Bir eli belime giderken diğeri de saçlarıma ulaşmıştı. Karşılık verip vermemek arasında gidip gelirken dudaklarını benimkilerden uzaklaştırdı.Heyecandan ölecekmiş gibi hissediyordum.
İlk kez öpülmüştüm. Yani, hatırladığım kadarıyla.
Alnını benimkine yaslarken gözlerini açmamıştı.
"Karşılık ver lanet olası. Çıldıracakmış gibi hissediyorum."
Dudakları tekrar benimkileri bulurken ilkinin aksine sertti.
Uslu, iyi bir kız olma.
Bu sözü hatırlamak için doğru zaman mıydı bilmiyordum çünkü beni hareketlenmeye iten cümle olmuştu.
Bana davrandığı gibi sert bir şekilde ona karşılık verdim. Boğazından kısık sesli bir inleme kaçarken belimdeki eli sıkılaşmıştı.
Boşta kalan kollarımdan birini omzuna yerleştirirken diğerini hep dokunmak istediğim saçlarının arasına soktum.
Nefessiz kalınca geri çekildi. Hızlı hızlı soluyordum, kalbim dörtnala atıyordu ve ben bu olanlara inanamıyordum.
Eli yanağımı kavradı. Gözlerimi hâlâ açmamıştım.
Uçuyormuş gibi hissediyordum. Bu his bana oldukça yeniydi. Bu yüzden bitmesini istemiyordum.
"Ne zamandır kendimi tutuyordum ama bugün son damlaydı."
Bir şey söylemedim. Huzurlu bir sessizlik aramıza dolduğunda sonsuza dek böyle kalabilirdim. Hiçbir sorun yokmuş gibi davranabilirdim.
Gözlerimi yavaşça açıp onunkilere diktim. Başparmağı alt dudağımın üstünden geçtiğinde gözlerimi tekrar kapatmamak için kendimle savaşmam gerekmişti.
"Sana ihtiyacım var derken yalan söylemiyordum. Şu anda en çok ihtiyacım olan şey sensin hatta."
Titrek bir nefes çektim ciğerlerime. Söyleyecek söz bulamıyordum.
Durumumu anlayan Yoongi hafifçe güldü ve benden uzaklaştı.
"Uyu. İyi geceler."
Odadan çıkıp kapıyı arkasından kapatana kadar onu izledim.
Sonra içime sığmayan duygularla birlikte kendimi yatağa attım.
Üzerimdeki moral bozukluğu gitmişti, hatta mutluydum. Nedenini de şimdi anlamıştım.
Değişimim hakkındaki gerginliğimin diğerlerinin düşünceleriyle alakası yoktu. Sadece Yoongi'ninkiyle ilgileniyordum. Onun düşüncesini önemsiyordum.
Orada, yatağımda uzanıp düşünürken beni korkutması gereken ancak gram kötü duygu hissetmediğim o farkındalığı yaşadım.
Ben Min Yoongi'den köpek gibi hoşlanıyordum ve bunun geri dönüşü yoktu.
•°•°•
Gözlerimi açıp gerindim. İyi hissederek güne başlamıştım. Dün olanlar aklıma doluşunca iyi hissetmemin nedeni belli olmuştu. Hızla yataktan çıkıp etrafı toparladım. Aklımdan uydurduğum bir melodiyi mırıldanırken bir dans etmediğim kalmıştı.
İçimden taşan mutluluğa son verip eski halime dönmem gerekiyordu ancak her şey gözüme tozpembe görünüyordu ve sürekli gülümsemek istiyordum. Bu garip bir histi.
Kendime sağlam bir tokat attım.
"Ah, bu acıttı. Elim baya ağırmış."
Odadan çıkıp elimi yüzümü yıkamak için banyoya ilerledim. Her adımda Yoongi'nin odasına yaklaşıyordum ve bu heyecanlanmama neden oluyordu. Daha önce böyle değildim. Ne olduysa dün olmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Consciousness // Min Yoongi
Fanfiction"Gelecek, geçmişin ellerinde doğar." [Tamamlandı] {250317-180617}