-Multimedya: ASYA
Bölüm 22'Asya AKMAN'
Keyifli Okumalar...
Yeni bir okul gününe uyanırken yazdan kalma hava bile bana geceden farksızdı. Sanki her şeyi su ile yıkayarak rengini kaybetmesini sağlamış ve beyaz rengini tuhaf bir şekilde siyaha dönüştürmüştü. Karanlık bir geceye sokulmuş gibi tüm gece gördüğüm anlamsız kabuslar yüzünden uyuyamazken beynimi kemiren düşünceler asit yağmuru gibi yağarak beynimi tuzla buz ediyordu. Sevdiğim çocuk yüzünden ne yapacağımı bilmiyordum. Bir yanım uzaklaşmak zorundasın dese de diğer yanım yerinde kal, savaş diyordu. Kafam allak bullakken ucunda ailem olan bir oyunda hangi yoldan çıkacağımı bilmiyordum.
Bir insan oksijeni ciğerlerine dolduramadan nasıl yaşardı. Mümkün müydü bu? Bir ucunda ailem diğer ucunda sevdiğim çocuk asılı olan bir terazi de hangisini seçip kurtaracak yada kimi o terazide ağırlıktan kurtararak aşağı düşürecektim..
Bakalım bugün beni neler bekliyor...
Okul için hazırlanıp evden çıktığımda 'Neyse ki Uraz bana karşı mesafeli' derken arabama binerek ana yola çıktım. Otoparka girdiğimde Cansu'nun çeteyle konuşuyordu ve çetenin yanında daha önce buralarda görmediğim esmer bir kız vardı. Kaşlarım istemsizce çatılırken Uraz'ın yanında olduğunu gördüğüm kız ile bir hışımla arabadan indim. Bu çocukta mıknatıs gibi bütün kızları kendine çekiyordu. Çetenin önünden geçerken gözlerin bir kaç saniyeliğine benden tarafa döndüğüne emindim.
Çantayı omuzuma atarken bizimkileri basketbol sahasından görmemle gülümsedim. Sahaya yaklaştığımda banklara oturmuş gruplardan bizim ayrılmaz ikiliyi izleyen Esra'yı gördüğümde yanına ilerledim.
"Günaydın"
"Günaydın Maviş" dediğinde gülümsemem daha da artarken karşıdan gelen sesle gözlerimi devirerek döndüm. "Bakın burada kim varmış... Bir adet kaçak kızımız.." diye kolunun altına aldığı basketbol topu ile yanımıza gelen Sarp, devam etti. "Bizden sonra günün nasıl geçti?" şifreli konuşmasını anlamıştım. İhtiyarın dün eve gelip beni sorguya çektiğini öğrenmişti. Pislik! Ortalara doğru muhteşem ötesi geçen ama bölümün sonunda tahmin etmediğim şeyler gerçekleşmişti. Kısacası ihtiyarın geldiği sahneden öncesi benim için daha iyiydi.
Yüzüm asılırken "Konuşmak istemiyorum Sarp" dedim. Terli alnına düşen saçlarını elleri yardımıyla geriye itelerken tek gözünü kırptı. Bu Sarpça dilinde Daha sonra konuşacağız, kaçışın yok demekti. "Peki bize katılmaya ne dersin?" diye teklifte bulunduğunda başımı olumsuz anlamda salladım. Esra'da bana ayak uydururken Siz bilirsiniz der gibi omuzunu silkti. Sarp sahaya geri dönerken gözüm karşımda hararetle konuşan çeteye kaydı. Gözlerim Uraz'ı bulduğunda bakışlarının üzerimde olması canımı yakıyordu. Her şeyden habersizdi..
Yanmaya başlayan kalbime su atmak yerine daha da tutuşmasını sağlıyorlar gibiydi. Ben o müptelası olduğum gözlere uzaktan nasıl bakardım. Nasıl uzak kalırdım...
Sınıfa girdiğimizde herkes sıralarına otururken bende sırama geçtim. Sırama oturduğumda göz ucuyla kapıdan içeri girenlere baktım. Çimen yeşili gözler kısa süreliğine gözlerimle buluşurken yeşilliğin kaybolması geç olmamıştı. Yanımdan geçerek yerine oturdu. Kerem'de yerine otururken Cansu'nun neden Uraz'ın yanında bitmemesi şaşırmama neden olmuştu. Gözlerim önlerde Oturan Cansu ve Esmer kıza kaydığında Cansu'nun yeni arkadaş bulduğunu anlamam zor olmamıştı. Buse arkalardan bir kızın yanına geçmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
OYUN BİTTİ
Teen FictionDünya yerinden oynasa ben sadece tutuklu kaldığım bedende hapsolmayı isterim... Acımasız ve duygusuzluğu ile kendine yol çizen, kendisini o yolda hiç olmadık bir duygunun içinde bulan Karanlık bir genç çocuk... Aşk oyununda tutkunun ateşine kapı...