-
-
-
-İyi Okumalar...
Buğra ile uzun bir konuşma yaptıktan sonra müzik odasından çıktık. Buğra kendi sınıfına giderken ben de bahçeye çıktım.
Hava alsam iyi olacaktı.
Okulun arka tarafına gidip çimenlerin üzerindeki puflardan birine oturdum.
Buğra da oyunumuzu öğrenmişti.Bu duruma pek olumlu bakmadı ama arkamdaydı. Bende onunla aynı düşüncedeyim bu durumu olumlu karşılanıyordum ama söz konusu ailemdi. Yapmak zorundaydım, duygularıyla oynayacaktım. Bu çok kötü birşeydi ama...
Buğra, bunları yaşadığımı duyunca şok olmuştu. Böyle bir şeyi aklından bile geçiremeyeceğini söylemişti. Şimdi bana bir mafyanın eline düştün ve ona çalışıyorsun deseler muhtemelen güler geçerdim.
Kendi halinde, kimseye zararı olmayan bir kız neden mafyanın eline düşer derdim herhalde.Asya ölmüş, Beren gelmişti...
Vural Kolçer'in güçlü kızı.
Derken yanımda ki pufa atlayarak oturan kişiye döndüm. Siyah kot pantolon, lacivert tişört üstüne deri ceket ve tabi ki, Kerem.
"Derse neden girmedin?"diye sorduğunda, omzumu silktim.
"Canım istemedi, hava almak istedim"diye açıklama yaptım.
"Hımm canın sıkkın galiba" başımı aşağı yukarı salladım. Dudağını büzüp,
"Anlatmak ister misin?"diye sordu.
Tabi ki de anlatmak istemezdim!
Başımı sağa sola sallayıp "Hayır"dedim.
Sana anlatırsam oyunun ne anlamı kalır, sonuçta sende Uraz Soyka'nın çetesindensin ve en güvendiği kişisin.
Daha fazla konuşmamak için puflardan kalkarak okulun girişine ilerlemeye başladım.
"Derse girmeye mi karar verdin?"diye arkadan seslenen Kerem'e dönerek, sırıttım.
"Evet, bir sakıncası mı var?" Diyerek cevabını almadan ilerleyemeye devam ettim.
Koridorlardan geçerek sınıfımın önünde durdum.
Acaba kapıyı mı tıklayarak mı girsem?
Yoksa, direk içeri dalıp klasik yalanlardan 'müdürün yanındaydım' deyip yerime mi otursam?
1.si daha iyi olabilirdi ama ben Beren'dim.
O yüzden 2.sini yapmak en iyisiydi.
Kapıyı tıklatmayarak direk içeri girdim.
"Beren Soyal"
"Burada!"
Şansıma ki hoca, yoklama alıyormuş dersin bitişine 15 dk. kalmış daha yeni yoklama alıyordu. Ama benim açımdan iyi olmuştu.'Yok' yazılmak istemezdim.
"Neredeydin, kızım?"diye soran edebiyat hocasına gülümseyip,
"Müdürün yanındaydım"diye cevap verip topuklularımı konuşturarak yerime oturdum.
"O çocuk kimdi?" Diye soran Sarp'a döndüm.
"Sonra anlatırım"deyip konuyu kapattım.Hoca, yoklama almaya devam ederken önüme düşen kağıt parçasıyla kaşlarımı çattım.
Kağıdı elime alıp arka sıralara bakındım.
Kim attı bu nu?
Derken sırıtan bir adet Kerem ile şok olmuşca ona baktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
OYUN BİTTİ
Teen FictionDünya yerinden oynasa ben sadece tutuklu kaldığım bedende hapsolmayı isterim... Acımasız ve duygusuzluğu ile kendine yol çizen, kendisini o yolda hiç olmadık bir duygunun içinde bulan Karanlık bir genç çocuk... Aşk oyununda tutkunun ateşine kapı...