8. Bölüm

55 12 0
                                    


Onunla zaman geçirmek epey keyifliydi. En azından onunla konuşurken gerçekten gülümsüyordum. İyi bir insandı. Dışarıda olan davranışları, lafları ya da duruşu kendini gösteriyordu.

Ardından beraber eve döndük. Apartmana doğru yürürken "Bugün için teşekkür ederim Koreli komşum." dedim sevecenlikle. O ise aynı sevecenlikle "Bana eşlik ettiğin için teşekkür ederim. Eğlenceliydi." Yan yana yürüyüp apartmana girecekken, apartmanın kapısı açıldı ve Mine teyze karşımıza çıktı. Kısa saçlarına dalgalı fön çektirmiş gibi duruyordu. Üzerinde de boncuklu ve işlemeli yeşil bir elbise giymişti. Sanki hazırlanmış gibiydi. Bizi görünce gülümsedi.

"Merhaba Buket kızım!" dedi ve daha benim karşılık vermemi beklemeden meraklı meraklı yanımda duran Güney'i süzdü "Apartmana yeni gelen komşu siz misiniz?" Güney bir anda böyle bu şekilde karşılanacağını tahmin etmemişti ki "E-evet." demişti en başta afallayarak. Mine teyze hedef değiştirme konusunda bir numaraydı.

Mine teyze "Hoş geldiniz o zaman. Ben de sizi merak ediyordum." derken gülümsüyordu ancak bir yandan da bir ona bir de bana bakıyordu. İkimizi yan yana görmesi elbette ilgisini çekmişti. Kafasında bir sürü senaryo oluşturmuş belki de.

"Mine teyze çok şıksın. Bir yere mi gidiyorsun?" diye sordum dikkatini dağıtmak için.

Kadın yüzünü ekşitti ve belini tutarak "Yok yok. Bugün gün bendeydi. Misafirlerim yeni gitti ben de akşam için ekmek almaya çıktım. Sorma çok yorucuydu bugün." dedi yorgun bir ses tonuyla. Oysa daha saniyeler önce hiç öyle değildi. Oscar'a adaylık gösterecek bir oyunculuğu vardı kendince "Neyse ben sizi tutmayım." elini bize doğru sallayıp aramızdan geçti ve yavaş yavaş adımladı oyunculuğa devam ederek.

Apartmana girdiğimiz anda Güney "Ekmek almak için tuhaf bir kombin." dedi gülerek. Ona katıldım ve kafamı salladım. Üzerini bilerek değiştirmediğine adım kadar emindim. Çünkü Öykü ve ben, Mine teyzenin bakkal Cevdet'te kur yaptığını düşünüyorduk. Her ne kadar süper market olsa da bakkal demek daha çok hoşumuza gidiyordu.

O kendi dairesinin ben kendi dairemin kapısının önünde durduğumuzda bana "Kendine iyi bak karşı komşum." dedi. Bana ismim yerine bu şekilde sesleniyordu sürekli ve dikkatimi çekmişti. Neyse en azından ses tonuyla kulağa tatlı geliyordu. Bu yüzden ben de aynısını ona yaptım "Sen de kendine iyi bak Koreli komşum." Gülümsedi ve gözleri kısıldı.

*****

"Nasıldı peki yürüyüş?" Eve girdiğimde Öykü ile biraz muhabbet ettik. Karşı komşumuz ile olan sohbetimi falan anlattım.

"Çok iyi birine benziyor. Muhabbeti de sarıyor. Arada bir şaka yapıyor ama tam kestiremiyorum ciddi mi söylüyor yoksa gerçek mi ama eğlenceli." Sonra onun hakkında öğrendiğim şeylerden bahsettim. İşinden, yaşından, hobilerinden...

"Epey bir muhabbet etmişsiniz." dedi Öykü memnun memnun.

"Keşke sen de olsaydın. Yani bilmiyorum, davranışları bana samimi geliyor. Kasıntı birisi değil. Ayrıca gülünce gözleri kısılıyor ve çok şirin duruyor. Çok komik." resmen gülerek anlatıyordum olanları. Bayağı uzun uzun anlatmam ilgisini çekmişti.

Öykü merakla beni dinledi. Bir eli çenesinde dirseği de masanın üstünde aptal bir sırıtış ile araya girmeden öylece dinlemişti beni. Sonra dayanamayıp "Sen çok çabuk sardın bu adama." dedi bilmiş bilmiş.

"Ne demek şimdi o?" gülen yüzüm bir anda ciddileşmişti ancak Öykü'nün ifadesi hiç değişmemişti.

"Yani ne bileyim. Evde son iki üç gündür onun namı geziyor."

Yelken ApartmanıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin