NA NA NA NA NA NA!! SO SO WHAT !! I'M A ROCK ST-
Evet ! "Sabahın ilk güneş ışıkları yüzümü gıdıklarken gözlerim kendiliğinden açıldı..." gibi huzurlu birşeyler söylememi bekliyordunuz değil mi? Malesef söz konusu olan benim uykumsa ve artı okul varsa güneş ışıkları uyanmam için yetersiz kalabilirdi tabi.
Telefonumu hemen düştüğü yerden(Alarm sussun diye vururken düşürmüş olmalıyım) alıp banyoya girdim.Ve aynadaki halime bakıp katıla katıla gülmeye başladım.Sıcak çikolatayı içtikten sonra ağzımı silmeyi unuttuğumdan yüzümde kahverengi bir hitler bıyığı vardı.
Gene de çikolata bıyığım sadece ben ve ayna arasında kalsa daha iyi olurdu.Yüzümü yıkadım,dişlerimi fırçalarken annemi aradım,annem dediklerimi anlamadı ve "Neden böyle gerizekalı bir çocuğum var benim ?"anlamına gelen birkaç şey söyleyip telefonu kapadı.Odama girip dolaptaki giysi dağından üstteki giysi kardeşleri tarafından ezilmiş yeşil bir kotla beyaz askısız bir tişörtü çıkarıp giydim.Odamdan çıkıp(odamdan çıkarken ki maceralı anılarımı tekrar anlatmaya gerek duymuyorum)mutfağa indim ve buzdolabından elma çıkarıp elmamı kemirmeye başladım.Televizyonda bilmem nerenin bilmem kimin evindeki korkunç fırtına felaketini anlatan bir haber vardı.Amerikanın bazı bölgelerinde bu oldukça alışıldık bir durumdu.Bu yüzden kayıtsız bir ifadeyle haberi izleyip televizyonu kapadım ve okula gitmek için evden çıktım.
Okula geldiğimde kot montumu almadığımdan kendime küfürler savurdum.Dolabıma gelip Sam'e mesaj attım ve tenefüste kantine gelmesini söyledim.Evet Sam namıdeğer en iyi arkadaş vesairesiydi.Asıl adı Samantha yani kendisi kız, kafanız karışmasın.Benim adımın Kimberley olması gibi.Herneyse
Sınıfa girip pencere kenarındaki en sevdiğim yerin kapılmış olduğunu görünce sinirlerim tavan yaptı ve hışımla oturan kişiyi sövebilmek için sıraya doğru yürümeye başladım.
"Sınıfta onca sıra varken neden bu sıraya oturduğunu sorabilir miyim acaba? "
Ben sinirlerimi yatıştırırken sınıftan bir kaç kişi bize dönüp olanları izlemeye başladı.Hepsi beni tanıyordu.Bu yüzden o sıra hep benim için boş bırakılmıştır.Nedeni nasıl sınıfın amigo kızının ve okulun takım kaptanının daha rahat yiyişmek için en arka sıraları tercih etmesi ve bu yüzden genel olarak sınıfın bu arkalara oturmaması veya ineklerin hep en öndeki sıraları tercih etmesi gibi bu sırada da hep ben otururdum.Nedeni yoktu.Ayrıca mp3 ile çok kez yakalanmama ramak kalmışken pencerenin dış pervazı mp3 ümü saklamak için ideal bir yer olmuştur hep.Neden müzik illa dinlemeliyim diye sorulursa akşamları okulun yanındaki cafede söyleyeceğim şarkıları çalışmam gerekiyordu.Bazısı bebek bakıcılığı yapar bazısı süpermarkette çalışır benimkisi ise cafede çalışmaktı.
Evet nerde kalmıştık bağırdığım çocuk arkasını dönünce yeni transfer olduğunu anladım.Bu durumda onun bir suçu yoktu. Çocuk kıvırcık saçlarını önünden çekip "Özür dilerim bu sırayla aranda özel bir bağ olduğunu bilmiyordum.Kulak zarlarımı patlatacak kadar bağırdığına göre annenden bile çok seviyorsun heralde bu sırayı ha?"dedi ve sırıttı.Bu lafa gülen birkaç kişi de sinirlerimi iyice zıvanadan çıkarıp çocukla kavga etmeye başladım
"Sabah sabah sinirlerimi tepeme çıkarmak için özel bir çaba mı harcıyorsun?Hem sen bana laf atacağına kendi saçlarına bak be! Sanırım beynin dışarı fışkırdığından bu kadar kabarıklar!
Sınıftakiler lafı koydu ooo fln gibi bir kaç aptal yorumda bulundu ama o sanki hiç aldırmamışçasına sırıttı ve
"Hmm ben saçlarımı oldukça seksi buluyorum.Ve eleştirin sanırsam bu sırayla aramda daha güçlü bi bağ oluşmasını sağladı.Üzgünüm ama farklı bir sıraya geçmen lazım."
Dedi ve sanki gerçekten üzülmüş gibi yapıp sıraya iyice yayıldı.
Cevap vermedim ve arkamı dönüp sınıftaki tek boş sıra olan sümüklü Betty'nin arkasına oturdum.Tarih dersi boyunca gözlerimi açık tutmaya çalışmak ve hayatıma lanetler yağdırmak dışında hiçbirşey yapmadım.
Zil çaldı.Blok ders yüzünden aralıksız tarih görmek beynimi sulandırmıştı ve bu yüzden beynim birkaç fonksiyonunu kaybetmişti. Kantine giderken telefonuma mesaj gelmiş mi diye baktım.Sam 8.59 (yani derse girmeden önce)
-Üzgünüm bebek! Bugün okula gelemicem.Sanırım grip oldum.Bensiz idare edebilirsin dimi ?
-???
-Derste mesaj çekmek terimini duydun mu??
-herneyse...Hızlıca birşeyler yazıp bugün daha kötü ne olabilir ki diye düşünüp kantine indim.
Alt tarafı bir sıcak çikolata almak için tam 20 dk bekledim.Kantinci sonunda elime bardağı tutuşturduğunda ılığı bırak buz gibi olan sıcak çikolataya karşı okkalı bir küfür savurdum.
"Hey sakin ol! O sıcak çikolatanın bir suçu yok"dedi ve bardağı elimden aldı. Kim diye sorarsanız daha bu sabah kavga ettiğim şu kıvırcık saçlı sinir bozucu çocuk.Ben gene mi sen diye homurdanırken bana gülümseyip sıcak çikolatayı elime verdi
"Artık daha sıcak!! Bu arada ben Leo "
Dedi ve sırıttı.Tabi ben olayın şokunu atlatamamıştım.Daha az önce buz gibi olan bardak şu an elimi yakıyordu.
"Se-sen bunu nasıl yaptın? "
"Ah şey... Meslek sırrı!
Dedi ve güldü. Biraz endişeli bir şekildeydi ama olsun. Buna kafa yoramayacak kadar halsizim.Uzatmadım.
"Herneyse.Bu sana artık kızgın olmadığım anlamına gelmiyor
Dedim ve onu arkada bırakarak yürümeye başladım.
Arkamdan gelerek
"Hey! Bu kadar kızma! Alt tarafı bir sıra."
"Sümüklü Betty'nin arkasında oturuyorum.Eğer hasta olursam bunun sorumlusu sensin.
"Şey ,durumun bayağ vahimmiş."dedi ve güldü
" Ah evet. Acaba kimin yüzünden?"dedim alaycı bir sesle.Oda durumdan bihaber gibi
"Kimse çok öküzlük etmiş."dedi ve sırıttı.
"Bunu fark etmesi iyi olmuş bence " dedim.Güldü ve ellerini havaya kaldırıp "Tamam pes ediyorum" dedi.Sonra sanki onu vurmuşum gibi ses efekti yaptı ve yere yığıldı
"Neden Kimberley ? Nedennn.. ??
Ben kahkahalarla gülmeye başlayınca oda gülmeye başladı.İkimizde gülme krizine girdik.Kendimizi durduramıyorduk.Ta ki onu görünce.
!!!NOTÇUK:
Ya şimdi ben hikayeyi yazıyorum. Canım istediği zaman bölümü yayınlıyorum. Hani okuyan kişi belli bir kitleye ulaşırsa ( bir umut sadece :D ) o zaman belli günlerde yayınlarım hikayeyi. Ama şimdilik benden bu kadar. Neyse umarım bölümü beğenmişsinizdir. Sizi seviyorum :)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Nothing Left To Say
FanfictionKimberley 16 yaşında normal hayatı olan bir genç kızdı. Bazı olağandışı durumları saymazsak tabi... Bir gün bir çocuk ona Melez Kampına gideceklerini söylediğinde tek istediği sorularının yanıtlarını alabilmekti. Ama acaba yanıtlar merak ettiği kada...