin titreyen bacaklarının üstüne çökerken evlilik kelimesi düğümlenmiş boğazını tekrar çözdü, hıçkırık gergin balonu ufacık bir sesle patlatırken Burçin dizlerinin üstüne yıkıldığı yerde hıçkıra hıçkıra ağlıyordu.

Buğra ileri gittiğinin farkındaydı ama sınırı bu gece değil ilk gün geçmişti zaten.

Buğra sarsılarak ağlayan kadının yanına dizlerini kırıp otururken dolu gözlerini birbirine kavuşturup bir kaç damla yaşın hiç hakkı yokken akmasına izin verdi, ardından genç kadına sarılmak istedi ama Burçin onu sertçe itip kollarını kendine daha çok sardı.

Buğra akşama gelen haftasonun kasvetli gününe gözlerini açtığında yattığı yerde yorgunca gerinip etrafına baktı. Yatak odasına kim taşımıştı onu? Nasıl gelmişti buraya.. Bir saniye Burçin! Çoğul kipi eklediği soruyu tekrar kendine sorarken yorganı kaldırıp görmeye korktuğu manzaraya baktı, çıplaktı, ikisi de.

Dün gece 04:45

Buğra Burçini sakinleştireceğini umduğu içki kadehini 5. kez tazelerken arada bir kendisinin de kaçamak yaptığı şişenin sonunu bulmuştu.

Buğra hayatının en garip en boktan gecesini yaşıyordu, sevdiği kadın kalbin de nefretle yanına oturmuş ağlaya ağlaya içiyordu, Buğraysa sevdiği kadının sarhoş edici güzelliğine bakıp içiyordu.

"Alkolün suçu yok Burçin, sen çok güzelsin"

"Buğra"

"Şşşş" Buğra sus işareti yaptığı parmağını dudağına götürdü "seni seviyorum Burçin, yemin ederim seni köpek gibi seviyorum.. yani seviyormuşum"

"Buğra" bu defa Burçini bölen Buğranın cümlesi değil dudaklarıydı, ardından geceyi bölen inlemeler eşlik etti yalnız malikaneye.

KompradorlarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin