Hatirlatma:
" yine mi o anı düşünürsün"
" unut artık kızım olmuşla ölmüşe çağre yoktur kaderinde yazılı olan buymuş. Allah sevdiği kullarını sınarmış. Seni de çok sevmiş o kadar çok sevmiş ki seni annelik duygusundan mahrum etmiş." Dilber göz yaşları içersinde kayınvalidesine sarılmış hıçkırıklarını onun göğüsüne teslim etmişti.
" ana bu yük ağırdır. Bir diyarbakır benim kısır olduğumu düşünüp durur oysa o benim elimden kadınlığımı anne olma şansımı aldı. Şimdi söyle ana madem allah beni bu kadar seviyor neden beni yarım bıraktı? Neden beni yanına almadı ana? " son sözlerinde isyan vardı. Yılların bastırmış olduğu isyan. Haşa allaha yapılmış olan bir isyan değildi bu.
Kullara yapılmış bilhassa amed'e yapılmış bir isyandı bu.
Acımasız amed'e." bukem güzel kızım rabbim seni ahirette dilerim bi ev dolusu çocukla müjdelendirir.kendini harab etme. Zine'nin bebesi seninde bebendir. Avun ve zinhar isyan etme."
Zine'nin bebeği. Adı üstünde. Nasıl olacaktı? Sevebilecekmiydi?
Kocası ve zine'nin ortak meyvesi olan rabbimin onlara bahşedeceği bebeği sevebilecekmiydi?
Bilmiyordu. Ağlaması dinince kayınvalidesi alnından öpmüş gelinine odasına gitmesini söylemişti.
Dilber kendini zor bela odasına atmış, banyoda elini yüzünü yıkamıştı. Dolaptan pijamalarınıda çıkartıktan sonra kendini yatağa bırakmıştı.Sırt üstü yatarken elini semaya açmış dua ediyordu:
" rabbim verdiklerine aldıklarına şükürler olsun!! Sen şüphesiz en doğru olanı bilirsin. Sana hiç bir zaman isyan etmedim. Beni en büyük acı ile sınadın yine isyan etmedim. Senden tek dileğim var beni hayırsız kötü kullarından eyleme. Nefret kibir öfke şeytanın fitnelerinden uzak tut beni. O.. o çocuğa şevkat sevgi göstermeme yardım et keza annesine de öyle.
Sen en doğru olanı bilirsin. Sen ümmeti muhammedi koru şeytanın fitnesinden kazadan beladan ben aciz kulunuda içinden eksik etme allahım!!
Amin"Peşinden bir fatih okuyup elllerini yüzüne sürmüş yorganına sarılıp uyumuştu.
-------------🙏🏻😴------------
Mirhan ağa rahatsızlığın verdiği ağrı ile uykusundan uyanmış. Hala aynı pozisyonda uyuyodu. Yavaş yavaş doğrulmuş banyoya gitmiş elini yüzünü yıkamış elbise dolabına yönelmişti.
Bu kadın her şekilde mükkemeldi. Muhteşem bir düzen hakimdi elbise dolabında. Her renk ayrı ayrı katlanmış gömlekler sinek kaydı idi.Alt çekmeceden pijamalarını çıkarmış üzerine giyinmişti.
Yavaşca yorganı kaldırmış zine'nin yanına uzanmıştı. Bi kol'unun üstüne zine'nin kafasını koymuş bir hamlede çevirmiş ona bakacak şekilde sarmıştı zine'yi.
Ani hareketten uyanan zine şimdi tamda mirhan ağa ile göz göze gelmişti.Zine kendini kollarından kurtarmak istemişti
"Böyle kal" diye emirle karışık bir ses çıkmıştı ağanın ağzından.
İtaat etmişti.
Fakat kati suret ile göz teması kurmuyordu.
Mirhan ağa hafif çenesini kaldırmış göz göze gelmesini sağlamıştı." gözlerimin içine bak "
Bakmıştı.
