-
- Multimedya; Asya Akman(Beren Soyal)
-
-
-Bölüm 1. 'Kayıp'
İyi Okumalar...
4 yıl olmuştu. Tam tamına 4 yıl...
Hava almak için çıktığım ve bir daha geri dönemediğim evim, ailem ve hayatım...
18 yaşındaydım. 13 yaşında tanımadığım birileri tarafından kaçırılmış 4 yıl boyunca yanlarında çalışmıştım. Dövüş, karete, boks gibi her derslerleden günü gününe almış ve almaya da devam ediyordum.Neymiş, kendimi korumam gerekiyormuş!Kaçırıldığım gün ailem her yere haber vermiş ama bir haber alamamış beni bulamamışlardı. Oysa buradaydım. Onlar beni görmüyordu ama ben onların neler yaptıklarını gizlice onları izlediğimden biliyordum.Eğer bu adamlardan kaçarsam ailemi mermi yağmuruna tutarlardı. Çok acımasız, sert ve soğukkanlıydılar.
Hiç kimseye acımaz tetiği çekerlerdi. Bunlardan en kötüsü de ailem beni öldü biliyordu. Bana benzeyen bir kızı, ben sanıyorlardı.Beykoz taraflarında
Boğularak öldürülen yetim kızı ben zannedip benim adım yazılı olan ama içinde başka bir kız olan mezara ben diye dua edip ağlıyordu, annem.O kadar zordu ki...Elini tutacak kadar yakın olup o mis kokulu eli tutamamak. Anne kucağına hasret kalmak. Baba sevgisine muhtaç olmak.Annem bitkindi, üzgündü, hastaydı.
Babam desen işini kaybetmiş geçimde zorluk çekiyorlardı. Kardeşim zar zor ortaokulu okuyordu.Allahım ben ne yapacağım?Ailem orada bir kaşık yemek ararken benim boğazımdan o çeşit çeşit yemekler nasıl geçerdi. Nasıl?Vural Kolçer'den aldığım haram paraları nasıl verebilirdim aileme, veremezdim. O paralar benim değildi ki kirliydi o paralar. Aileme yardım etmeliydim. Kaçırıldığım da bir sandalyeye bağlanmıştım. O kadar korkuyordum ki, ben en son sıcak evimdeydim nasıl oldu da buralara geldiğim diye hep içimden geçiriyordum. Evime gitmek istiyordum.Beni neden kaçırsınlar ki? Fidye isterler desem zengin değilim bir şey değilim. İntikam deseler neyin intikamı? Babam mafyalara bulaştı desem babam öyle biri değildi. Hiç birşey anlamamıştım ama anladığım tek birşey vardı.
Buradan kurtulamayacaktım...İri yarı bir adam karşıma geçip sırıtarak korku dolu gözlerime baktı. "Küçük Asyamız biraz korkmuş mu?" deyip yaklaşmaya başladı.Korkuyordum. Annemi istiyordum.
Adam yanıma geldiğinde baş ve işaret parmağını yanağıma koyup sıktı. Canım açıyordu. Göz yaşlarım şelale misali durmaksızın akıyordu."Buradan gitmek istiyor musun?"diye sorunca göz yaşlarımla ıslanan yüzümü, hemen aşağı yukarı salladım.
Gitmek istiyordum. Adam düşünür gibi elini çenesine koyup çenesini sıktı. Kafasını belli aralıklarla sallayıp bana geri döndü. "Ama ben istemiyorum" deyip tekrar gülmeye başladı.
Benimle oyun oynuyordu.
"Şimdi seninle bir oyun oynayacağız ve sen bu oyunu başarıyla sonuçlandırırsan seni serbest bırakacağım, anlaştık mı?" Diye sorunca cevap vermedim, korkuyordum. Ne oyunu oynayacaktık ki? Hem nasıl bir oyundu? Adamı inceledim; Kalın siyah kaşları ve beyazlamaya başlamış saçları, kirli sakalları, koyu kahve gözleri, boynunda ve orta parmağında ki iskambil kağıtları da bulunan Karo adındaki, siyah ters çevrilmiş kalp gibi görünen dövmesi ve yanağında boydan boya derin dikiş izi vardı. Uzun süre cevap vermeyince,
Gökyüzü mavisi gözlerime koyu kahve gözlerini dikerek. "Duyamadım" diye sinirle soludu.
Boynunda ki şah damarı sinirden şişmiş korkunç bir görüntü belirmişti karşımda kaşları çatık bir boğadan farksızdı."Duyamadım" diye tekrar gürleyince yerimden sıçradım. Sesi duvarlarda yankılanıp toz bulut olmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
OYUN BİTTİ
Teen FictionDünya yerinden oynasa ben sadece tutuklu kaldığım bedende hapsolmayı isterim... Acımasız ve duygusuzluğu ile kendine yol çizen, kendisini o yolda hiç olmadık bir duygunun içinde bulan Karanlık bir genç çocuk... Aşk oyununda tutkunun ateşine kapı...