Hele Watty'de hiç doymuyor. Ama konumuz bu değil tabi kii.
Bendeniz mrsvaldezzz Watty'de yaklaşık bir yıldır hikaye yazıyorum. Ve eğer yazmasaydım hayatımdaki boşluğu düşünemiyorum bile.
Nothing Left To Say'in yeri benim için çok ayrı. Kurgularını sabah dersane için otobüste müzik dinlerken bulduğum,final bölümünü aylar öncesinden belirlediğim, bölüm yazabilmek için gizli gizli tableti kaçırdığım ve sonra annem neden test çözmüyorum diye kızınca ona hikayemi Greenpeace'cilerin geridönüşümü savunduğu gibi savunduğum ve oylar gelince hayatımda birilerinin benim düşüncelerimi benim kelimelerimi okuyup beğenmesinin verdiği o muhteşem tatmin duygusunu yaşadığım bir kitaptır kendisi. Ve bu da onu bir kitaptan fazlası yapar.
Asla ve asla oy için yazmak istemedim. Bu biraz klişe ve şey denildiğini duyar gibiyim
"He yav he! Kimi kandırıyorsun. İlla oylar içinde yazıyorsundur." Ve bunun gibi bir kaç cümle.
Ama bu doğru değil. Sadece okuyanların beğendiğini belirtmesini isterim. Kim istemez ki?
Bazen keşfet kısmına girip hikayelere giriyorum ve üzgünüm ama ağlayasım geliyor.
Bunca insanın düşüncesi bu kadar basit olamaz diyorum. Ciddi anlamda çıkış yapmış hikayelerin %90'ının ya Kötü çocuk-İyi kız ya One Direction (grubu kötülemiyorum bir zamanlar bende hayranıydım) ya da fazlasıyla Smut içerikli hikayeler olması oldukça vahim.
Biz fanfic yazarlar pekala mutluyuz. Yazdığımız hikayelere tabi kii bir bölümde 200-300 oy falan gelmiyor ama sonuçta okunuyor ve beğeniliyor.
Sizden tek istediğim eğer bir hikaye okuyorsanız lütfen ama lütfen OKUDUĞUNUZU BELİRTİN!
Bakıyorum bir bölümde okuyucu sayısı 60-70 kişi,oy veren 11-12 kişi.
Gidipte "oy verin yieaaa"diye ortalıkta dolaştığım yok ama sonuçta yazılan hikayelerde bir emek harcanıyor ve bunu yazan kişi bir tepki bekliyor. Sırf bu "sessiz okuyucular" yüzünden nice güzel yazan yazarlar yazmaktan vazgeçiyor. Hani tamam beğenmezsin oy vermezsin. Ama bu ilk bölümde geçerli olan bir durum. İkinci bölümü de okuyorsan demek ki beğenmişsin de okuyorsun arkadaş!
Hele gelmiş hikaye 17-18. bölüme sen okuyorsun gidip de ben beğenmedim oylamıyorum deme gibi bir hakkın yok. Beğenmeseydin baştan beğenmez başka kitaba geçerdin. Boş yere yazarı umutlandırmaya gerek yok.
Aklımda Nothing Left To Say için bir sürü parlak fikir vardı. Ve hevesle bölüm yazıyordum. Ama sırf bu üstte bahsettiğim sorun yüzünden hevesim kursağımda kalıyor.
Neyse ben gene de bir iki güne yeni bölüm atarım da sadece okuyanlar ve tepkilerini gösterenler finalsiz kalmasın diye yazıyorum. Eski hevesim yok artık.
Muhtemelen çoğu yazarda aynı durumdan şikayetçidir.
Şimdi 152. sayfasında olduğum Sefiller kitabıma geri dönüyorum.
Elveda melez okurlarım...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Nothing Left To Say
FanfictionKimberley 16 yaşında normal hayatı olan bir genç kızdı. Bazı olağandışı durumları saymazsak tabi... Bir gün bir çocuk ona Melez Kampına gideceklerini söylediğinde tek istediği sorularının yanıtlarını alabilmekti. Ama acaba yanıtlar merak ettiği kada...