Bölüm 17'Duman'

251 18 5
                                    


Bölüm 17'Duman'

Keyifli okumalar...



Uraz'ın sınıfta ki haline karşılık üstüne bir de sınıftan bir hışımla çıkmasıyla bende peşinden gittim. Yumruk yaptığı elleri ile en alt kata, spor salonuna girdi. Peşinden gidip ne yaptığını izledim. Gömleğinin zaten yarı açık olduğu iliklerini biraz daha açıp kollarını kıvırdı. Kum torbasına yumruklarını geçirecek olduğunu anlamam bir saniye falan sürmüştü. Kum torbasına attığı sayısız yumruklara gözlerim kocaman açık bir şekilde izliyordum. Sinirlendiği şey çocuğun birine bakması ise gerçekten çok saçmaydı. Hele ki o kişi Urazsa. Birine baktı diye insan mı dövülür?

O gözlerin bir daha o tarafa kaydığında o gözlerini işaret parmağımı geçirdim mi yerinden ayırırım!

Kime bakmıştı ki çocuk? Sevdiği ya da hoşlandığı diyeceğim de Uraz'ın o buz dolabı gibi çehresi ile bir kızdan hoşlanma ihtimali hele ki aşık olma kesinlikle dalga konusuydu. Ben bu aşk oyununa gireli neredeyse 2 ay oluyordu. Uraz'la daha yeni yeni konuşur olmuştuk. Gerçi buna da şükür! Kum torbasına geçirdiği yumruklar ile yorulmuş olmalı ki derin derin nefesler alarak kum torbasına çattığı kaşları ile bakıyordu. Elinin tersiyle terden yüzüne yapışan saçını geri itti. Tekrar yumruklarını konuşturmaya başladığında sağ omzumu kapını pervazına yaslayıp kollarımı göğüs hizasında birleştirdim. Ayak bileğimi diğer bileğime dayayıp kum torbasına düşmanını dövermiş gibi geçirdiği yumruklarını  izlemeye başladım. Elinde boks eldiveni yada sargı bezi vesaire yoktu ve çıplak elle vurmaya devam ederse eli incinebilirdi. Dinlenmek için durduğunda yerimden ayaklanıp yanına ilerledim. Kendini o kadar kaptırmıştı ki geldiğimi bile fark etmemişti. Yumduğu gözlerini gördüğümde bir kaç şovdan bir şey olmaz deyip yumruğumu kum torbasına geçirdim. Bu hareketimle gözlerini açıp kaşlarını çattı. İlk önce attığım yumruk ile tersi yöne savrulup geri gelen kum torbasına daha sonra nihayet bana döndü. Beni gördüğüne şaşırmıştı ama tekrar eski soğuk ve sert haline döndü. Gözlerimi devirip "Senden daha iyi vurdum ayrıca sabahtan beri izliyorum da o kaslar ne işe yarıyor biraz canlı vursana şuna" diye sitem ettim. Kesinlikle sinir etmek için uğraşıyordum. Attığı yumruklar ile kim bilir kaç kişinin yumruk ile komalık etmiştir. Bu özgüvenime ben bile inanmazken ilk den şaşırsa da taviz vermeden gücünü toplayarak hafif sallanan kum torbasına öyle bir yapıştırdı ki kum torbası canlı olsa çoktan ölmüştü derdim. Resmen ortasını göçürmüştü. Öküz! Bana dönüp sırıtarak "Oldu mu küçük hanım?" diye sorduğunda gözlerimi oyuktan alıp Uraz'a çevirdim. Şaşkın halimden çıkıp gözlerimi kısarak bir mesaj göndermeye çalıştım. Dudaklarımı çizgi haline getirip başımı aşağı yukarı sallayıp sorusunu yanıtladım. Mesajımı almış olacak ki geri tam yumruğumu geçirecekken geri çekilmişti. Yumruğum boşlukta gidip gelirken "Oyun mu istiyorsun?" diye sorduğunda yumruklarımı yüz hizamda tutum. Bir nevi cevap vermiştim. "Oynar mısın?" diye sorusuna soru ile cevap verdim. Benim hareketlerimi yapıp beklemede kaldı.Dediğim kelime ile hırs yapmış olmalı ki sağ bileğimi tuttuğu gibi bedenimi ters döndürüp sırtımı göğsüne yasladı. Sağ elimi yanağıma yakın bir yerde tutup diğer elini belime yerleştirmişti. Kaçacağımı düşünmüştü belli ki ama şuan değil kaçacak hareket edecek halim yoktu. Bu yakınlığımız nedeniyle burnuma dolan sandal ağacı ve vanilya kokusu ile daha bir heyecan kaplamıştı içimi. Derin derin nefesler alırken kulağıma yakın olduğu halde bile zor duyabildiğim kelime ile gözlerim şaşkınlık ile aralanırken boğazıma oturan yumru ile konuşamıyordum. Nutkum tutulmuştu sanki. Yüzünü yüzüme yaklaştırırken gözlerim istem dışı kapanmıştı. Burnumu yavaş bir ritimle boynuma sürtüp derin bir nefes aldığında yumuk olan gözlerimi daha çok sıktım. Allah'ım neydi bu? Karnımda bir o yana bir bu yana çarpan şeyler neydi? Bana neler oluyordu?

OYUN BİTTİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin