A Good Night Kiss

917 63 21
                                    

Merhaba sevgili melez okuyucularım.

Her şeyden önce hepimizin başı sağolsun demek istiyorum. Böyle felaket derecede üzücü bir olay hepimizi üzdü ama başta Soma'daki hayatını kaybeden madencilerin yakınlarını derinden etkiledi. Onlara sabır ve dayanma gücü diliyorum. İnşallah bir daha böyle bir felaket başımıza gelmez.

Son olarak,

Bazı kişiler multide ki Leo'dan hoşnut değil. İsterseniz yorumlara hayalinizdeki Leo'ya benzeyen bir kaç fotoğraf linki atın ve oylayalım. Sonuçta bu hikaye Leo üzerine kurulu...

Herkes tarafından beğenilen bir Leo olursa daha güzel olur bence :))

Neyse gecenin 1'inde uykulu uykulu bölüm yayınlayan yazarınız size iyi okumalar kendisine de iyi geceler diler :)

Kimberley Hall

Farkındayım.

Her şeyi farkındayım.

Beni şıpsevdi bir kızmışım gibi görüyorsunuz. Ama öyle değilim. Nathan.

O sevdiğim tek erkek. Nokta. Dahası yok!

Nico'ya gelince... O konuda yapabileceğim bir şey yok çünkü onu öpen kişi ben değildim. Zaten öyle çekici hareketler yapabilen ve gizemli konuşabilen bir insan değilimdir. Genelde oldukça sakar,fazla heyecanlı ve bilmişlik taslayan sinir bozucu bir yapım vardır. Ama içimdeki diğer ruh öyle değildi. Uzun süre yaşamış bir tanrıça edasında konuşan ve cidden çekici bir ruhtu. Yani ruhların tam olarak ne şekle benzediğini göremezdiniz ama yaydığı ışığı görebilirdiniz. Yaydığı ışıktan da belirli özelliklerini pekala çıkarabilirdiniz. Bedenimdeki diğer ruh koyu gümüşi bir ışık yayıyordu. Hayranlıkla izleyebileceğiniz kadar parlak ama içinde kaybolabileceğiniz kadar karanlık bir rengi vardı. Benim ruhumun rengi ise sarıydı. Ama güneş gibi değildi. Daha çok fazla parlamayan bir altın sarısı gibi. Hani bazen ay çok alçakta durup sarı ışık yayan bir dolunay halini alır ya... İşte onun gibiydi benim ruhumun rengi.Bu yüzden ruhumun öyle çekici ve karanlık bir tarafı yoktu. İnsana güven veren asil bir hali vardı.

İçimdeki diğer ruha gelince onun neden içimde olduğunu ya da benim ruhumu neden bedenimden atmaya çalıştığını bilmiyordum ama kesinlikle iyi bir niyetinin olmadığından emindim. Ve bu yüzden de Kherion'a inanmıyordum. Babam -yani namıdeğer Apollon- içime Euterpe'yi yerleştirdiyse bile benim ruhumu bedenimden atmaya çalışan diğer ruhun kesinlikle Euterpe olmadığına emindim. Çünkü Müzler iyidir. Apollon'un yardımcılarıdır. Kendilerine ev sahipliği yapan bir melezin ruhunu bedeninden atmaya çalışıp kendi halinde başka bir melezi öpmezler. Hele Müzlerin en önemlisi olan Euterpe'nin böyle şeyler yapmayacağından adım gibi emindim.

Herneyse. Şimdi size dün başıma gelenleri anlatayım ki daha iyi anlayabilirsiniz.

İlk baş imgelem görüyorum sandım. Bayıldığımı sanmıştım çünki gözlerim kararmıştı ama sonra ruhum ayaklanmıştı ve bedenimden dışarı çıkmıştı. Tabi çıkana kadar çok zorlanmıştım çünkü bunu ben istemiyordum. Birşey beni dışarı atmaya çalışıyordu ve bu nasıl desem derinizin yüzülmesi kadar can yakıyor. Bu sırada far etmeden ağladığımı fark etmiştim. Ama maalesef içi deki diğer ruha karşı koyamamış ve bedenimden koparılmıştım. Bir anda kendimi çok hafif hissetmiştim. Kuş kadar hafif. Ki bu his öyle güzeldi ki... Sanki istediğim her yere uçup gidebilirmişim gibi. Ama bu büyüleyici his çırpınan bedenimi görmemle son buldu. Hemen kendimi toparladım ve o lanet ruhtan bedenimi geri alabilmek için napabilirim diye düşünmeye başladım? Ve anında kafamda şimşekler çaktı! Diğer ruh bedenimi ele geçirmek için çabalıyordu. Ve ele geçiremediği kısımlar vardı.

Nothing Left To SayHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin