Kafamı test birikintisinden kaldırmaya çalışırken belimin tutulduğunu fark ettim.İçimden küfürler savurarak ayağa kalktım ve saate bakmak için telefonumu aramaya başladım.Lanet olsun! Nerde bu aptal telefon??Dolabımın önündeki giysi dağını aştıktan sonra masanın altındaki sümüklü peçete gölüne vardım.Halının üzerindeki oraya buraya saçılmış tokalara basmamak için yatağımı köprü olarak kullandım ve süper elastik hareketlerimle kapıya ulaşabildim.Kapıda durup son bir kez odama bakınca şaheserim gözlerimi yaşarttı.Veya çekmecenin üstündeki küflenmiş mandalina kabukları da olabilir herneyse...
Tam anneme telefonumu görüp görmediğini sorucaktım ki iş için yurtdışına gittiğini hatırladım.Babama gelince ben bebekken ortalıktan kaybolmuş.Nereye gittiği hakkında en ufak bir fikrim yok.Benim değil kimsenin yok.Ama anneme ne zaman babamı sorsam beni kucağına alır saçlarımı okşar.Gözlerini uzaklara diker ve babamla yaşadığı şeyleri anlatır.Sanki anlatmak elindeki son çare gibi ... Anılarına sıkı sıkı tutunur.
Düşüncelerimi bölen , telefonumu salondaki koltukların arasında görmemdi.Şimşek hızıyla telefonumu elime aldım.Saate baktığımda resmen tükürüğüm boğazıma kaçıyordu.2 saat aralıksız matematik testi mi çözmüştüm ?? Aferin sana Kim.İlerleme kaydediyorsun.Kendimi şımartıp özgüvenim tavan yapınca hemen mutfağa koştum kendime sıcak çikolata hazırlayıp kaloriferin yanındaki armut koltuğa çöktüm.Pencereden baktığımda sağanak yağmurun hala devam ettiğini görüp sevindim.Nedense yağmur her yağdığında içim rahatlıyordu.Yanımdaki kumandadan televizyonu açıp geç saatte çıkan saçma gezi programlarını izlemeye başladım.Gözlerim kendiliğinden kapanmaya başlayınca televizyonu kapadım.Odama gidip o karmaşıklığa dönmek istemiyordum.İçeriye gidip kendime pike ve yastık aldım,salon koltuğuna kıvrıldım.Uykuya dalmadan önce düşündüğüm tek şey içimdeki kötü histi.Kötü bir şeyler olmadan önce ağzımda hep metalik bir tat olurdu.Şuan da öyleydi.Yanlış giden birşeyler vardı.Sanki yağan yağmur bana ısrarla bir şeyler anlatmaya çalışıyordu ama boşuna.Uyku beni çoktan ele geçirmişti bile...
BU BENİM İLK HİKAYEM. UMARIM BEĞENİRSİNİZ. :)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Nothing Left To Say
FanfictionKimberley 16 yaşında normal hayatı olan bir genç kızdı. Bazı olağandışı durumları saymazsak tabi... Bir gün bir çocuk ona Melez Kampına gideceklerini söylediğinde tek istediği sorularının yanıtlarını alabilmekti. Ama acaba yanıtlar merak ettiği kada...