"Ben seni kırdım hatta çok kırdım bunu biliyorum. Ben seni küçümsemek istemedim. Senin gibi onunda istemediği bir evliliğe kurban edilmesini istemedim sadece."İçmişti. Ağzından yoğun bir içki kokusu gelmişti. Fakat bu şuanda zine'nin umrunda olan en son şey idi.
" biliyormusun zine, senin bana söylediklerin aklımdan hiç çıkmadı. Ben yaşamıyorum ki. Ben öldüm demiştin. Sonra o lafların beni nasıl kızdırdığını sana neler yaptığımı hatırladım. Aslında kızmakla beraber incinmiştim de. Kimse bilmez kimse anlamaz yalnız çekerim diye düşünüyorsun ya hani, asıl en çok ben anlarım. Bende seninle beraber bi hayata mahkum edildim. Seni incitmek hor görmek değildi amacım sadece bu gidişe bi son vermem gerektiğini düşündüm hepsi bu. Anla beni ve bu aciz ağa'yı affet!"
Diye sonlara doğru yumuşayan hatta acı çeken bir ses tonu ile konuşmuştu.
Mirhanın söyledikleri doğru olabilirdi fakat zine'nin içinde açtığı yara oda gerçekti. Ve kolay kolay geçeceğe benzemiyordu.
Af diliyordu koskoca ağa karşısında.." sen doğrusun ağam o günki tepkinde doğru. Ben kuma gelmişim bacında kuma gitmesin benim çektiklerimi çekmesin istemişsin. Ama benim içim acıdı ağa ve geçmiyor sancısı. Af etmek allaha mahsustur kulun haddi değildir. Kul unutur zamanla lakin ben seni görünce acı çekiyorum. Bir müddet benden uzak dur , dur ki unutayım bana yaptıklarını"
demiş gözünden yaşlar peş peşe akmıştı.Mirhan ağa duydukları karşısında yerin dibine girmeyi dilemişti içinden. Bi kadın hem güzel hem mütevazi hemde nasıl bu kadar akıllı olabilirdi diye geçirmedrn edememişti .?
Fakat oda açı çekiyordu ve zine'den uzak kalmak onun için çok zor olacaktı. Aşık değildi bu. Belki sevgi bile değildi.bu hayranlıktı. Bir insana nasıl hayran oluna bildiğini ilk kez görme ve hissetme şerefine nail olmuştu. Zine'nin elmacığına düşen göz yaşına bir öpücük kondurmuş baş parmağı ile yaşları silmişti.Zine cevabı beklemeden mirhan ağa'nın kollarından çıkmıştı. Mirhan'a arkasını dönmüştü. Şuan istediği tek şey uyumaktı. Uyuyunca uyuşacaktı. Göz kapakları o kadar ağırlaşmıştı ki direnemiyordu bile karşısında.
Mirhan ağa karısını öylece izlemişti. Ayağa kalkıp cam'a doğru ilerlemiş zine nin o güzel yüzüne bakıyordu.
" sana kendimi affetireceğim kadın. Ne pahasına olursa olsun affetireceğim. Senin sevgini kazanacağım. Ve birdaha seni asla bu hale düşürmeyeceğim"
Demişti sessizce.
Gözünden bir damla yaş çoktan firar etmişti." seni sevmeyi öğreneceğim"...
Eeeeeeeeeeveeettt😊 hafta bitmeden bir bölüm daha geldi. Umarim begenirsiniz. Hikayenin gidisati hakkinda neler düsünüyorsunuz kisa bir not düserseniz cok mutlu olurum🤗 bazen haftada iki bölüm atacagim ...
Bizimle kalin begeni ve yorumu unutmayin ☺️☺️ seviliyorsunuz ❤❤❤❤❤
ŞİMDİ OKUDUĞUN
◇♡ Kördüğüm ♧♤
Ficción GeneralZine Beritan . Beritan aşiretinin namsalmış güzellikteki yegane incisi. Töreye kurban edilmiştir. Mirhan Bayki . Bayki aşiretinin ağası. Adaletli ve merhametli olduğu kadar sert ve katı olarak bilinir. Dilber Bayki. Mirhan baykinin resmi nikahlı eşi...