Yorgunluktan ölüyordum.
Alışveriş yapmak delilikti. Bir daha alışveriş yapmayacaktım, buna emindim.
Kendimi yatağıma bıraktım. İç çamaşırına kadar her şeyi almıştık ve alışveriş boyunca renkten renge girmiştim. Benimle dalga geçme fırsatını kaçırmayıp geri kalan yol boyunca bana gülmüşlerdi.
Çünkü iç çamaşırlarımı Jimin seçmişti. Neymiş, benim iğrenç bir zevkim varmış. Sanki biri görecekti de içime ne giydiğimi.
Eve geldiğimde ortalıkta kimse yoktu. Jungkook birkaç kez isimlerini seslense de ne Namjoon, ne Hoseok ne de Yoongi'den ses çıkmamıştı.
"Yoongi hyung yine uyuyordur. Ayı gibi uyuyor zaten, duymaması normal." demişti. Gülmemek için kendimi kastığım için domuz gibi bir ses çıkarmıştım. Bu da tekrar dalga konusu olmama yol açmıştı. Ben de çözümü odama çıkmakta bulmuştum.
Uykum geldiğinde esnedim. O sırada kapım çalınmadan birden açıldı.
"Oha! Yavaş ol hayvan!"
Uzandığım yerden doğrulup sinirli bakışlarımı Yoongi'ye yolladım. O ise rahat bir şekilde sırıtıyordu.
"Ne o? Yanlış bir zamanda mı girdim?"
İma ettiği şeyi anladığımda önce gözlerim kocaman açıldı sonra güldüm. Nedense utancım bu aralar her şeyin arkasında geliyordu.
"Evet çok yanlış bir zamanda girdin. Çıkmaya ne dersin? İşim bitince seni çağırırım."
"Ya da işini bitirmende yardımcı olabilirim."
"İstemez. Ne söyleyeceksen söyle de git."
Ciddileştiğimi görmesine rağmen benimle dalga geçmeye devam etti.
"İçinde bir yerlerde istiyorsun. Ama açığa çıkarmaya korkuyorsun."
Yaklaştı. Böyle yaklaşmasını sevmiyordum, her seferinde tedirgin oluyordum. Yine de kıpırdamadım.
"Eğer isteseydim emin ol bunu bilirdim."
"Nasıl bileceksin? Daha kim olduğunu bilmiyorsun sen."
Bunun acıtması normal miydi? İçimdeki öfkenin taşmasına neden olacak kadar canımı yakması?
Ayağa fırlayıp onu geriye doğru ittirdim. Bu çıkışımı beklemiyor olacaktı ki birkaç adım geriye gidip şaşkınlıkla bana baktı.
"Ne var biliyor musun? Kim olduğumu bilmemem benim suçum değil. Ama böyle iğrenç bir insan olman tamamen senin suçun. Midemi bulandırmaya başladın."
Bir saniye önce alayla bakan gözleri bir saniye sonra ciddileşiverdi.
"Yarın araştırmaya başlıyoruz. Benimle uğraşmak yerine bir şeyler hatırlamaya çalış."
Arkasına bakmadan odadan çıktı. Yatağa geri oturup sıkıntıyla nefesimi dışarı verdim.
Demek cidden başlıyorduk.
•°•°•
Mutfak masası toplantıların yapıldığı bir yer haline gelmişti. Etrafına dizildik ve elimizdeki verileri ortaya dökmeye başladık. Elimizdeki bilgiler sadece benim anlattığım şeyler olduğu için pek de yardımcı olmamıştı.
Jungkook cebinden benimkine benzer bir Q-ein çıkardığında neredeyse bağıracaktım. Onda da mı vardı? Bu düşünceye içimden kızdım.
Salak mısın? Neden olmasın? Sen de bir hemşireninkini çalmadın mı?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Consciousness // Min Yoongi
Fanfiction"Gelecek, geçmişin ellerinde doğar." [Tamamlandı] {250317-180617}